Magazin Metin Şentürk: Nusret beni karşısına almasın

Metin Şentürk: Nusret beni karşısına almasın

Paylaş
Metin Şentürk: Nusret beni karşısına almasın

Mekan sahibi ünlüler kervanına ünlü sanatçı Metin Şentürk de dahil oldu. Şentürk ile Etiler'de Nusr-Et'in karşısına açtığı Kanatçı Dayı'da buluştuk. Hem güldürdü hem hüzünlendirdi. İnsanları kanatlandırmaya takmış bu ara kafayı. Diyor ki ''Ben bu dünyada hayatı en iyi yönetenlerden biriyim. Benim hikâyem herkese örnek olsun.''

■ Mekanınız hayırlı olsun. Etiler’de bir kanatçı açtınız. Bu dönemde riskli değil mi?

Haberin Devamı

Hayatın kendisi risk değil mi? Bazen, çok zor görünen zamanlar en avantajlı fırsatlar olabiliyor. Riski seven çayı içer. Keşke hiç kimse kepenk indirmese. Ama “Batacağım” diye düşünerek de işten kaçmak saçma.

■ Etiler ve kanat... Yer seçimi de ilginç.

Doğru, kanat Etiler için avam gibi görülebiliyor. Ama aslında biz bir eksiği tamamladık. Burada insanların “Hadi kanat yemeye gidelim” diyebilecekleri bir mekân yoktu. Biz de “Kanatçı açalım” dedik. İnsanları kanatlandırmak istedik. Bakarsınız hep beraber kanatlanırız.

Esprili kişiliğiniz mekânın sloganına da yansımış: Kanatlandırır. Ama sanki bu kanatlandırma işi bir yerlerden alıntı...

Eee olabilir. Bazen hazır trene binmekte yarar vardır. Evet, bazı markaların sloganı var ama sonuçta kanatlanmak güzel bir duygu. İnsanlar bunu o markalar yokken de mutluluk anlarında kullanmıştır. Ben de bu ürünün herkesi mutluluktan kanatlandıracağını bildiğim için bu slogana sarıldım.

Haberin Devamı

■ Bazı ünlüler çevreleri sayesinde restoran ve eğlence işinde de başarılı olacaklarını düşünüyor. Siz de mi böyle düşündünüz?

Çevreme ya da sahip olduğum ismin gölgesine sığınarak bu işe girişmedim. Zaten çevresine güvenerek mekân açan herkes batmaya mahkûm. Yaptığınız işe güveneceksiniz. Mesela benim burada yaptığım kanatlar lezzetli olmasa, çevremden kim gelip yer ki! Ama biz çok iddialıyız. İşimizi çok iyi yapıyoruz. Gelenler memnun.

HERKES YERİNİ BİLECEK

■ Mutfakta iyimisinizdir?

İyi bir yiyiciyim. Yumurta, sucuk, çay demleme işlerini gayet güzel yaparım ama ilerisine gidemem. Bu işi ağabeyim Mustafa Şentürk ile yürüteceğiz. Onun restoran tecrübesi çok iyidir. Malum müzikal dünyada da artık ışık yok. Fazla bir kazanç elde edemiyoruz. Ticaret de bir denemedir,nasipse olur.

■ Tavuk son günlerde çok tartışılıyor. Canan Karatay gibi pek çok isim “Aman yemeyin”diyor. Siz de“Yiyin kanatlanın’ diyorsunuz. Bu ne yaman çelişki böyle?

Ben Canan Hoca’yı çok seviyorum. Söylediklerinin bir çoğuna da katılıyorum. Ama yıllar yılı bizi bu ülkede yumurtadan soğuttular. Ete,balığa,tavuğa sürekli laf söyleniyor. Peki, insanlar ne yiyecek! Biz en iyi markalarla çalışıyoruz. Hijyen olmazsa olmazımız.

Haberin Devamı

■ Yalnız tam da Nusr-Et’in karşısındasınız. Bu ne cesaret?

