Magazin Minnetle...

Minnetle...

Paylaş
Minnetle...

Yeşilçam’ın efsane ismi Ayşen Gruda, ‘Kaldırım Serçesi’ lakaplı değerli sanatçı Gülriz Sururi, arabesk müziğin sultanı Dilber Ay, Müslüm Gürses’in ebedi aşkı sinema oyuncusu Muhterem Nur, usta oyuncu Eşref Kolçak… Hayata gözlerini yummadan önce son söyleşilerinde onlarlaydık… Unutulmaz isimleri, röportajlarından satırbaşlarıyla birlikte saygıyla anıyoruz. -- Posta Gazetesi 25. yılı özel eki

Eşref Kolçak'ı 26 Mayıs 2019'da kaybettik

Haberin Devamı

Çalışarak ölmek istiyorum

Röportaj: Işıl Cinmen

  • Ben en son 70 yıl önce üzüldüm kızım. En büyük acıyı anacığımı kaybettiğimde yaşadım, hayatın bittiğini düşündüm. Yıl 1947’ydi. 20 yaşındaydım. Sonra 56 yıllık eşimi kaybettim, şimdi oğlumu… Ne eşim, ne de oğlum için üzüntü duydum. Gayet tabii üzüldüm ama anamdan sonra hiçbir acı kalbime ulaşmadı. Kendimi yerlere atıp, paralamadım.
  • Harun yengeç burcuydu. Buzdolabımda bir sürü magnet var. O gün mutfağa girdiğimde yengeç magnetinin yere düştüğünü gördüm. Yerde duran yengeçe baktım ve “Oğlan gidiyor” dedim. Nitekim üç saat sonra gitti… İstanbul’a gömülmesine izin vermedim. Onu kendi ellerimle, burada Gemlik’te defnettim. Cenazesi çok kalabalıktı. Eşimin ve benim mezarlarım yan yana… Harun’u anneciğinin kucağına verdim. Zamanı gelince ben de yanlarına yatacağım. Cenazesi çok kalabalıktı, seveni çoktu.

  • Ah benim dik kafalı Harun’um… Başkasına zarar veremediği için kendisine verdi. İncitmemek için incindi…
  • Bana bazen ödül veriyorlar, ne ödülü veriyorsunuz? İş versenize… Rol gelse fırçayı önce teklifi getirenler yiyecek! Bu zamana kadar nerede kaldınız diye… Ben çalışarak ölmek istiyorum. Sanatçı çalışmadığı zaman büyük ızdırap çeker.
  • Mübalağa etmiyorum; 90 yaşında bu sağlığı İstanbul’da yaşamamama borçluyum. Burada, Gemlik’te, her şeyden önce oksijen alabiliyorum. Yeşillik görüyorum. Harun birçok kez, “Gel, İstanbul’da birlikte yaşayalım” dedi ama ben İstanbul’a gitseydim ölürdüm. İstanbul’da taştan başka bir şey yok.
  • Burada yalnız yaşıyorum. Yardımcım falan yok. 56 yıl evliydim. Eşim Özcan’dan kalma alışkanlık, hiçbir zaman kahvaltı etmeden güne başlamadım. Harikulade yemek yaparım. Öğle yemeği yemem. 20’den sonra mükellef yemek yerim. Tatlısına kadar… İçki yok. Ben 30 yıl boyunca, bırak sigara içmeyi günde en az iki paket sigara yedim. 44 yaşındayken doktorum, “Sigarayı bıraksan başka bir b.kun yok” dedi. Ben de çıkardım paketi önüne koydum. Sigarayı bıraktığım an 10 yıl gençleştiğimi hissettim.
  • En yakın arkadaşım Allah. Yalnızlığı severim. Şikayetçi değilim.

Muhterem Nur'u 20 Mart 2020'de kaybettik

Günahtan korkmasan intihar eder, Müslüm'ün yanına giderim

Röportaj: Oya Çınar

  • Eve dönünce bir akşam, sessizce yaklaştım Müslüm’e, “Benimle evlenir misin?” dedim. Elinde çay bardağı, sigara içiyordu. Önce bir durdu. Ben,”Eyvah! Yanlış bir şey yaptım galiba” dedim. “Hayır” diyecek diye ödüm koptu. O saniyeler bana 100 yıl gibi geçti. Gözlerime baktı... Sakince, “Neden olmasın!” dedi. Sarıldık birbirimize...
  • Bana bir kere, “Seni Seviyorum” demedi. Her şeyiyle belli ederdi ama bu şekilde ifade etmezdi. Bir gün artık canıma tak dedi. Ölümünden iki ay evvel, hasta yatağındaydı. Dedim ki, “Müslüm, bunca yıllık karınım. Bana bir kere seni seviyorum demedin.” Güldü, sarıldı... “Seni sevmesem bunca yıldır senle olur muydum? Bak, gözümü senle açtım, senle kapıyorum” dedi.

