Milano Moda Haftası'nda bir Türk markası

BNG’nin ve sizin hikayeniz nedir?

BNG 5 yıldır var. BNG’den yurtdışında birkaç markanın imalatını yapıyorduk ve kendi koleksiyonumuzu satıyorduk. BNG kendi giyim zevkimle oluşturduğum bir marka. Ben tasarım ve fuarlar organizasyonu, eşim Bülent Gülen ise finans ve imalatla ilgileniyor.

Bu işbirliği markanın adına da yansıyor...

Evet, BNG, Bülent, Nilgün Gülen’in baş harflerinden oluşuyor.

BNG’nin en önemli özelliği ne?

En önemli özellik fonksiyonellik. 5, 6 hatta 8 değişik şekilde giyebiliyorsunuz. Bir ürünün bu kadar farklı şekilde giyilebiliyor olması çok hoşuma gidiyor. Gardrobunuzda böyle parçaların olması çok da kullanışlı.

Aynı ürün olduğu anlaşılmıyor mu?

Mümkün değil anlamıyorsunuz. Üstelik aynı ürünün iki ayrı rengini alınca, gardrobunuzda müthiş bir zenginlik oluyor. Bu yüzden baştan beri markayı fonksiyonellik üzerine kurdum. Her koleksiyonda en az 10 parça böyle ürün var. Hem eğlenceli, hem şaşırtıcı oluyor. Satın alan, giyerken kendi yaratıcılığını da katıyor.

Peki sizin renginiz neden siyah?

Ben siyahla kendimi çok daha mutlu hissediyorum. Kendimi çok daha iyi ifade ediyorum. Son 6 senedir hep siyah giyiyorum.

Koleksiyonunuz da siyah ağırlıklı; giyim zevkiniz tümüyle yansımış...

İlk çıktığımız iki yıl tümüyle siyahtık, şimdi başka renklerimiz de var. Ama en çok siyah satıyoruz. Siyah dışındaki renkler ise bastırılmış tonlar; mürdüm, zümrüt, antrasit, gri gibi. BNG koleksiyonlarının özelliği avangart oluşu. Avangart kesimlerde renge girmek bence iyi ifade etmez koleksiyonu.

BNG stilinde Japon etkisi hissediliyor?

Japonya’dan çok etkilendim. Japon distribütörümüz üzerindeki gömlek için “Bu gömleği Hong Kong’lu bu şekliyle giyer, Japon ters çevirip giyer” dedi. Ben çok etkilendim, bir ürünü çeşitli şekilde giymeyi yaratıcı güçle bütünleştirdim. Şimdi en çok Japonya’da satıyoruz, büyük mağazalarda corner’larımız var. Avrupa’da ise 200 küçük butikte satılıyoruz, en çok sattığımız ülke ise 50 butikle İtalya.

Şimdi Milano Moda Haftası’nda ilk kez defile yapacaksınız. Evrim Timur’dan sonra Milano Moda Haftası’nda defile yapan ikinci Türk modacısınız. Nasıl gerçekleşti?

Arkadaşım Didem Çapa, BNG’ye özel bir takı grubu hazırladı. Galatasaray’daki ‘Bir Nokta’ adlı mağazasında yer verdiği tek tekstil markası BNG. Müşterilerin ilgisine çok şaşırdı. BNG’nin bu kadar satılabilir olması, arkasında önemli bir imalat tecrübesinin bulunmasını göz önünde bulundurarak, İtalya Moda Federasyonu Başkanı Mario Boselli’ye, “Bu markayı tanımanızı istiyorum” diye bir mail yazdı. Bizi incelediler ve hemen bir davet yaptılar. ¦ Neden etkilendiler? Giyilebilir ve çok fonksiyonlu olması, İtalya’da çok satılan bir marka olması ve kumaş ve ürün kalitesinden.

Milano Moda Haftası’ndaki defileniz hangi gün olacak?

Milano Moda Haftası 28 Şubat’ta başlıyor. BNG’nin defilesi 2 Mart, saat 16.00’da.

Nasıl bir koleksiyonla çıkacaksınız?

BNG 2010-2011 Sonbahar- Kış Koleksiyonu’yla, adı Stratum; yani katmanlar. Koleksiyondaki bütün gruplar isimlerini yanardağlardan aldı. Yanardağın püskürdüğü anda oluşan renkler, koleksiyonun renklerini oluşturuyor. Ana renk lav taşı siyah, püskürdüğü anda ilk görünen beyaz, bulutların ve külün grisi, magmanın sıcaklığındaki vizon, katmanların arasında kalmış mor ve zümrüt. Zümrütü avangart konsepte çok yakıştırıyorum. Yine farklı şekilde giyilebilecek alternatifler var.

Nasıl bir beklentiniz var?

Önemli bir tecrübe olacak. Umarım orada güzel bir sonuç yakalarız.

Milano Moda Haftası’ndan önce İstanbul Moda Haftası’nda 6 Şubat’ta defileniz var. Orada nasıl bir koleksiyon çıkaracaksınız?

Aynı koleksiyon ama Milano’da ve İstanbul’da farklı yorum ve bölümlerini sergileyeceğiz. Heyecanı burada atmış olacağım.

İstanbul Moda Haftası, zamanla diğer moda haftalarına eş etki yaratabilecek mi?

Neden olmasın? Çok güzel bir başlangıç oldu, bunu iyi götürmek bizlerin elinde.

Müşterileriniz kimler?

Farklılığı, keşfetmeyi, keşfedilmeyi seven bir müşteri. Arzum Onan, Nebahat Çehre, Demet Akbağ, Tomris Giritlioğlu, Meral Okay.

Sizin eviniz de siyah mı?

Tamamen ahşap bir evde oturuyorum. Doğal ahşap rengi her yer. Rengi olmayan bir ev ama objeler yine siyaha kaçıyor. Siyahların arasında sıcak bir rengi seviyorum. Evde sterliçe çiçeğinin oranjıyla mağazada narlarla siyahların arasında bir sıcaklık sağlıyorum.

Saçınız da, simsiyah giysileriniz ve takılarınızın arasında ilginç bir renk...

Koleksiyonu tanıttığınız mankenlerin saçı da aynı. Bu da sıcaklık yaratmak için mi? Uzun yıllar saçım simsiyahtı. Sonra saçım, her şeyim siyah, bir renklilik olsun dedim. 5 senedir saçım bu renk. Modellerin saçları da renklilik vermesi ve beni çağrıştırması için öyle.

Siz renkleri ufak bir farklılık, bir aksesuar olarak görüyorsunuz galiba...

Evet, renkleri bir aksesuar olarak görüyorum.

Peki kişiliğiniz renkli mi?

Renkli miyim bilmiyorum ama çok pozitif olduğumu söylüyorlar.

RÖPORTAJ: SERAL CUMALI

seral.cumali@posta.com.tr