Partisinin il başkanlığınca Film Platosu’nda düzenlenen iftar programına katılan Vural, gazetecilere yaptığı açıklamada, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın idam edilmesi konusunda önemli bir irade ortaya koyduklarını belirterek, "3 Ağustos 2002’de MHP dışındaki ’Gökkuşağı’ koalisyonu maalesef idam cezasını kaldırmak suretiyle terörist başının idamını engellemiştir. Tarihi gerçekler bunlardır" dedi.

MHP’nin idam konusunda kararlı bir duruş sergilediğini ifade eden Vural, şöyle konuştu:

"AKP başta olmak üzere o zaman parlamentoda bulunan siyasi partiler MHP’nin ısrarlı duruşuna rağmen idam cezasını kaldırmak suretiyle terörist başını idamdan kurtarmıştır. Gerçekler bunlardır. Bugün Türkiye’yi yöneten başta AKP de o zaman parlamentodaydı. Mehmet Ali Şahin, Bülent Arınç, Dengir Mir Fırat, Başbakan’ın gazete demeçleri ve parlamentoda yaptığı konuşmalar, bu idam cezasının kaldırılmasına yönelikti. Kim ne derse desin MHP, idam cezasının infazının yanında yer almıştır ve idam cezasının kaldırılmasını istememiştir. Ama MHP dışındaki koalisyon, terörist başını idamdan kurtarmıştır. Tarihi gerçekler bunlardır."

-"Polisin onurunu korumak konusunda hükümetin adım atması gerekir"-

Vural, Dörtyol ilçesinde AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğlu İstemi Kağan Türkoğlu’nun adının karıştığı olayla ilgili, polislere yapılan muamelenin kabul edilemeyeceğini söyledi.

Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıktığını öne süren Vural, şöyle devam etti:

"İmtiyazlar, kendisine göre hukuk oluşturmaktadır. Demokratik bir ülkede bu tür tavırlar kabul edilebilir değildir. Polisimizin onurunu korumak için öncelikli olarak yapılması gereken husus, işlem yapılan polisi eski yerine iade etmektir. Onun dışında hukuki süreçler devam edebilir. Hukuk çerçevesinde yapılabilir. Ama böyle zorbalıkla, siyasi iradeyle bu şekilde polislere yapılan muamele her şeyden önce halk nezdinde polise olan güveni sarsar. Şüphesiz böyle bir davranış, bütün polis camiasını rencide etmiştir. O bakımdan polisin onurunu korumak konusunda hükümetin adım atması gerekir."

İftar sofralarının milleti millet yapan değerleri bir araya getirdiğini savunan Vural, "Bu manevi ortamda maalesef birileri kalkıyor, Türkiye’de başkent Ankara’dan başka başkentlerden bahsediyor. Bugün ülkücü ve milliyetçi hareket her şeyden daha önemli hale gelmiştir. Diyarbakır’ı başkent yapmak isteyenlere karşı bu projelerini yırtıp başlarına geçirmek ülkücü ve milliyetçi hareketin görevidir. Onun için hep birlikte bu yakın coğrafyada olanlarla Türkiye’yi kuşatma altına alan zihniyete karşı birlik ve bütünlüğü sağlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

-Myanmar’daki olaylar-

Vural, Myanmar’da Müslümanlara yapılan soykırımın tüyler ürpertici olduğunu ifade ederek, batılı güçlerin bölgedeki enerji kaynaklarına yönelik projeleri bulunduğunu ileri sürdü.

Myanmar’da insanlık dramının yaşandığını dile getiren Vural, "Kendilerini dünyanın efendisi olarak gösteren, yanı başımızdaki ülkeleri bombardımana tutarak kan ve gözyaşıyla demokrasi ve insan hakları mücadelesi yaptıklarını söyleyen Batı medeniyeti, Myanmar’da insanlık ölüyor, soykırım yapılıyor ama kılları kıpırdamıyor" dedi.

Türk askerinin o topraklarda şehit olduğunu belirten Vural, "Dünyayı yöneten medeniyete, alternatif insanlığa hizmet edebilecek yeni bir medeniyet anlayışına ihtiyaç var. Bu medeniyet anlayışını gerçekleştirebilecek millet de Türk milletidir. Onun için Türk milleti sahip olduğu milli ve manevi değerleri çok özenle korumalıdır" şeklinde konuştu.