'Oğlumun kıyafetlerini kokluyorum'

Konya'da oturan Yasin Şahin, 4 Nisan günü okuldan geldikten sonra evlerinin önünde oynamaya çıktı. Bir anda ortadan kaybolan Yasin'in bulunması için o günden itibaren başlatılan arama çalışmaları Jandarma, AFAD ve köylüler tarafından aralıksız devam ediyor.

9 gün süren arama çalışmalarında başta evin çevresi olmak üzere havadan askeri helikopter ve AFAD'ın insansız hava aracılığıyla ve karadan arama ekipleri tarafından su kuyuları, sarnıçlar, mağaralar, ağaç ve çalılıkların dipleri tek tek kontrol edildi. Şüphe üzerine yan komşuları M.Ş.'nin evi ve bahçesi arandı. Yaklaşık 85 hane olan mahalledeki evler tek tek kontrol edildi. Mahallenin yakınındaki Çarşamba Çayı ve çayın aktığı Apa Gölü girişi Mersin'den gelen dalgıç polisler tarafından sonar cihazlarıyla arandı. Aramalar çevredeki köylere kadar yayıldı. Ancak Yasin'in izine rastlanılmadı.

FOSEPTİKLERE BAKILDI

Arama çalışmaları kapsamında bugünde başta minik Yasin'in kendi evleri olmak üzere çevresindeki evlerin bahçesinde bulunan foseptikler, vidanjörlerle boşaltılıp,bakıldı. Ancak henüz orada da minik Yasin'in izine rastlanılmadı. Mahalledeki diğer evlerin fosseptiklerinin aranması devam ediyor.

BABA, OĞLUNUN KAÇIRILDIĞINDAN ŞÜPHE EDİYOR

Oğlunun kaçırılmış olabileceğinden şüphe ettiğini belirten Süleyman Şahin, şunları söyledi: "Ne gördüm diyen var, ne duydum diyen var! Hiçbir haber yok. Ne terliğini bulabildik ne de başka bir şey. Oğlum köyün etrafına çıkan bir çocuk değildi. Mutlaka buradan aldılar. Bunun başka bir açıklaması yok. Aramadıkları yer kalmadı. Ben kaçırıldığını düşünüyorum. Kaçırdılar çocuğumu, köyden çıkardılar götürdüler çocuğumu. Kuş değil ki uçup gitsin köyden. Benim bir düşmanım yok ama bunu yapabilecek insanlar çok. Üç liraya, beş liraya adam satacak bir sürü adam var. Oğlumun kaybolmasının altında böyle bir durum olduğunu düşünüyorum."

Oğlunun gidebileceği her yere bakıldığını ve oğlunun sadece hayvan otlatmadan dönerken kendisini karşıladığını hatırlatan Süleyman Şahin, "Çocuğum beni karşılamaya gelirdi. O gün gelmedi. Anneme sordum, 'Oğlum nerede?' dedim. Annem 'Çocuklarla oynuyor' dedi. Ben de işime baktım ama sonra yok. Götürdüler Yasin'imi, ümidimi korusam ne kadar koruyabileceğim. Nasıl koruyabileyim, bir haftayı geçmiş. Yine de bir bir umut bekliyoruz. En çok bana bağlıydı, bana düşkündü. Bensiz de hiç bir yere gitmezdi."dedi.

'YOKLUK İÇİNDE BÜYÜDÜ'

Oğlunu yokluk içinde büyüttüğünü belirten Şahin, "Yasin'i yoklukla büyüttüm. 4 aylıkken ben onu ameliyat ettirdim. O çocuk bu acılarla büyüdü. Hâlâ acı, yine acı."dedi.

Süleyman Şahin'in, dayısı Duran Yıldız da Yasin'in kaçırıldığını düşündüğünü belirterek şöyle konuştu: "Eğer biraz merhamet varsa bu adamlara acı çektirmekten vazgeçsinler. Biz şu köyde zaman gelir kış boyunca 1 kilo portakal, 1 kilo patates görmeden o şartlarda büyüttüğümüz çocuk kaybolur mu? O şartlarda büyüyor bu çocuklar. Allah korkusu, vicdan, merhamet varsa bu insanlardan acı çektirmekten vazgeçsinler. Eğer babasına yapacağı bir şey varsa gelsin babasına yapsın. Yumruk kadar çocuktan ne isterler."

Oğlu kaybolduğu günden itibaren ne yemek yiyebildiğini, ne uyabildiğini belirten anne Ümmü Şahin, "Oğlum kaybolduğumdan itibaren dünyam zindan oldu. Diğer çocuklarımla da ilgilenemiyorum. Allah rızası için artık bir şeyler yapın. Oğlum aranıyor ama hiç bir sonuç çıkmadı. Benim çocuğum evin önünden uçtu mu? Sürekli baygınlık geçiriyorum. Benim çocuğumun başına ne geldi. Ne gecem var ne gündüzüm. Hiçbir şey boğazımdan geçmiyor."dedi.

Yasin'e olan özlemeni 6 aylık oğlu Yusuf ile Yasin'in kıyafetlerini koklayarak gidermeye çalıştığını ifade eden Ümmü Şahin, ""Yasin'e olan özlemimi, 6 aylık bebeğimle gideriyorum. Kıyafetlerini kokluyorum. Bir oyuncak arabası var, onunla avunuyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. Kendime bir şey yapacağım artık. Ciğerim yanıyor."diye konuştu.

Oğlundan geriye kalan oyuncağının, okulda dağıttıkları bir oyuncak olduğunu ifade eden Ümmü Şahin, "Oğlumun oyuncağını da öyle düzgün bir şey sanmayın. Onu da okuldan dağıttılar. Bununla oynardı. Başka oyuncağımız yok. Oğlumun tek oyuncağı kırmızı kamyonuydu. Oynarken tekerleğini de kırdı. Beraber ineklerle uğraşırdık. Bu hayvanlara olan tutkusu ve oyuncağına olan tutkusu vardı. Babasına da çok düşkündü."dedi.