Yaşam Mehdi gerçekten çıkacak mı?

Mehdi gerçekten çıkacak mı?

Paylaş
Mehdi gerçekten çıkacak mı?

Bazı hadislere göre, Mehdi'nin ortaya çıkması kıyametin yaklaştığının işaretlerinden. Mehdi ile ilgili hadislerden biri: “O geldiğinde yeryüzü adaletle ve doğrulukla dolacaktır. Zulümle dolduğu gibi... 7 sene hükümdarlık sürecektir”

Huzeyfe’den (r.a): Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Doğulularla batılılar arasında bir fitne baş gösterecek. Onlar bu hal üzereyken kuru bir vadiden onlara karşı Süfyani çıkacak, Dımaşk’a inecek ve iki ordu hazırlayıp birini doğuya, ötekini de Medine’ye gönderecek. Ordu doğuya müteveccihen hareket edecek. Babil topraklarında bulunan o lanetlenmiş çirkin bir yere (Bağdat şehrini kast ediyor olabilir) inip konakladığında hücuma geçecek ve 3 bin kişiden fazla insan öldürecekler, 100’den fazla kadın esir edecekler ve ayrıca orada Abbas evladından 300 yiğit öldürecekler. Sonra Şam’a müteveccihen hareket edecekler. Küfe’den Mehdi’nin sancağı görünecek. Aradan iki gün geçtikten sonra o orduya yetişip onları öldürecekler ve hiç kimse onlardan kurtulamayacak. Öte yandan öbür ordu da Medine’ye varacak, üç gün üç gece orayı yağmalayacak. Sonra Mekke’ye müteveccihen hareket edecek. Beyda’ya vardıklarında Allah Cebrail’i (a.s.) gönderecek, “Haydi git onları helak et” emrini verecek. Onlara ayağıyla bir vuracak ve onları yerle bir edecek... Onlardan sadece Cuhenyne kabilesinden olan Beşir ve Nezir adındaki iki adam kalacak. Bu sebeple denilmiştir ki, Cuheyne’de kesin bir haber vardır.

İSMİ VE KALACAĞI YIL SAYISI

Ebu Said el Hudri’den (r.a): Peygamber (s.a.v) buyurdu: “Ümmetimin içinde Mehdi çıkacaktır, (süresi) kısaldığında yedidir aksi halde dokuzdur. Onun zamanında mal çoğalacak, her tarafta bolluk olacak. Kişi kalkıp ona: “Ey Mehdi bana ver!” diyecek, O da: “Al” diye cevap verecek. “Mehdi bendendir; alnı geniş, burnu güzeldir. O geldiğinde yeryüzü adaletle ve doğrulukla dolacaktır. Zulümle dolduğu gibi... Yedi sene hükümdarlık sürecektir.”(Ebu Davud nakletti.)

Resulullah (s.a.v.) buyurdu: “Bu ümmet öyle bir belayla karşılaşacak ki, kişi zulümden kaçıp sığınacak bir yer bulamayacak; derken Allah yakınlarımdan, Elh i Beytimden, daha önce zulümle dolu olan yeryüzünü adaletle ve sükunetle dolmasını sağlayacak bir adam gönderecektir. Böylece yeryüzü ve gökyüzü sakinleri ondan memnun ve hoşnut olacak. Gökten bol bol yağmur yağacak. Yerden bol ürün bitecek. Herkes asude bir hayat sürecek, bu hayatlarının sürmesini dileyecek: O, hakimiyetini 7 yahut 8 veyahut 9 sene sürdürecektir.” “Eğer dünyada tek gün kalsa bile Allah, onu uzatacak ve ümmetimden veya Ehl-i Beytimden adı adıma, babasının adı babamın adına uyan bir adam gönderecek.” (Ebu Davud nakletti.)

İKİNCİ ORDU YERİN DİBİNE GÖMÜLÜR

İbn-i Mes’ud’un (r.a) rivayet ettiği hadiste şöyle geçer: “Sonra Muhammed b. Urve es Süfyani Küfe’ye içinde 15 bin süvari bulunan bir ordu gönderir. İçinde 15 bin süvari bulunan diğer bir orduyu da Mekke ve Medine’ye Mehdi ile muhabere etmeleri için gönderir. Birinci ordu, Küfe’ye vasıl olur ve onları mağlup eder; kadın çocuk ne varsa hepsini esir alır, erkekleri öldürür, bulduğu bütün mal ve eşyayı alır, sonra döner. Doğuda bir çığlık kopar, hemen onları Temim oğullarından Şuayb b. Salih adında biri kovalar, yetişir ve ellerindeki bütün esirleri kurtarır. Ve Küfe’ye döner. İkinci orduya gelince, o da Allah resulünün (s.a.v.) şehri olan Medine’ye vasıl olur, zorla orasını kılıçtan geçirir, çoluk çocuk ne bulduysa esir alıp doğru Mehdi ile savaşmak için Mekke yolunu tutar. Beyda’ya ulaştıklarında Allah hepsini yerin dibine gömer. İbn-i Mace’nin rivayetinde şu ziyadelik vardır: “Orada onların durumlarını bildirecek olan şeridden başka kimse kalmaz.” “Doğu tarafından siyah sancaklar zuhur edince bilin ki o, Allah’ın halifesi Mehdi’dir. Onu gördüğünüzde kar üzerinde sürüklenerek bile gelseniz biat edin.” (İbn-i Mace nakletti.)

