Cumartesi Postası Melek Mosso: Kadın sanatçıların dekoltesini, kilosunu, her şeyini yargılamaya hazır bekleyen bir kitle var; bundan çok rahatsızım

Melek Mosso: Kadın sanatçıların dekoltesini, kilosunu, her şeyini yargılamaya hazır bekleyen bir kitle var; bundan çok rahatsızım

Paylaş
Melek Mosso: Kadın sanatçıların dekoltesini, kilosunu, her şeyini yargılamaya hazır bekleyen bir kitle var; bundan çok rahatsızım

Bundan tam dört yıl önce… Kadıköy’de, iki katlı bir evin bir odasında, o zamanki ev arkadaşım şan dersleri veriyor. Sık sık ses yüzünden kavga ediyoruz. Yine bir gece yarısı, piyano sesi geliyor. Tam yerimden fırlayıp odasına dalacağım, birden duruyorum. O piyanoya olağanüstü güzel bir ses eşlik ediyor… “Bozulur yasaklar kurallar, sevişmek bağışlanmaz, affetme beni” diyor. Sesi geceyi deliyor… O gün ben de bilmiyordum Melek’in bu kadar kısa sürede bugünkü Melek Mosso olacağını, o da zeten kendisine de sürpriz olduğunu söylüyor. Melek Mosso yeni şarkısında ‘Hayatım Kaymış’ diyor. Ama gerçekte ayakları yere çok sağlam basıyor. Yeni şarkısını ve kendi hikayesini konuştuk. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr

Melek, yeni şarkın ‘Hayatım Kaymış’ı geçtiğimiz günlerde hayranlarınla buluşturdun. Hem şarkı, hem klibi çok güzel. Özel bir hikayesi var mı şarkının?

Haberin Devamı

‘Hayatım Kaymış’, yıllardır benimle olan bir şarkı, üniversitede benim gibi solistlik yapan bir arkadaşım bana söylemişti şarkıyı ilk olarak. Yıllarca severek mırıldandım… Bu yılki kapanmada bir gün evde temizlik yaparken dilime dolandı. O sırada kardeşim eve geldi, “Ne güzel, şarkı yapsak ya bunu” dedi. Ersay Üner ve Genco Arı’nın emekleriyle beraber güzel bir iş çıkardık. İçime çok sindi.

‘Hayatım Kaymış’ ismi, insana ilk anda olumsuz bir duygu çağrıştırıyor ama şarkı umutlu bir şarkı aslında.

Dediğin gibi, ‘Hayatım Kaymış’ ilk etapta kulağa olumsuz gibi gelse de çok olumlu bir şarkı. Her şeye rağmen aşka küsmeyenlerin, hayatı kaysa bile, yara alsa bile aşka inanmayı, umut etmeyi asla bırakmayanların şarkısı. Ben de bu insanlardan biriyim. Yaralansam da aşk, bazen hayatımı kaydırsa da aşka inanmayı asla bırakmam ve umudumu kaybetmem.

Haberin Devamı

AŞKA ASLA KÜSMEM, KÜSEMEM…

AĞAÇ GİBİ, KIRILDIĞIM YERDEN YEŞERİRİM

“İnsanlar aşka küsmüş, sen onlar gibi olma, kimseler sevmiyor, sakın onlara uyma” diyorsun şarkıda. Dinlerken senin için ben de aynı şeyleri düşündüm. Doğru hissetmişim demek ki…

Kesinlikle tespitin çok doğru. Akrep kadınıyım zaten ve aşk gibi, sevgi gibi duyguları çok yoğun yaşarım. Aşka asla küsmem, küsemem. En fazla biraz trip atarım, sonra gönlünü alırım. Şaka bir yana, aslında hemen hemen herkesin bir ilişkiden beklediği gibi; bana saygılı olması, benim ona verdiğim değerin, emeğin kıymetini bilmesi gibi en temel şeyleri beklerim bir ilişkiden. Eğer aşık olduğum kişide bunlar eksikse çok kırılırım ve belki bir süre aşka küsebilirim. Ama her ağaç gibi kırıldığım yerden yeşeririm.

Peki, aşk için harcayacağın en büyük mesai ne olur? Vereceğin emeğin sınırları var mıdır?

Aşk için yaptığım hiçbir şey mesai değildir benim için. Elimle beslerim, hastaysa uyumam, başında beklerim. Aşkım için maddi manevi elimden gelen ne varsa her şeyi yaparım, bir sınırım yoktur.

ÇOK BEBEKSİ YANLARIM VAR AMA KALBİM KIRILIRSA AGRESİF BİR KEDİYE DÖNÜŞÜRÜM

Bebeksi yanların neler? Hangi durumlar karşısında çok nahif olursun? Hangi durumlarda tırnakların çıkar?

