Giriş
Metabolizmayı yavaşlatan 10 hata
Metabolizmayı hızlandıran yiyecekler hangileri hepimiz biliyoruz. Ancak metabolizmanın yavaşlamasına neden olan şeyleri neden bilmiyoruz? Metabolizmayı yavaşlatan yiyecekler ve metabolizmanın yavşlamasına neden olan şeylerden kaçarsak zayıflama işini daha kolay bir şekilde hallederiz. Metabolizmayı yavaşlatan şeylerden kaçınmak, kısa zamanda daha kolay zayıflamayı sağlar.
Yetersiz protein alımı
Aldığımız her kalori, vücutta aynı şekilde tepkimeye yol açmaz. Farklı yiyecekler, farklı metabolik yollardan geçerler. Bu yolların bazıları diğerlerinden çok daha etkilidir. Besinlerin sindirilme, emilim ve metabolize edilme sırasında harcattığı enerjiye thermic effect of food (besinin termik etkisi) diyebiliriz. Proteinlerin termik efekti karbonhidrat ve yağlardan daha yüksektir. Proteinler metabolizmayı yüzde 20-30 değerinde hızlandırırken, karbonhidratlar yüzde 5-10 yağlar ise yüzde 3 oranında hızlandırmaktadır. Fakat bu da demek değil ki protein alımını abartalım. Gün içerisinde kg başına 0.8-1 gram protein alımı yeterli olacaktır.
Yeteri kadar kalori tüketmemek
Kilo vermek için kalori kısıtlaması gerekli olmasına rağmen bazal metabolizma hızının altında bir enerji değeri ile beslendiğimizde metabolizmamız yavaşlar. Çoğu danışan çok az yemek yiyorum fakat zayıflayamıyorum der. İşte bunun sebebi gerekenden az enerji tüketimidir. O yüzden metabolizmamızın hızlı çalışması için gün içerisinde gerekli olan enerjiyi mutlaka almalıyız.
Yetersiz uyku
İyi uyumak metabolizmanın dengede kalmasını sağlar. Eğer gece boyunca yatağınızda dönüyorsanız, vücudunuzun enerjiyi kullanması zorlaşır; diyabet ve obezite eğilimi artar.
Susuz kalmak
Büyük bir bardak suya ne dersiniz? Yeterince su içmezseniz metabolizmanız yavaşlar. Bazı çalışmalara göre; su içmek vücudun enerji yakmasını ve kilo vermeyi kolaylaştırır. Ayrıca mideyi doldurarak daha az yemek yenmesini sağlayabilir.
Beyaz pirinç ve beyaz ekmek
Bütün karbonhidratlar zararlı değildir, işlenmiş olduklarında içlerindeki tüm vitamin ve mineralleri kaybedip sadece vücuda yük olan, beyaz ekmek ve beyaz pirinç gibi karbonhidratlar faydadan çok zarar verirler. Meyve ve sebzelerden, buğday unundan, fasulyeden alacağınız karbonhidrat, vücuttaki şeker dengesini kurar.
Fazla alkol tüketimi
Alkol karaciğerde parçalanıp yağ aktarım mekanizmalarını etkiliyor, bu nedenle kan dolaşımında daha fazla yer kazanabiliyor ve daha fazla yağ olarak depolanıyor. Vücutta yağ dokusu arttıkça kas dokusu azalıyor, buna paralel olarak metabolizma yavaşlıyor.
Öğün atlamak
Kilo vermek veya kilo almamak için günde sadece bir öğün yemek de metabolizmayı yavaşlatıyor. Bu durum metabolizmayla ilgili hormon olan insülinin etkisinden dolayı oluyor. İnsülin, kandaki glikoz seviyeleri arttığında salınıyor. Daha sonra hücrelere enerjiyi bırakıp bırakmayacaklarının sinyalini veriyor, böylece yağ olarak depolanacak miktarı etkiliyor.
Kronik stres
Stres, yaşamın içinden bir şey olduğu gibi metabolizma hızında da olumsuz etkileyen faktörler arasında yerini alır. Belirli bir miktara kadar stres vücudun korunması için gerekliyken, kronik hale gelen stres metabolizmanın yavaşlamasına neden olabilir. Stres halinde, vücudunuz stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonu salgılar. Bu hormonun yüksek olması vücudunuzun insülini etkili bir şekilde kullanmasını zorlaştırır. Bu da metabolizmanızı yavaşlatarak kilo almanızı sağlayabilir. Bu yüzden stresle baş etme yöntemlerini öğrenmeniz ve besinlerin stres azaltıcı gücünden yararlanmanız ruh ve beden sağlığınız için oldukça önemli.
Kafein tüketimini bırakmak
Kafein metabolizma hızını artırdığı için birçok zayıflama ürünün içeriğinde de yer almaktadır. Çalışmalara göre kafein metabolizma hızını %5 artırmaktadır. Burada önemli olan tüketim miktarıdır fazla kafeinin sağlık açısından sakıncaları olabilmektedir.
D vitamini eksikliği
Kalsiyum emilimi için gerekli olan D vitamini kas ve kemik yapımızın gelişiminde dolayısıyla metabolizmanın çalışmasında da önemli bir vitamindir. Eksikliği daha çok kuzey ülkelerinde, güneş enerjisi yeteri kadar almayan bireylerde, yaşlılarda sıklıkla görülmekte.