Evliliğe ilk adımı atıp nişanlandınız. Belki aile arasında belki de daha büyük bir törenle. Hayatınızın en özel ve mutlu durumlarından birini yaşıyorsunuz. Ama o da ne! Birden soru bombardımanına tutulmaya başlanıp neredeye nişanlandığınıza pişman oluyorsunuz. Geçmiş olsun, şimdiden sabır diliyoruz... Hayatınızda nişanlanmadan önce elde ettiğiniz tüm başarılar çöpe gitti, hayırlı olsun. Dünyanın en büyük başarısı buymuş gibi, atomu parçalamışsınız gibi muamele görmeye; bitmek tükenmek bilmeyen alkışlara hazır olun. Siz nişan yaptıktan sonra beklemek isteyebilirsiniz. Hatta uzun bir süre tarih belirlemeyecek bile olabilirsiniz. Ama herkes size düğün tarihini soracak. Sürekli soracak. Bıkmadan. Çünkü düğün tarihiniz başkaları için daha önemli. Kilonuz kaç olursa olsun etrafınız mutlaka düğün öncesinde forma girmeniz gerektiğini söyleyenlerle dolacak. O gelinliğe nasıl sığacaksın! Bizce sığabileceğimiz bir gelinlik seçmeyi akıl edebiliriz, çok teşekkürler ilginize. Hatta daha da ileri gidip kaç çocuk düşünüyorsunuz diye soracaklar. Arkadaş, insan rahat verin! Bu özel kararı kimseyle paylaşmak zorunda değiliz, daha evlenmedik bile bu ne acele? Sürekli yüzüğünüze bakmak isteyecekler. Taşı küçük mü? Taşı ne kadar da büyük? O yüzük sizden başka herkese size olduğundan çok daha büyük anlamlar ifade edecek. Ne gerek varsa! Onun soyadını mı alacaksın? Kendininkini de kullanacak mısın? Ama öyle çok uzun olur. Ne gerek var böyle şeylere? Vereceğiniz cevaplar muhtemelen kimseyi tatmin etmeyecek ve ne karar verirseniz verin eleştirileceksiniz. Ama onlar yine de sormaya devam edecekler... Nişanlandığınıza göre çeyiziniz de hazırdır herhalde. Yemek takımları, çarşaflar, bardaklar... Bunu herkes çok merak ediyor. Durun daha; hele bir evlenin gelip görmek de isteyecekler.