Seyahat Ölmeden önce yapılacaklar listemizde bir madde: Buzkıran

Ölmeden önce yapılacaklar listemizde bir madde: Buzkıran

Paylaş
Ölmeden önce yapılacaklar listemizde bir madde: Buzkıran

Bir önceki Lapland yazımın içine dahil edemeyeceğim kadar uzun ama Lapland seyahati içine sıkıştırdığımız bir deneyimdi; Buzkıran. Hani bazen fotoğraflarda gördüğünüz, okuduğunuz bir yerde olduğunuzu hayal edersiniz lakin yaşamak çok başkadır ve bazen yaşayabileceğinizi hayal bile edemezsiniz ya...Bu aslında bizim için biraz da öyle bir deneyimdi. Yapmak ve yapabileceğimize inanamamak arasında çok gidip geldiğimiz ama sonuçta "iyi ki yaptık, bir daha nerede, ne zaman böyle bir şey yaşayabilirdik ki" dediğimiz bir anıyı daha sakladık kendimize. Cansu BENGÜ KAYA / Instagram: @cansubengu

Öncelikle biraz nedir bu Buzkıran ondan bahsedelim.

Haberin Devamı

Almanların, buz tabakası nedeniyle ulaşım sağlanamayan yerlerde kullanılması için insanlığa kazandırdığı bir ulaşım aracı. Bu gemilerin diğer gemilerden farkı ise baş kısmı; Buza yukarıdan vurarak parçalanmasını sağlıyor ve kendisine yol açarak ilerliyor. 2 çeşit buzkıran varmış, biri sadece buzları kıran diğeri ise kırarak ilerleyen. Lapland seyahatini planlarken yapılacaklar listemizde olan ama yapabilir miyiz dememize sebep olan faktörleri paylaşmam gerekirse; 3 yaşında bir çocuk, donmuş bir deniz, açılacak bir gölette yüzme, 1 tam gün sürmesi gibi sebepleri sayabilirim.

Büyük bir heyecanla giriş yaptık

Bir cesaret yaparız biz dedikten sonra ise programı şöyle yaptık. Öncelikle seyahat gün sayımız ve tarihimiz net olarak belliydi. Bu tarihlere uyacak buzkıran turu var mı buna baktık. Bu gemilerin isimleri Sampo ve Polar Explorer'dı.İ nternet sitelerini bularak, geminin tur takvimine ulaştık. Seyahatimiz içinde Finlandiya'da yapacağımız turları planlarken de 1 günü burası için boşa alarak program yapmıştık. Rezervasyonumuzu İnternet üzerinden yapsam da firma ile çocuk için yazıştım. Üzülerek yüzme anında destek vermeyeceklerini, eşimle ayrı ayrı deneyimlememizi önerdiler ve razı olduk. Fiyatı 350 euro olup 4 yaş altı ücretsizdi. Bu fiyata öğle yemeğimiz, otelden shuttle hizmetimiz (belli oteller buluşma noktası, otelimiz buna uygundu) ve otobüs ile yaklaşık 3 saat sürecek bir yolculuk dahildi. Sabah 9'da alındık ve İsveç'e yolculuğumuz böylece başladı. Başka otellerden alınmış, birçok farklı ülkeden insan vardı otobüste. Yerli bir rehber bize İngilizce olarak gemi ile ilgili bilgiler verdi ayrıca gemi ile ilgili daha çok bilgi için bir uygulamayı da indirmemizi istedi, uygulamanın Türkçe dahil bir çok dil seçeneği vardı. Bize çeşitli renklerde bileklikler dağıttı ve her renk grubunun yaklaşık beşer dakika buzkıranın açacağı gölette yüzme tecrübesi yaşayacağını anlattı. Kuzey Baltık Denizi üzerinde bizi bekleyen, Polar Explorer adlı gemimize büyük bir heyecanla giriş yaptık. Kalbimin çarpış hızını, buz tutmuş denizi gören gözlerimin şaşkınlığını, soğuğun içimize işleyen kokusunu şu an bile çok net hatırlayabiliyorum.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Hareket eden buz kıranın hemen güvertesine çıktık. Herkesin rahatça görebilmesi için yükseklikler var ve sürekli güvenlik görevlileri sizi gelip dikkatli olmanız ve çok eğilmemeniz konusunda uyarıyor. O kırılan buz çıtırtıları neden bilmiyorum ama bana çocukken patlattığımız balonlu naylonları hatırlattı. Onları patlatırken de anlamsız bir haz duyardık ya... Bir kaç dakika kendinizi bu sese, sonsuz buz denizine, sert soğuğa, muhteşem kokuya bırakıyor ve sadece doğayı, dünyayı hissetmek, şükretmek istiyorsunuz. Bu keyfi bölen geminin durması oldu. Hemen buz üzerinde yürümek üzere gemiden indik. 3 cm buz, 100 kg insanı taşıyormuş. Baltık denizi ise 55 cm civarı buz tutuyormuş. Bunu öğrenince buzda yürümekten korkmuyorsunuz ve tabi denizde yürüdüğünüzü de unutuyor kendinizi bu keyfe bırakıyorsunuz.