Nusret beni karşısına almasın! Herkes yerini bilecek. Nusret işinde çok önemli bir sanatçı ve fenomen. O bir başarı hikâyesidir. Ama ben kimsenin karşısında olmaktan çekinmem. Çünkü iyi bir şey yapıyorum. Nusret’te zaten kanat yok. Hem de bizim fiyatlarımız Etiler’e göre çok çok uygun.

HAYAT YAŞAMA SANATI DEĞİL YÖNETME SANATIDIR

Kanat dışında hayat nasıl gidiyor?

Hayat benim için her zaman iyi gitmiştir. Çünkü hayatla ilişkim çok güçlü ve yüksek. Hayatı en can alıcı yerinden yakalamışım. Bunu, çok uzun yıllar evvel hayatla olan savaşımdan bir başarı olarak elde ettim. Hayat doğarken ağladığınız, ölürken de sizin için ağlanacak bir süreç. Dolayısıyla hayatın içine her şeyini koyar ve mutluluğu, hüznü, fakirliği, zenginliği, tüm bu süreci yönetirsin. İyi yönetirsen iyi gider. Kötü yönetirsen kaybolursun.

■ Siz iyi bir yönetici misiniz peki?

Haberin Devamı

Hayat benim için bir yaşama sanatı değildir, yönetme sanatıdır. Ben, hayatı bu dünyada en iyi yönetenlerden biri olduğuma inanıyorum. Bu konuda asla mütevazı olmam.

■ Mesela?

Bana bakın ve anlayın. Yüzlerce örnek çıkarabilirsiniz. Başarı hikayeme, yaptığım işlere, sosyal sorumluluktaki paylarıma,ülkem için içeride ve dışarıda verdiğim mücadelelere bakın.

■ Aynı zamanda Dünya Engelliler Birliği Başkanı’sınız. En son Birleşmiş Milletler(BM) tarafından ilan edilen ‘31 Ekim Dünya Şehirler Günü’ etkinliğine katılmak için NewYork’a gittiniz. Çok dillendirilmedi ama aslında önemli birişti. Türkiye’yi anlattınız orada. Erişilebilirlik dediniz…

Dedik ama erişemedik. Amacım şuydu: Dünya tek tip insana göre değil, her tip insana göre dizayn edilmeli. BM’ye de şunu dedim: Birleşememişsiniz. Neden? Çünkü söylediklerinize inandığınızı gösteren şeyler yapmıyorsunuz. Bir magazinel ödül törenine gitmiş olsaydık ya da restoranda bir kız arkadaşımla otursaydım daha fazla haber yapılırdı. Ben görmüyorum, hem de çok problemli bir ailem var. Hayatımı kolaylaştırıcı bir şey istemiyorum. Ama sosyal sorumluluk projelerinde devletimizin beni daha fazla desteklemesini isterdim. Türkiye’nin vizyonuna, imajına ve insanlık değerlerine katkıda bulunan her proje benim için çok değerlidir. Ben ülkemin yararına, engellilerin yararına bir şey yapan herkesi tebrik etmek gerektiğine inanıyorum. Tebrik de beklemiyorum, sadece destek istiyorum.

Haberin Devamı

BENİM KAHRAMANIM ANNEMDİR

■ Ailenizde altı görme engelli varmış. Siz hayatı iyi yönetebiliyorsunuz, peki ya diğer kardeşleriniz?

Seçimlerimiz aynı zamanda sonuçlarımızı da yaratıyor. Kardeşlerimden birinin bir gözü az görüyordu. Doktoru ilaç verdi. Alkolden de uzak durursa, bu gözün onu ömür boyu idare edeceğini söylemişti. Ama kardeşim, doktorun söylediklerini yapmadı ve şimdi görmüyor. Bunda Allah’ın ne suçu var? Bu konuda genetik bir problemimiz var. Ama genetik problemden gelen sıkıntıyı yönetmemek de ikinci bir problem. İki ablam, iki erkek kardeşim, ben ve babam görme engelliyiz. Hepsi evliydi ama eşlerini kaybettiler.

■ Anneniz görüyor muydu?

