Pazar Postası Özge Borak: Güçlü kadınlar kadınlıklarına otosansür uyguluyor
Paylaş
Özge Borak: Güçlü kadınlar kadınlıklarına otosansür uyguluyor

Dönem kostümleri, klasik araçlar, şahane bir film platosu… Sizi geçmişe taşıyacak, duygulandıracak bir film geliyor. Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı unvanına sahip Leyla Atakan’ın yaşamını konu alan ‘Leyla Hanım’ filminin çekimleri başladı. Filmde Leyla Atakan'a Özge Borak hayat veriyor. Özge Borak’la buluştuk, hem üstlendiği rolü hem de hayatı konuştuk.

Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

Haberin Devamı

Gayet iyiyim. “Sağlık yerindeyse her şey tamam” dediğimiz dönemin tam içindeyiz. Başta sağlık olsun gerisini hallederiz. Ayrıca çalışmanın haklı mutluluğunu da yaşıyorum.

KULİSLERDE BÜYÜDÜM, YA BALERİN OLACAKTIM YA TİYATROCU

Nasıl bir aileye doğdunuz?

Sanatçı bir ailede dünyaya geldim. Annem, babam devlet opera balesindeydi. Sonra onlara ağabeyim katıldı. Ben de sekiz yaşımdan beri tiyatrodayım. Her fırsatta şükrettiğim bir ailenin içine doğdum. Aile ahlakıyla, kalabalık sofralarla eğlenerek büyüdüm.

Oyunculuk nasıl girdi hayatınıza?

Çocukluğum kulislerde geçti, öyle büyüdüm… Ya balerin olacaktım ya tiyatrocu… Sekiz yaşında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun açtığı çocuk eğitim birimi sınavına girdim ve kazandım. O günden beri tiyatro hayatımın odak noktası oldu.

Haberin Devamı

Oyunculuk bir meslek olarak ne kadar yıpratıcı sizin için?

Sevdiği iş, mesleği olmuş şanslı insanlardanım. O sebeple şikayet etmem. Yine de zor yanları var tabii. Geceniz gündüzünüze karışacak kadar uzun çalışma saatleri olduğunda zorlanıyoruz tabii.

En duyarlı olduğunuz konular neler?

Yardıma ihtiyaç duyulan her konu… O yüzden sosyal sorumluluk projelerine mümkün olduğunca katılırım. Tanınmış olmak böyle projelerde anlam kazanıyor.  İhtiyaç sahiplerine destek sağlayabiliyorsak ne mutlu!

‘Kadınlar Omuz Omuza’ projesinde de varsınız. Kadınlar konusunda çok duyarlısınız. Sizce kadınlar gerçekten hayatta birbirine ne kadar destek?

Kadın ya da erkek fark etmez. İnsan olduğumuzu unutmadan inandığımız doğrularda hepimiz birbirimize destek olmalıyız.

HAYATIMDAN MEMNUNUM, GÜZEL BİR İLİŞKİM VAR

Aşk sizin için ne ifade ediyor?

Rahmetli öğretmenim Yıldız Kenter’in ‘Hep Aşk Vardı’ adlı oyununda bahsettiği gibi, aşk her şeyin içinde var. Bazen yaptığınız yemekte, işinizde, bir çiçekte…

Kalbinizde şu an biri var mı?

Hayatımdan memnunum, güzel bir ilişkim var.

Anne olma fikrine nasıl bakıyorsunuz?

Çocukluğumdan beri söylerim, isterim. Kendi çocukluğum gibi sevgi dolu, kalabalık bir aile ortamı sağlayabileceksem çocuğuma… O zaman neden olmasın?

Haberin Devamı

Hayatta asla taviz vermeyeceğiniz konu nedir?

Dürüstlük. Yalan söylendiği an benim için akan sular durur.

LEYLA ATAKAN ÖYLE ÇOK SEVİLMİŞ Kİ…

ATATÜRK’TEN SONRAKİ EN KALABALIK CENAZE TÖRENLERİNDEN BİRİ ONUNKİ OLMUŞ

Tek dereceli seçim sisteminde Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı olan Leyla Atakan’ı oynamak nasıl bir his?

