Magazin Moliere kimdir? Eserleri nelerdir?

Moliere kimdir? Eserleri nelerdir?

Paylaş
Moliere kimdir? Eserleri nelerdir?

Fransız oyun yazarı ve oyuncu Jean-Baptiste Poquelin ya da daha bilinen adıyla Molière Google’a doodle oldu. Ünü yaşadığı ülkenin sınırlarını aşan Moliere kimdir? Eserleri nelerdir? İşte Moliere hakkında bilinmeyenler…

Cimri adlı eseriyle tanınan Moliere Google’a doodle oldu. Eserleri çevrildiği her dilde büyük başarı sağlamış Fransız oyun yazarı ve oyuncu Moliere kimdir? Eserleri nelerdir? İşte Moliere’in hayatı hakkında bilinmeyenler…

Haberin Devamı

Jean-Baptiste Poquelin ya da daha bilinen adıyla Molière 15 Ocak 1622 – 17 Şubat 1673 tarihleri arasında yaşamış olan ünü yaşadığı ülkenin sınırlarını aşan Fransız oyun yazarı ve oyuncudur.

MOLİERE'İN HAYATI

Molière, sarayın döşemelerini yapan bir mobilyacı olan Jean Poquelin ile bir zengin burjuva ailesinin kızı olan Marie Cresse'nin oğluydu. Saray döşemeliği o zaman başarılı iş adamlığı ile eşdeğerdir. Hatta Jean Poquelin sarayın döşemeciliğinden sorumlu 7 kişiden biridir ve annesi de yine saray döşemecisi bir babanın kızıdır. Moliere annesini 10 yaşındayken kaybetti ve babası ile Paris’te o zaman yukarı burjuva sınıfından kişilerin evlerinin bulunduğu Rue Saint-Honoré'de yaşadı. İlkokul eğitimini Paris'te yaptı ve sonra şu an ki adı "Lycée Louis-le-Grand" olan, zamanının Paris'in en iyi okullarından Cizvit'lerin idaresinde olan "Collège de Clermont” ‘da öğrenim gördü ve buradan mezun oldu.

Haberin Devamı

Orleans'ta hukuk eğitimini tamamladıktan sonra, 16 Haziran 1643 yılında Madeline Bejart adlı bir oyuncu ile Illustre Theatre tiyatro topluluğunu kurar. Tiyatro'nun kurulması ile birlikte, Moliere'in, siyasi rejimleri, savaşları, salgın hastalıkları, tüm teknolojik gelişmeleri aşan ve hala güncelliğini koruyan eserlerinin ortaya çıkışının temelleri atılmış olur. Fransız toplumunun gündelik yaşamından aldığı tiplerle kendi çağını aşan bir modern komedi anlayışı getiren Moliere, döneminin yalnızca güldürmeyi amaçlayan komedi anlayışına karşı, güldürürken düşündüren bir komedi uslubunu benimsemiştir.

MOLİERE'İN ESERLERİ

Moliere'in bilinen ilk yapıtları, 1655'te Lyon'da sahnelenen L'Etourdi ou les contretemps (oynanışı Savruk, 1876; yayımlanışı Şaşkın yahut Beklenmedik Engeller, 1944) ve 1656'da Beziers'de oynanan Le Depitamoreux'ydü (oynanışı İnfial-i Aşk, 1876; yayımlanışı Küskün Âşıklar, 1944). Moliere ve topluluğunun ilk başarılı temsili ise 1658'de Louvre Sarayı'nda Kral XIV. Louis önünde oynanan Comeille'in Nicomede'iydi. Moliere, ertesi yıl ilk önemli komedisi sayılan ve Paris'te sahnelenen ilk oyunu olan Les Precieuses ridicules'ü (oynanışı Dudukuşları, 1876; yayımlanışı Gülünç Kibarlar, 1943) yazdı. Sosyetenin kibar davranışlarına özenen iki taşralı genç kızı konu alan bu oyun, Moliere'in bütün yapıtlarında öne çıkan bir temanın ilk işlenişiydi; Moliere burada, toplumsal kuralların gerektirdiği yüzeysel kibarlıkla altta yatan içgüdüsel davranış arasındaki uyumsuzluğun yarattığı gülünçlüğü ele alıyordu.

Haberin Devamı

Moliere'in topluluğu 1661'de, Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı Palais Royal'deki (Kraliyet Sarayı) bir salona taşındı. Moliere'in bütün "Paris" oyunları burada sahnelenecekti.