Renkli bilekliklerin sırrı

Buradan sonra renklerin saatlerinin yazdığı yere gidiyor ve bilekliğimizin saatine bakıyoruz. Yavaş yavaş ilk renk grubu "immersion suit" denilen, bizim teletubby kostümü olarak tabir ettiğimiz kıyafetleri giymeye başlıyor. Bu sırada bir detay otobüs yolculuğu sırasında arkadaş olduğumuz ve oğlumuzu çok seven bir grup bize eşimle birlikte yüzebilmemiz için yardım etmek istiyor ve bizde bayılarak bu teklifi kabul ediyoruz. Görevlilerle konuşup, bize yardım edecek olan grupla aynı olan bileklik rengimizi değiştirdik. Onlar yüzerken bol bol fotoğrafları ve çıktıklarında oğlumuzu emanet ettik, görevlilerin olduğu odada oturarak yaklaşık 5 dakikalık süreçte bizi beklediler. Bu arada gruptan başka kişilere de telefonumuzu verdik bol bol fotoğraf video da çekmişler sağ olsunlar. Yani size tavsiyem çocukla giderseniz acil dostluklar kurun:)

Haberin Devamı

Eşim ve ben de çıplak ayaklarımızla korka korka, görevlilerin yardımı olmadan asla giyemeyeceğimiz o tek parça komik kostümü giyip, penguenler gibi yürüyerek sıramıza girdik. Korkacak vaktiniz olmadan görevli size, 4 basamak aşağı in, dizlerini kır komutu veriyor ve birden uzanmış halde denizde buluveriyorsunuz kendinizi. Bazı durumları anlatılmaz yaşanır diye tabir ederiz ya, bu noktadan sonraki 5 dakika tam olarak öyleydi. Anlam veremiyorsunuz. Buz tutmuş bir denizin, parçalanmış bir bölümü, tuhaf bir kıyafetle yaptığınız bu şey size inanmayacaksınız ama büyük bir keyif veriyor.

Haberin Devamı

Çıkıp kıyafetleri giyip oğlumuzu alıp gemiyi keşfe çıkıyoruz, tur biterken sertifikalarımızı alıyor ve bu muhteşem deneyime veda ediyoruz.

Dönüş yolunda İsveç' te ki Kukkolaforsen köyüne uğruyoruz. Bu köyü ikiye ayıran Torne nehrinin batıda kalan yani bizim olduğumuz kısmı İsveç, doğuda kalan kısmı ise Finlandiya topraklarına ait. Ve en enteresan kısmı ise aralarında 1 saatlik bir zaman farkı olması. Yemek yediğimiz restoranın 5 nesildir sahibi olan hanımefendinin anlattığı bu güzel bilgiler eşliğinde enfes bir yemekle günü tamamlarken, elimizde bu restoranın hediyelik bölümünden aldığımız oyuncaklar ve anahtarlıkla İsveç'e veda ediyoruz.

Çocukla zor muydu? Asla.

Keyifli miydi? Tarifsiz

Yapmasak ne olurdu? Ömür boyu pişmanlık...

Giderken en kalın kıyafetlerinizle gidip,y anınıza dokunmatik eldiven, powerbank, el ayak ısı bantları ,özellikle çocuk için yüz maskesi almanızı ve bir de Finlandiya'dan İsveç'e geçtiğinizi unutmadan yanınıza pasaportlarınızı almayı unutmamanızı tavsiye ederiz.

Yazıma bir İsveç sözü ile nokta koymak istiyorum.

“Du lever bara en gång, men om du gör rätt, är en gång tillräckligt.”

“Bir kez yaşarsın, ama eğer doğru yaparsan, bir kere de yeterlidir.”

– Mae West –