Pazar Postası Tansel Öngel: Yakışıklı olmak avantaj ama buna saplanıp kalmak dezavantaj
Paylaş
Tansel Öngel: Yakışıklı olmak avantaj ama buna saplanıp kalmak dezavantaj

Masumlar Apartmanı’nın Naci’si, Safiye’nin tek ve en büyük aşkı… Tansel Öngel, son dönemin çok sevilen isimlerinden biri. Hem oynadığı rollerle hem özel yaşantısındaki efendiliğiyle çok konuşuluyor. Kendisiyle buluştuk ve uzun uzun konuştuk. ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr

Uzun süredir ekranlarda yoktunuz. ‘Masumlar Apartmanı’ ile bir döndünüz pir döndünüz. Aşk dersi veriyorsunuz resmen!

Haberin Devamı

Deniz Madanoğlu ve Rana Mamatlıoğlu’nun yazdığı, TRT ekranından milyonlara ulaşan müthiş bir senaryo. Safiye ve Naci aşkı da galiba ekranlardaki en farklı aşk hikayesi. Bunun Naci’si olmaktan büyük gurur duyuyorum. Aşk dersi veriliyor mu, bilmiyorum ama aşkların böyle temiz, beklentisiz ve ümit dolu olmasını isterdim.

Böyle aşklar, aşıklar kaldı mı?

Böyle insanlar var. Olmasaydı Naci gibi bir karakter yazılıp bu kadar sevilmezdi diye düşünüyorum. Zaten aşk, sadakat, fedakarlık, koşulsuz şartsız vericilik üzerine kurulu değil midir? Gerçek aşk bir beklenti içinde olmadan sonsuz bir ümitle sevdiğine, sevdiğin her şeyi sunmaktır.

Kadınların aşk konusunda hep daha fedakar olan taraf olduğu söylenir. Sizce bu ne kadar doğru?

Haberin Devamı

Konumuz aşksa artık taraf diye bir şey yoktur. İki kişi aynı taraftadır ve aynı yöne bakıyordur. İkisi de fedakardır, ikisi de içinde ne varsa karşısındakine vermek üzerine kurmuştur bütün duygu dünyasını. Karşındakine içindeki en güzel bahçeleri serdiğin zaman ortada kadın-erkek ayrımı kalmıyor. Aşk, hayatın getirdiği her şeyi omuz omuza bir olma haliyle yaşamak demek. O yüzden ben fedakar olanın, daha çok sevenin kadın ya da erkek olduğu algısına karşıyım.

HİÇBİR YERE GEÇ KALMAMA TAKINTIM VAR

Diziyi izleyince insan takıntıların nasıl korkunç olduğunu bir kez daha hissediyor. Sizin aşamadığınız takıntılarınız var mı?

Takıntılarım yok dersem yalan olur ama hastalık boyutunda değil. Hiçbir yere geç kalmama takıntım var. Hiçbir yere geç kalmamak için erkenden yola çıkarım.

Safiye’nin Naci’si olmak zor mu?

Naci’ye göre zor değil çünkü çok büyük duygular yaşıyor. Büyük bir aşk yaşıyor, bu yüzden hiç aklına “Safiye’nin Naci’si olmak zor mu?” gibi bir soru geldiğini sanmıyorum. Zaten seyirci de Naci’de bunu çok seviyor, ben de çok seviyorum.

ÖNCELİĞİM HER ZAMAN YAPTIĞIM İŞLERDİR

Gerçek hayatta nasıl birisiniz?

Hayatımdaki önceliğim her zaman yaptığım işler. Oyunculuk ve şimdi sunuculuk da eklendi buna. Müzik çok önemli benim için. Genel olarak enerjim yüksektir. Bu enerjimi üretime döndürmeye çalışıyorum. Sürekli üretmek, yeteneklerimi geliştirmek ve yeterliliklerimi arttırma peşindeyim.

Haberin Devamı

En çok nelere kafa yorarsınız?

İşle ilgili her şeye çok kafa yorarım. Müzik, sunuculuk, oyunculuk… Kendimi yenileme, yeni şeyler deneyimlemeye, dünyadaki bütün güzellikleri görmek, yaşamak, paylaşmaya çok kafa yorarım.

İŞLE İLGİLİ ÇOK SERT KIRMIZI ÇİZGİLERİM VAR

Duvarlarınız var mı?

İşle ilgili çok sert kırmızı çizgilerim var. Dürüstlük, yalan söylememek gibi…

Buralara geliş öykünüzü de merak ediyorum? Bu yolda çok zorlandınız mı?