KUR’AN-I KERiM’iN SIRLARI

TELEViZYONUN iCADI VE 1927 YILI

Televizyon yayınları ışık hızındaki elektromanyetik dalgaların evlerimize kadar ulaşmasıyla gerçekleştirilir. Televizyon dalgaları öylesine hızlıdır ki kilometrelerce uzaklıktan aynı saniye içerisinde görüntü nakli yapılabilir. Kuran’daki Neml suresinde Süleyman Peygamber’in farklı bir ülkede bulunan kraliçenin tahtını aynı saniye içerisinde mucizevi bir biçimde getirttiği anlatılır. Bu ayet ilk bakışta bize ışınlama veya görüntü naklini (televizyonu) anımsatır. Bu olayın anlatıldığı Neml suresinde bazı harflerin gizli bir biçimde yan yana gelip televizyon kelimesini oluşturduğunu görüyoruz. Televizyon kelimesini oluşturan harfler tam da Hz. Süleyman’ın bu surede isminin geçmeye başladığı ayetlerde yan yana dizilmiş durumda. (17.ayet) “Yanında kitaptan bir ilim olan kimse ise: “Gözünü açıp kapamadan ben onu (tahtı) sana getiririm” dedi. (O anda Süleyman) onu (tahtı) yanı başına yerleşmiş olarak görünce...” (40.ayet) Ayrıca Neml suresinin bu ayetleri 19. cüzdedir ve Neml 27. suredir. Bu sayılar birleşince 1927 yılı ortaya çıkıyor. Televizyon tarihinde 1927 yılında ilk defa uzak mesafeli yayın yapıldı (700 km). 1926 yılında yapılan yayın bu kadar uzak mesafeye ulaşamamıştı. (Neml 55. ayetten sonrası 20. cüzdür fakat bizim bahsettiğimiz ayetler 19. cüzdedir.)Televizyon kelimesi Türkçe, İngilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunur (Fransızca ve İngilizce’de television.) Televizyon kelimesini oluşturan bu harfler normalden farklı olarak ayette soldan sağa yan yana geliyor. (Diğer şekilde bu harfler tüm Kuran’da sağdan sola hiç yan yana gelmiyor.)

GELECEK KUR’AN’DA YAZIYOR MU?

Gelecekle ilgili işaretler var, genellikle gizli şekilde. Ama Duhan Suresi çok açıktır. Duhan, duman anlamına gelir. ‘Bir duman çıkacak, gökyüzünü duman tabakası kaplayacak.’ İşte bu geleceğe yönelik bir işaret. Yine İnfitar Suresi var. Bu kelime de gökyüzünün yarılması anlamına gelir. Bir gün atmosfer, ozon tamamen delinecek. Belki de bu sure kıyamet anına işaret ediyor. Kıyamette belki kozmik bir olay sonucunda atmosfer yara alacak, bu da tüm insan neslini yok edecek.

DEMiR VE BAKIRIN ATOM NUMARASI BİLİNİYOR MUYDU?

Kur’an’daki anlatıda Zülkarneyn’in kim veya ne oldukları açıklanmayan Ye’cüc ve Me’cüc’ü engellemek için bir set inşa ettiğinden söz edilir. Zülkarneyn bu setle Ye’cüc ve Me’cüc’ü kıyamete kadar kapatır. Kıyamet geldiğinde ise Ye’cü ve me’cüc açığa çıkıp tüm dünyayı istila edeceklerdir. Yalnızca Müslümanlar değil Yahudiler, Hıristiyanlar da buna inanır. Zülkarneyn Ye’cüc ve Me’cüc’ü kapatırken demir ve bakır kullanır. Demiri kor haline getirir. Zülkarneyn der ki, “Bana erimiş bakır getirin, üzerine dökeyim. Kapansın.” Burada mucizevi bir işaret var mı? Bence var. Çünkü bu olay, demir ve bakır kelimeleri Kehf Suresi’nin 96’ncı ayetinde geçer. Ayetin içinde 2 sayısı yer alır (dağın 2 yanından bahsedilir). Ben 96 ve 2 sayısının demir ve bakırla ne gibi bir bağlantısı var diye baktım. Şu sonuca ulaştım: 2 / 9 yan yana yazılınca bakırın atom numarası (29), 2 /6 ise yan yana yazıldığında demirin atom numarası (26) ortaya çıkıyor. Bu bir mucize. O zamanlar kimse demir ve bakırın atom numarasını tahmin dahi edemezdi.

YARIN: İNANCIN, EMANETİN VE İLMİN KALPLERDEN SİLİNMESİ

3

Haberin Devamı