Magazin Mavi'nin öyküsü

Mavi'nin öyküsü

Paylaş
Mavi'nin öyküsü

Güneşi Beklerken dizisinde seslendirdiği şarkı gençler tarafından çok beğeni alan şarkıcı Mavi ile müzik ve özel hayatının derinliklerini konuştuk...

Gerçek adı Ayşegül ama tüm arkadaşları yıllardır onu 'Mavi' olarak çağırıyor. O da benimsemiş tabi bu durumu. Duruşuna da pek yakışan bir isim.

Haberin Devamı

Üstelik hakkında bilmediğimiz tek bu da değil. O bir avukat. Evet evet, üstelik kadın haklarıyla yakından ilgilenen gönüllü bir avukat. Ancak masa başı çalışmak pek ona göre değil. Birgün çocukluk hayali olan müziği yanına alıp hayatının şarkısını söylemek için kendini yollara vuruyor. İşte şimdi o hayalinin tam da içinde. Gelin Mavi'nin bu yolculuğunu kendisinden dinleyelim.

RÖPORTAJ: PINAR YILDIZ YÜKSEL

Geçmişte kadın hakları avukatlığı yapmışsınız. Avukatlığı tamamen bırakıp müziğe mi geçtiniz?

Esasen uluslarası şirketlere hukuksal danışmanlık yaptım daha çok. Fakat kadın sığınma örgütlerine gönüllü avukatlık yaptığım da doğru. Bir gün hepsini birden bırakarak müzik yapmaya karar verdim. Gönüllü avukatlığı sürdürmek isterdim aslında fakat yeterince zaman ayıramama riskini göze alamadım, çünkü malum kadınların hukuki açıdan korunmaları süreci ciddiye alınması gereken bir süreç oluyor. Şimdi başka şekillerde, inandığım doğrultuda bütün sivil örgütlenmelere elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum yine..

Haberin Devamı

Nasıl karar verdiniz bu geçişe, ne sebep oldu?

Şirketlerin ve hisselerinin bana hiçbir şey ifade etmemesinden dolayı körelmek ve mutsuzlaşmak diyebiliriz. Masa başı işi yapmanın, her gün aynı rutini takip etmenin de payı var tabii... Danışmanlık değil, dava avukatlığı yapacağım vesahada olacağım deseniz de saha pek hayal edildiği gibi değil. Bir yandan da bir gün içinizde yanan başka ateşlerle ilgilenme fikri varsa kafada, o döner sandalye her gün daha çok rahatsız etmeye başlıyor.

Gerçek adınız Ayşegül Turan. Neden ‘Mavi’yi kullanıyorsunuz, var mı bir öyküsü?

Arkadaşlarım öyle seslenirlerdi, hala da öyle. İnandığım ve olduğum herşeyi ifade ettiğini düşünüyorum.

Şarkılarında nostaljik bir tını var. Sesinden yola çıkarak 70’li yıllarda yaşayan tam bir aşk kadınıymışsın gibi duruyor. Oysa görünüşün modern ve asi bir 2000’li yıllar genci. Sen hangisisin? Nasıl bir ‘kadın’ Mavi?

Ben doğduğundan beri yaşlı olan bir ruhum. Nereden nasıl geldiğini bilmediğim bir hüzün. Spiritüel konulara meraklı bir dostumuzun tesbitine göre son hayatını yaşayan bir ruhmuşum. Ne yaptım yaptım yani :) O yüzden sınav üstüne sınav, zorlanma üstüne zorlanma. Erken yaşlardan beri. Hep de olgunlaşmamış ruhlara birşeyler katmaya çalışarak. Ama bir taraftan da çocuk gibiyim işte, yaramaz, ipe sapa gelmez. Hani yaşlılarla çocukların çok iyi anlaşması hali vardır ya işte, dedenin gamsızlığı çocuğun naif bilgeliği, öyle iki karakter içimde kendilerince bir dengede yaşayıp gidiyorlar. Ruhum 2000’li değil aslında, her ne kadar içinde olsam da teknolojiden de metropollerden de nefret ediyorum, hızlı ilişkilerden, bilgi akışından, herşeyin çok çabuk tükenmesinden, modadan, televizyondan, herşeyden. Kahkaha atarak ve olabildiğince yalnızlığıma kaçarak hayatta kalmaya çalışıyorum.

Çok fazla kişinin albüm yaptığı günümüzde, sizi diğerlerin ayıran ne? Kendinizi müzik dünyası içinde nasıl tanımlıyorsunuz?