Zamanında halkın takdirini görmüş, güzel işlere imza atmış bir kadın Leyla Atakan. Çok sevilmiş. Herkese hem abla hem başkan olmuş. Bir yandan halka hizmet verip bir yandan samimiyeti ve güler yüzüyle anılması çok hoş. Zor yakalanan bir özellik. Bu sebeple teklif geldiğinde kabul etmekte tereddüt etmedim. Sevilmiş ve çeşitli başarılara imzasını atmış bir kadını canlandırmak gurur verici.

Nasıl buldunuz Leyla Atakan’ı, derinlere inince ne kadar bütünleştiniz?

Çocukluğundan beri özgür yetişmiş, siyasete atılınca da halkın ihtiyaçları doğrultusunda hizmet vermesi ve bunu iyilikle yapması çok etkileyici. Öyle çok sevilmiş ki Mustafa Kemal Atatürk’ten sonraki en kalabalık cenaze törenlerinden biri onunki olmuş. Başka şehirlerden birçok insan cenazesine katılmış. Böyle büyük bir sevgiyi herkes yakalayamaz.

Haberin Devamı

Leyla Atakan’ı birkaç cümleyle nasıl özetlersiniz?

Saygın, sevgi dolu ve de çalışkan bir kadın. Halka hizmet için karşısına çıkan engelleri ustalıkla bertaraf edebilme kabiliyeti yüksek. Ömrü vefa etseydi kim bilir daha nelere imza atardı…

Kısaca filmin konusu nedir?

O dönem yaşamış, hâlâ hayatta olan ve Leyla Atakan’ı tanıyan kişilerin röportajlarının da olduğu bir belgesel film. Leyla Atakan’ın belediye başkanlığı seçimlerinden vefatına kadar süren başkanlık dönemini konu alıyor. Maalesef görevinin üçüncü yılında bir trafik kazası sonucu hayatını kaybediyor.

YANLIŞA YANLIŞ DEMEK HERKESİN HAKKIDIR

Paylaşılan fotoğraflara baktığımda bu role çok yakıştığınızı gördüm. Hiç belediye başkanı olmayı ya da siyasete atılmayı düşündüğünüz oldu mu?

Siyasete atılmayı hiç düşünmedim. Ben küçük yaşlardan beri oyunculuk yapıyorum. Bugüne kadar canlandırdığım çeşitli roller oldu, bu sefer de bir siyasetçiyi canlandırıyorum. Siyasetle ilişkim işte bu kadar. (Gülüyor)

Haberin Devamı

Günümüzde sanatçılar siyasetle o kadar iç içe geçti ki… Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hangi ülkede olursa olsun, sanatçılar da o ülkenin vatandaşları da fikirlerini özgürce dile getirmeli. Doğru görüleni söylemek kadar, yanlışa yanlış demek de herkesin hakkıdır. Kimse kimseyle aynı fikirde olmak zorunda değil. Farklılıkların bütünlüğü içinde barışçıl bir şekilde yaşamak gerek. Ama sorarım size, hangi ülkede bu tam olarak yapılabiliyor?

EŞİTLİKTEN SÖZ EDEMEYİZ

Türkiye’de kadın olmak sizce ne kadar zor?

Kadın olmak, Türkiye’de de dünyada da zor. Yapılan araştırmalarda üst düzey çalışan veya patron olan kadınlarda maskulen tavırlar gözlemlenmiş. Dünyada da bu böyle, maalesef belki de farkında olmadan otosansür uyguluyor kişi kadınlığına. Öte yandan evde, sokakta, işte yaşanan baskılar, yaptırımlar, etiketlemeler… Burada anlatılamayacak kadar derin bir mevzu.

“Kadınlar her alanda önde” diyenler de hayli fazla…

Birçok alanda önemli adımlar atmış, başarı göstermiş, duruşunu sergilemiş kadınlar var. Fakat sayıları çok az. Tarihte birçok dünya ülkesinden önce kadın haklarına sahip olmuş bir ülke olarak, sadece siyaset değil birçok alanda kadınların sayıca daha fazla olması beklenir. Fakat psikolojik, fiziksel şiddetlerle, baskılarla birçok kadın hedef belirlemiyor veya hedeflerinden vazgeçiyor. Tam bir eşitlikten pek söz edemiyoruz.