Annem görüyordu. Babam da, annemle evlendiğinde görüyormuş. Bizler doğduktan kısa bir süre sonra ortakları babamı kandırıp dükkanını elinden almış. O süreçte ablama askeri cip çarpmış, sonra ben düşmüşüm, ardından kardeşime salıncak çarpmış. Üzücü olaylar üst üste gelip, mal mülk de elden gidince gözünü kaybetmiş.

■ Ne kadar fedakar bir anneniz varmış. Benim hayatımın mimarı annemdir. Bu röportajı yapıyorsak, ona borçluyum. Yeteneğimi ortaya çıkarmak için bana öz güvenimi veren annemdir. O benim kahramanımdır. Okuma yazma bilmeyen bir kadın düşünün,40 yıl önce, görmeyen evladı için bir körler okulu bulup onu okutuyor. Çok özel bir kadındı.

■ Peki ya baba?

Babam da çok fedakar bir insandı. Yükü çok ağırdı. Ama bize en güzel şekilde baktı. Her istediğimizi alamazdık tabii. Ucuz olsun diye çatlak yumurta alırdık. Ama bütün o yokluğa rağmen babam eve çikolata getirmeyi becerirdi.

KESİNTİSİZ MUTLULUK APTALLARA AİTTİR

■ Çok şeyleri olmasına rağmen mutlu olamayan insanlar var. Siz böyle bir hayattan gelip de mutlu olmayı başardığınız için örneksiniz…Bu kadar pozitif olmayı nasıl başarıyorsunuz?

Benim etrafımda da böyle insanlar var. Onlara dertsizliği dert edindiklerini söylüyorum. Bir derdiniz olmazsa yaşamak için bir gayeniz olur mu?

Bütün her şey yönetmekle ilgili. Kesintisiz mutluluk aptallara aittir. Hayat acımasız bir süreç.Kendimizi, gardımızı yüksek tutmamız için dertlerin olması lazım. Acılardan öğrenerek, güçlenerek çıkmalıyız. Nice insanlar var, birkaç tane uçağı olmasına rağmen hala dertlenen.

■ Yakışıklı bir adam olup olmadığınızı merak ediyor musunuz?

Çok yakışıklı bir adamım. Hatta Türkiye’deki en yakışıklı adamlarından biriyim. Hatta en güzel giyinen de benim.

AŞK VAR AMA KENDİME BİLE SÖYLEYEMEYECEK KADAR ÇOK SEVİYORUM

■ Sanırım yeni bir bebek geliyor yakında.

Evet. 30 Kasım’da ‘Mucize’adlı albümün ‘Eskici’ isimli şarkısıyla çıkış yapacağız. İyi hazırlandık. Yılbaşından hemen sonra klibi devreye girecek. Sevgililer Günü’nde de ‘Gelin’ isimli şarkımız çıkacak. Bu albümün şarkı sözleri ve müzikleri bana ait yine. Birinde hafif bir isyan sezeceksiniz.

■ Neden isyan?

Diyorsunuz ya, “Hep çok mumutlusun?” diye. Alın işte, hüzünlendiğim zaman da neler yaptığımı anlatan bir şarkı yazdım. İçinde biraz da rap var.

■ Sizi en çok ne mutsuz eder?

Hayal kırıklığına uğradığım dostluklarım, arkadaşlıklarım, belki bir aşkım mutsuz eder beni. Ama düştüğüm yerden kalkmasını bilirim. Öyle bir söz vardır: “Yiğit düştüğü yerden kalkar” diye.

■ Serde kabadayılık da var gibi?

Kabadayılık da var, yiğitlik de...Kosova’dan geldiğim için aynı zamanda Arnavut’um. Arnavutlar biraz damarlı olur.

■ Sosyal medyada çok aktifsiniz. Sosyal medya eskiden inanmak istemediğim bir alandı. Şu sıralar çok inanıyorum. Yakında YouTube kanalım olacak. YouTube denince, Metin Şentürk akla gelecek.

■ Özel hayat ne durumda, aşk var mı?

Aşk var ama kendime bile söyleyemeyecek kadar çok seviyorum. Bu kadar anlatabilirim.