Haberin Devamı

Çok bebeksi yanlarım var çok da kolay gösteririm bu yönümü. Sevdiğim insanın bana belki bir yemek hazırlaması, seveceğimi düşündüğü, ne bileyim bir çift çorap alması bile içimdeki bu bebeksi yanımı göstermeme yeter. Tırnaklarımı kolay kolay çıkarmam ama eğer kalbim kırılırsa o zaman agrersif bir kediye dönüşebilirim. (Gülüyor)

İki yıl önce bir konserde yaptığın konuşmayı hatırlamadan geçmek olmaz. “Açmak istiyorsanız açın kızlar, konuşmak istiyorsanız konuşun. Kimsenin size nasıl davranmanız gerektiğini öğretmesine izin vermeyin ” demiştin. Bugün, aynı şeyi yine söyler miydin?

O gün konserde yaptığım konuşma, aslında şovun bir parçasıydı ama benim de bir parçam tabii yanlış anlaşılmasın. O dönemde ‘Ah be Aysel!’ konseptim vardı. Konserlerimin ikinci yarısında cesur, dobra, muzır bir kadın olarak söylüyordum şarkılarımı. Artık o konsept yok. Ama yeri gelir de söyleyecek bir sözüm olursa ve o anda sevenlerimle güzel duyguların paylaşıldığı bir ana denk gelirse, çekinmeden yine söylerim içimden geçenleri.

Haberin Devamı

Çok olumsuz eleştiri de almıştın. O olumsuz eleştirileri yapanlar, sence tam olarak neyden rahatsız olmuştu?

Neden rahatsız olduklarını çok düşünmedim ama sanırım çevrelerindeki kadınların onların istediklerini değil de kendi istediklerini yapmak isteyebileceklerinden korkmuş olmalılar.

ÇOCUKLUĞUMDAN GELEN ÇOK GÜÇLÜ BİR ANAÇLIK DUYGUM VAR

Hikayene dönersek; senin için her şey tam olarak nerede, nasıl başladı?

Küçük bir çocukken elime bir tarak ya da mikrofona benzer bir şey alıp şarkı söylerken, bugünümün hayalini kurduğumda başladı sanırım. Bir şeylerin daha heyecan verici olmaya başladığı o an ise, umduğumdan büyük bir kalabalıkla karşılaştığım ilk konserim oldu.

Nasıl bir ailede büyüdün, nasıl bir çocukluk geçirdin?

Annem ev hanımı ama şimdiye kadar emekçi olarak çok farklı işlerde çalıştı. Artık çalışmasına izin vermiyorum. (Gülüyor) Babam tam bir Anadolu erkeği. Tipik bir Türk ailesiyiz. Biz çocukken annemle babam çalıştığı için kardeşimle ben ilgilendim bir dönem, bu dönemden kalan güçlü bir anaçlık duygum olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

BU KADAR KISA SÜREDE, BU KADAR ÖNE ÇIKMAYI BEN DE BEKLEMİYORDUM

Sokakta, vapurda şarkı söyleyerek başladın ve ardından bayağı kısa denecek bir sürede Türk popunun en iyi genç vokalleri arasında anılır oldun. Sence bunu nasıl başardın?

Bu kadar kısa sürede, bu kadar çok insana ulaşmayı ben de beklemiyordum. Ben, neysem oyum. Duygularımı dibine kadar hissederim ve ifade etmek isterim; bu da sanırım sesime, yorumuma yansıyor ve bu yolla dinleyicilerimle güzel bağlar kurabiliyorum. Samimi olmak yani özünde. Ben, buna bağlıyorum.

KADIN OLMANIN, HAYATIN HER ALANINDA ZORLAYICI VE KISITLAYICI YANLARI VAR

Kadın olmaktan kaynaklı hem kariyerinde hem de özel hayatında ciddi zorluklar yaşadın mı?

Kadın olmanın maalesef hayatın her alanında zorlukları ve kısıtlayıcı yanları var. Ama müzik ve eğlence sektörü için konuşacak olursak kısıtlayıcı değil de zorlayıcı derim ona.

Nasıl zorlayıcı? Biraz açar mısın?

Bu sektör, erkek sanatçı kadar kadın sanatçıya da ihtiyaç duyuyor ve kadın sanatçıların gerek kostümleri, saçı, makyajı, aksesuarlarıyla; erkek solistlerden daha göz doldurur olmasını istiyor. Yanı sıra kadın sanatçı, sahnede sanatını icra ederken dekoltesini, giyimini, kilosunu, aklınıza her ne gelirse, yargılamak ve hatta hakaret boyutuna ulaşacak sözler sarf etmek için bekleyen bir kitle var. Bu durum bizleri çok üzüyor ve yoruyor.