Haberin Devamı

Geçen sene yayınladığım "Kaptan" şarkımda şöyle bir cümler vardır : "Koca çöplükte bir şarkı tutturdum. Ama yenilmedim, gelmedim oyuna."
Kendi içimden geleni yapıyorum, kimisi alternatif diyor, kimisi reddediyor, kimisi de kaliteli türkçe pop diyor. Destekleyen de çok, sağolsunlar. Enerjim oldukça mum gibi yanmaya, kendimden vermeye devam. Bazılarımız hayatını nasıl yaşayacağına karar veriyor. Hayat gelip bizi seçiyor ve başka bir şansımız olmuyor. Soluk alıp vermekten vazgeçememek gibi.

Haberin Devamı

İlk albümünüzde yer alan 30 şarkısında 30’lu yaşlardaki kadınları anlatmışsınız. Üstelik bu şarkıyı henüz 30’una gelmeden yazmışsınız. Şimdi 30’larını yaşayan bir kadın olarak nasıl tanımlıyorsunuz bu yaşları? Bu yaşın kadınlarını?

30 iyi de 35'ten sonra çiziyoruz galiba inceden :)) 40’a gelince rahatlayacağımı umuyorum. Kendini çoluğa çocuğa çay partilerine veya kariyere verenlerde biraz daha kolay geçiyor belki süreç. Bekar olan ve sıfırdan hayatını kuranlarda biraz geç ergenlik gibi sancılı bir dönem bence. Ama atlatabilene güzel, hafif delibozuk bir vaziyette da geçirilebilir bu yaşlar.

Haberin Devamı

Son albümünüzün diğerlerinden farkı ne?

Bir single, iki ep yaptım daha önce. Bu ilk albümüm aslında dolayısıyla. Diğerlerinden farkı istediğim şarkıların hepsini koyabilmiş olmam. Belki iyice günlüğe yazar samimiyette olması bir de.

Şarkılarınızı kendiniz yazıyorsunuz. Dışarıdan şarkı almamanızın var mı özel bir sebebi?

Beğendiğim şarkı yazarları var aslında, çok da isterim söylemeyi. Hem maddi olarak çok uygun olmadı hem de başta kendi şarkı yazarlığımı göstermemin daha doğru olduğunu düşündüm.

Güneşi Beklerken dizisinde seslendirdiğin şarkı gençler tarafından çok beğeni aldı. Var mı film ya da dizi müziği için gelen teklifler? Ne tür film ya da dizilerde daha üretici olacağını düşünüyorsun?

Bir film için görüşüyoruz ama şu an netleşmedi. İçimde herşeyden biraz var o yüzden her tür olurmuş gibi geliyor. Ha tabii mafya dizileri, ağa dizilerini falan zaten kategori dışı tutuyorum.

Var mı bir erkek arkadaşınız? Bu kadar güzel aşk şarkıları yazan biri, aşkta nasıl bir kadın oluyor?

Yok yahu. Birine bu kötülüğü yapmak istemedim :) Bir taraftan da en iyi niyetli insanlardan biriyim belki, tek derdim kendimle gibi. Ama bir taraftan da inişi çıkışı bol, kırılgan ve çabuk kapanan birisiyim. Kolay açılıyorum, kolay seviyorum, hayalkırıklığında ya da tehlike sezdiğimde biraz sert dönüşler yapabiliyorum. Ama bir kere sevdiğim bir kişiyi ömür boyu seviyorum genelde. Görüşmüyor da olsak. Sevgi bende hiç bitmiyor.

Nasıl bir erkek sizi kendine çeker?

O hiç belli olmuyor. İhtiyacın olduğunu, uygun olduğunu sandığın kişiyle ruhunu tamamlanyan ya da sınanan kişi aynı olmayabiliyor. Ortak defolar çekiyor galiba birbirini. Ortak payda varsa o da bana daha göre daha sakin daha mantıklı birisi olmasıdır belki. Azgın suların çerçevelenmeye ihtiyacı oluyor bazen.

Oyunculuk eğitimi de almışsınız. Var mı gelen projeler? Ya da oynamak istediğiniz bir rol var mıdır?

"Niye yapmıyorsun" soruları geliyor daha çok. Ama zaten rekabetçi ve zor olan bir sektördeyken yine öyle bir sektöre girmek delilik geliyor şu anda.

Çılgın mısınızdır? Bir çılgınlığınızı anlatır mısınız?

O kadar çok ve o kadar absürd şeyler yaptım/yaşadım ki gazetede yayınlamasak daha iyi, bilahare anlatırım :)

Nedir bundan sonraki planların? 10 yıl sonra kendinizi nerede, nasıl görüyorsun?

10 sene sonra bu işleri bırakmış, bırakmamış olsa da düzene oturtmuş su kenarında bir taş evde görüyorum. Kediler köpekler, dostlar, tuzlu ten, kitaplar, şarkılar, camgöbeği tiril tiril elbiseler içinde.