1662'de sahneye konan ünlü oyunu L'Ecole des femmes (oynanışı Kadınlar Mektebi, 1876; yayımlanışı Kadınlar Mektebi, 1941) daha ilk gecesinde skandal yarattı. Seyirciler ve yetkililer, artık hiçbir değere saygısı kalmamış bir komedyenle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlardı. Oyun, kadınlardan çekinen ve bu yüzden de saf, gözü açılmamış bir genç kızla evlenerek onu kendi ilkeleri doğrultusunda yönetmek isteyen bir erkeği konu alıyordu. Oyunun sonunda adam genç eşine âşık oluyor, ama aşkı dile getirmesini ve kadınlara bir sevgili gibi yaklaşmasını bilmediği için gülünç durumlara düşüyordu. Moliere oyuna gelen eleştirilere 1663'te La Critique de L'Ecole des femmes (Kadınlar Mektebinin Tenkidi, 1944) ve L'lmpromptu de Versailles (Versailles Tuluatı, 1944) adlı tek perdelik oyunlarıyla karşılık verdi. Bunlardan ilkinde komedi anlayışını yansıtıyor, İkincisinde ise oyuncuların dinlenme odasını ve prova sırasında sahne arkasındaki konuşmaları çok gerçekçi bir bakışla anlatıyordu. Moliere 1662'de Armande Bejart'la evlendi. Üç çocuğu oldu, ama bunlardan yalnızca biri yaşadı.

Haberin Devamı

1664'te sahnelenen Le Tartuffe, ou l'imposteur (oynanışı Tartüf, 1876 ve Riyanın Encamı, 1881; yayımlanışı Tartuffe, 1944) adlı oyunu Kadınlar Mektebi'nden de daha büyük bir gürültünün kopmasına yol açtı. Oyun kilisenin baskısıyla yasaklandı ve ancak 1669'da yeniden oynanma olanağı buldu. Tartuffe, bir tür danışmanlık ve eğitmenlik rolüyle bir burjuvanın evine kapağı atmış, dindar görünüşlü bir sahtekârın serüvenleri üzerine kuruluydu.

Haberin Devamı

Moliere’in ölümü ile ilgili çeşitli kaynaklarda farklı türlü anlatımlar vardır. Örneğin Prof. Dr. Özdemir Nutku “Dünya tiyatro Tarihi 1” isimli kitabında “Hastalık Hastası” isimli komedyanın dördüncü sahnelenişi sırasında sahnede olduğu yere yığıldığı ve öldüğünü söyler.

Cevdet Perin’in Fransız Edebiyatında Komedi ve Moliere isimli eserinde ölümü ile ilgili biraz da dramatize ederek yazdığı bölümü şu şekildedir; “(…) Gerçekten ölümü yaklaşmıştı; hem de birkaç saat yakındı. O akşam sahnede “Juro” kelimesini telaffuz ederken boğazı tıkandı. Esasen sanatkârın telaffuzunda bir peltek taraf vardı; halkın bu telaffuz pek hoşuna gidiyordu. Herkes Moliere’in bu kelimeyi telaffuz ederken bilhassa bir tutukluk yaptığını sanarak, büsbütün kahkahaları savurmaya başladı. Fakat hakikatte ise sahnedeki adam ölümle pençeleşiyordu. Biraz sonra işin farkına varan kulisteki aktörler perdeyi indirdiler. Moliere’i soyunma odasına götürerek yatırdılar. Henüz ölmemişti. Ağzından kan geldiğini gören dostları hayretler içinde bakıyorlardı. O ise “neden şaşıyorsunuz bu bir şey mi? Hayatta ben bundan daha beter kanlar kustum” diyerek onları teselli etmeye çalışıyordu. Karısını çağırmalarını rica etti. Armande Bejart, onu o kadar üzen kadın şimdi başucunda ağlıyordu”.

Cimri (1668)’nin konusu; paraya her şeyden çok önem veren hatta tapan Harpagon evde gömülü paralarını oğluyla kızına bile söylememektedir. Bir gün paraları olduğu yerde bulamaz.

Kibarlık Budalası (1670); Bu oyun Comedie-ballet tarzındadır. Tolga Özenç Özençel’in aktardığına göre oyunda Türklerle ilgili ilginç bir durum yaratılmıştır. Moliere’in bu oyunu yazmasındaki esas neden şudur; XIV. Louis Fransa Kralı sıfatıyla, sarayına gelen Osmanlı elçisini ağırlamaktadır. Bu yüzden salonun özel olarak süslenmesini ve hazırlanmasını ister. Ancak içeri giren Osmanlı elçisi ne çevresindeki güzel kadınlara ne duvarlardaki resimlere veya pahalı eşyalara bakmadı. Doğruca gidip Padişaha mektubu iletti. Burada Fransızların gururunu kıran ise elçinin tepeden tırnağa üzerindeki mücevherlerin, tüm salondakilerden daha değerli olmasıydı. Bu duruma bozulan Kral, Moliere’e bu durumun acısını çıkartmak üzere oyun siparişi verir. Ancak Oyunda yalnız bir sahnede Türk geçmektedir. O da sevgilisine ulaşamayan adamın Türk kılığına girip kendini zengin gibi gösterip kızı babasından alması hikâyesidir.