Sağlık Meme kanseriyle savaşan besinler

Meme kanseriyle savaşan besinler

Paylaş
Meme kanseriyle savaşan besinler

Ülkemizde sıkça karşılaşılan meme kanserinin beslenmeyle büyük oranda ilintili olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Yeşim İşgüzar, meme kanseriyle savaşan besinleri ve etkilerini anlattı

Kadınlardaki doğal östrojen metabolizmasını düzenleyen fitoöstrojenler kuru baklagiller, bezelye, barbunya, börülce ve soya fasulyesinde bol miktarda bulunmaktadır. Soyadan zengin bir beslenme alışkanlığı bulunan Asyalı kadınlarda östrojen bağımlı kanserlerin daha az görüldüğü ortaya çıkmıştır.

HANGİ BESİNLER MEME KANSERİNE KARŞI KORUYUCU?

Hayvansal protein tüketimi, doymuş yağ tüketimini artırmakta ve kalsiyum emilimini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca hayvansal protein tüketimi fazla olan bireylerde meme, prostat, rahim, kalın bağırsak gibi kanser türleri daha fazla görülmektedir. Bu sebeple günlük olarak 3 porsiyon süt ve süt ürünlerini yağsız olarak tüketmek gerekir. Et ve et ürünlerinden ise sakatat gibi yağ oranı yüksek olan ürünler dışında ortalama 4 porsiyon şeklinde tüketilmelidir.

Karbonhidratlı besinlerin fazla miktarda alınması obeziteye neden olduğundan beslenme planında çay şekeri, çikolata, fast-food tarzı basit karbonhidratlı besinler yerine, kompleks karbonhidratlı, posa içeriği yüksek besinlerin yer alması gereklidir.

Posa, bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağlamakta, vücut için zararlı maddeleri atmakta ve östrojen emilimini engelleyerek dengeyi sağlamakta ve meme kanserine karşı koruyucu etki göstermektedir. Günlük beslenme planında karbonhidrattan zengin kepekli tahıl ürünleri, kuru baklagil, taze sebze ve meyvelerin fazla tüketilmesi ile vücuda yeterli miktarda posa alımı sağlanabilmektedir.

Brokoli, karnabahar, lahana gibi bitkisel besinler, hücresel DNA zedelenmesini baskılayan veya bloke eden enzimleri tetikleyerek , tümör büyüklüğünü ve östrojen benzeri hormonların etkinliğini azaltarak meme kanserine karşı büyük etki gösterirler.

Haberin Devamı

Karotenden zengin sebze ve meyveler ile birlikte bir turunçgillerin de beslenme düzenine eklenmesinin, kanser önlemedeki önemi bilinmektedir. Özellikle günlük olarak likopenden zengin domates tüketimi antikarsnojen etkisinden dolayı çok önemlidir.

Günde 10 gr keten tohumu meme kanserine karşı koruyucu etki göstermektedir.

Çaydaki polifenolik bileşikler kanser ve kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucudur. Japon kadınlarında günde beş bardak ya da daha çok çay içilmesinin evre I ve II meme kanseri tekrarlarını azalttığı gösterilmiştir. Çaydaki kateşinler kanser ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaktadır. Yeşil çay kateşinlerden zengindir. Çayın olumsuz etkilerini önlemek için yemeklerden en az yarım saat sonra bir dilim limonla tüketmek uygundur.

Haberin Devamı

Prebiyotikler, bağırsaklarda normal olarak bulunan bakterileri “besleyerek” sağlıklı olma durumu devam ettirilebilir ve gastrointestinal sistemin normal işlevini yerine getirmesi sağlanabilir. Başta kolon kanseri olmak üzere diğer kanser türlerine karşı da savunma mekanizmasına yardımcı olmaktadır.

Buğday, çavdar, pırasa, yer elması, hindiba, kuşkonmaz gibi besinler de günlük beslenme planı dahilinde mutlaka yer almalıdır.

Soğan ve sarımsak, içerisindeki bileşenler karsinojenlerin atılımını artırarak, tümör hücre çoğalmasını baskılayan enzimleri uyarır.

Şarap, içeriğindeki bileşenlerin antikarsinojen etkisi yüksek olup günde bir kadeh şarap tüketmek kanserden koruyucu etki göstermektedir.

BESİNLERİN SAKLANMASI VE PİŞİRİLMESİ DE ÖNEMLİ

Bunlarla birlikte kanser riskini azaltmak için besinlerin saklanması ve pişirilmesi sırasında da bazı noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Besinlerin tütsülenmesi, ızgara üzerinde veya ateşe çok yakın pişirilmesi, tuzlanması, salamura ve turşu şeklinde saklanması sonucu bazı kanserojen maddelerin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Ayrıca besinlerin aşırı derecede saflaştırılması, kanserden korunmada önemli bir etkiye sahip olan posanın kaybına; hatalı pişirilmesi ise, kanserden korunmada önemli etkisi olan vitaminlerin yok olmasına ve kanserojen maddelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Besin pişirilmesi, tüketimi ve saklanması konusunda da hassas davranılmalıdır.

Haberin Devamı

hurriyetaile.com