Bu tam olarak bir macera. Anlatması çok uzun sürer ama çocukluğumdan itibaren sanatla, oyunculukla, müzikle ilgileneceğimi biliyordum, hissediyordum. Beni 10 ya da 15 yıl önce tanıyanlar ile şu an tanıyan insanlar bana dair çok farklı şeyler söyler. Hatta iki yıl önce tanıyanla bugün tanıyan da farklı cümleler söyleyecektir.

Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü benim hayatımı oturttuğum temel, değişmek ve ilerleyebilmek üzerine. Belli periyotlarla yaptığım sporlar, belli periyotlarla bütün alışkanlıklarım öncesiyle bağımsız olarak çok değişiyor. Asıl olan birkaç tane özelliğim kalıyor; gerisi değişiyor. Bunun bir ilerleyiş olduğunu düşünüyorum ve bundan çok mutluyum.

Haberin Devamı

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunusunuz. “Bu işte ille de eğitim şart” diyenlerden misiniz?

Oyunculuk için bir eğitim almak gerekiyor ama bu geleneksel konservatuar, tiyatro bölümü eğitimi mi yoksa başka eğitimlerin toplamı mı; bu değişir. Oyuncu adayı ihtiyacına göre eğitim almalı. Oyunculuk birçok alanda birçok şeyi öğrenmekle ilgili bir şey ve öğrenmenin hiç bitmediği bir alan.

Yakışıklı ve karizmatik olmak sizin için bir avantaj mıydı?

Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. Yakışıklı ve karizmatik olmak avantaj ama buna saplanıp kalmak zamanla dezavantaj olur.

BİRÇOK ENSTRÜMAN ÇALIYORUM

Bağlama, yan flüt, ud, melodika, gitar, klarnet, ney… Hepsini çalıyormuşsunuz, müzik hayatınızın neresinde?

Birçok enstrüman çalıyorum, bundan da çok büyük keyif alıyorum ama son dönemde şan hocam Nilüfer Çelik ile daha çok solistliğe ve şarkı söyleme biçimimi geliştirmeye çalışıyorum. Düzenli ders alıyorum. Müzik hayatımın tam ortasında duruyor.

Haberin Devamı

KENDİME İYİ BAKIYORUM VE BUNU HERKESE ÖNERİYORUM

40’lı yaşlardasınız ama hiç göstermiyorsunuz. Kendinize iyi mi bakarsınız?

Kendime elimden geldiğinde iyi bakıyorum, spor hayatımda hep oluyor. Yediğime içtiğime dikkat ediyorum, düzenli yaşamaya özen gösteriyorum. Kendime iyi bakıyorum ve bunu herkese öneriyorum.

UZUN SÜRE GEZGİN GİBİ YAŞADIM, SENEDE 52 KAMP YAPIYORDUM

Hayat hikayenizin en ilginç kısımları nelerdir?

Uzun süre gezgin gibi yaşadım. Lise yıllarından itibaren çok uzun süre kamplara gittim. Senede 52 kamp yapıyordum. 12 gün boyunca dağda kaldığım kamplar oldu. Bunu ilerleyen yaşlarımda 40 güne kadar çıkardım. Bir dönem hem İstanbul’da hem Trabzon’da yaşıyordum. Ailem de Ankara’daydı. Ayda 14-16 kez uçakla seyahat ediyordum. Değişik şehirlerde turnelerim vardı. Sonra yurtdışına gitme şansım oldu, birkaç defa farklı ülkelerde yaşadım. Bence hayatımın en ilginç zamanları sürekli seyahat ediyor olmamdı. Yaklaşık iki yıldır İstanbul’da yerleşik bir hayatım var.

ATATÜRK’Ü CANLANDIRMAYI ÇOK İSTERİM

“Şu kişiyi canlandırmak isterdim” dediğiniz bir rol var mı?

O kadar çok var ki! Spiderman veya Batman’i oynamayı çok isterdim; süper kahramanlar çok ilgimi çekiyor ama en çok Atatürk’ü canlandırmayı çok isterim. Mesela bir efeyi oynamayı da çok isterim; Kurtuluş Savaşı’nda mücadele eden kahraman efelerimizden birini.

İYİ Kİ ‘MASKE KİMSİN SEN?’İ SUNDUM

Çok ses getiren ‘Maske Kimsin Sen?’ isimli yarışma programını sundunuz. Televizyonda ilk sunuculuk deneyiminizdi, değil mi?

Çekerken çok eğlendik ve seyircinin izlerken de çok eğlendiğini biliyoruz. Televizyondaki ilk sunuculuk deneyimimdi ve çok övgü aldım. Böyle bir formatın içinde bir sunucu olarak var olmaktan çok mutluyum. Ekip arkadaşlarımla çok iyi uyum sağladık. İlk kez bir araya geliyor olmamıza rağmen yıllardır arkadaşmışçasına yakınlığımız oldu. Sadece Alican Yücesoy’u daha önceden tanıyordum. İyi ki bu programı sundum.