Ayşen Gruda'yı 23 Ocak 2019'da kaybettik

8500 flörtüm oldu, bırakın herkes rahat rahat flört etsin

Röportaj: Oya Çınar

  • “Kadına çapkınlık yakışmaz” diyen kadınlar var ya... Söyleyeyim, valla çapkınlık çok güzel bir şey. Herkese tavsiye ederim. Çapkın olsunlar. Özellikle anne babalara bu lafım. Bırakın şu çocukların yakasını. Hem kız çocukları hem de erkek çocukları rahat rahat flört edebilsinler. Ne güzel bir şey. Flört ede ede doğruyu bulacak çocuklar.
  • Ben bu saatten sonra flört edersem torunum üzülür. Geçenlerde, “Evleniyorum” diye şaka yapayım dedim. Duvara zor yaslandı evladım, bayılıyordu. Ama geçmişte 8 bin 500 flörtüm olmuştur herhalde.
  • Lütfen erkek anneleri oğullarına, “Sen erkek adamsın. Erkekler ağlamaz” deme işini bitirsinler. Erkek çocuklarına önce insan olduklarını öğretmek gerekiyor. Ç..klerinin ucuna takılıp gitmesinler. Hayat boyu bir arpa boyu yol alamıyorlar bu yüzden. Ama başarılı adamlara bakın. Hiç öyle değillerdir.
  • Biliyorum ki bu halk beni nasıl gömeceğine kendi karar verecek. Vasiyete gerek yok. Onlar bilir. O güne kadar benden ilgilerini esirgemeyeceklerini hissediyorum.

Dilber Ay'ı 29 Nisan 2019 tarihinde kaybettik

En büyük talih kuşum "herifim"

Röportaj: Oya Çınar

  • Fakir bir ailenin çocuğuydum. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi'nde, bir çadırda dünyaya gelmişim. Yokluğun içine doğdum ama Rabbimin verdiği ses sayesinde çoluğum çocuğum ekmek yedi.
  • Fakir insanın mutluluğu olur mu! Sekiz kardeştik, ikisini kaybettim. İlkokul üçe kadar okuyabildim. 1969’da TRT Radyosu’nun düzenlediği yarışmada birinci olduğumda babam beni ahıra bağladı.
  • Beynelmilel filminde oynadım, Altın Koza Ödülü aldım ama valla ne yaptığımdan haberim yoktu. Canım sıkılıyordu, setten kaçıyordum.
  • 30’lu yaşlarımı özlüyorum. Fırtınaydım, kasırga gibiydim. Sanatım bugün daha büyük kasırga. Gördüğün her yer daha güzel gelir gençlikte. Haa, şimdi de çok gencim. 20 yaşında kız gibiyim. Millet gerdiriyor, çaktırıyor, diktiriyor... Ben de Allah tarafından her sene estetik oluyorum. Bin kere maşallah!
  • 1998’de İbrahim Karakaş ile evlendim. Adamı görür görmez aşık oldum. Ben ona “Herif” derim, o da bana “Hatun” der, “Dilberim” der. Elinde bir kere çiçek görmedim ama benim için onun kendisi kocaman bir çiçek. En büyük talih kuşum ‘Herifim’.

Gülriz Sururi'yi 31 Aralık 2018'de kaybettik

Benim neslim geleceği çok güzel hayal etmişti ama gelecek çok kötü geldi

Röportaj: Oya Çınar

  • Hep şunu derim. Ağaçlar ölür, ormanlar kalır. Gerçekçi, iradeli ve cesaretli olacaksınız. Cesaret insanı diri tutar. Ben içimdeki cesareti ve gücü 12 yaşında keşfettim. Annemi iki yaşında kaybettiğim için mahzun bir çocukluk yaşadım. Hüzünlüydüm. Çocuk tiyatrosuna başlayınca kimliğimi buldum. Tiyatro bana annelik yaptı.
  • Bir gün emek verdiğim her şey gözüme anlamsız gözükmeye başlarsa... Valla giderim. Ecelimle ölmeyi beklemeden kendi irademle dünyayı terk ederim. Beni ben yapan koşullar eksilince yaşamın manası kalmaz ki!
  • Bu sıralar vasiyetimi yazmakla meşgulüm. Bir kısmını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlamıştım. Bir kısmını da Aziz Nesin Matematik Köyü’ne bırakacağım. Tiyatroyla ilgili bir fon oluşturacağım. Zaten büyük bir servetim yok. Ama cenaze töreni istemiyorum. Çünkü ben ‘cami avlusu kokteyl partisi’ istemiyorum. Bizim insanımızın tören kültürü yok. Ne yapıyorlar? “Ay saçın ne güzel olmuş.” Yok efendim, “Üstündekini nereden aldın?” Böyle şeyler olacağına tören yapılmasın.
  • Benim neslim geleceği çok güzel hayal etmişti. Gelecek çok kötü geldi maalesef. “Biz-siz” diye bir ayrılık çıktı. Bu döneme kadar bir tek Türk halkı vardı. “Eğitim şart” denirdi, meğer bunca yıl espride kalmış bu gerçek.
  • Kimse yükselen cehaleti göremedi. Bizim neslimize cumhuriyet yetmedi, demokrasi istedik. Demokrasi yetmedi, daha solu istedik. Benim tek rehberim Atatürk’ün eseri ‘Nutuk’tur. Benim için Allah vicdan demek. Vicdan da zaten benim içimde.