Yaşam Onlar partilerin aranan isimleri

Onlar partilerin aranan isimleri

Paylaş
Onlar partilerin aranan isimleri

Kenan ve Ozan Doğulu kardeşleri tanımayan yok. Küçük kız kardeşleri Canan Doğulu'nun adını ise yakın zamanda duyar olduk

MERVE ÖZAYTEKİN

Haberin Devamı

mozaytekin@posta.com.tr

Atiye’nin ‘Güzelim’, Yalın’ın ‘Daha Ne Diyeyim’ şarkılarının klibinde arkadaşı ve ortağı Pelin Özuğur ile çalıştı. İki sıkı dost, sanatçılara kostüm danışmanlığı yaptı. Aslında Canan Doğulu ve Pelin Özuğur yılbaşı, cadılar günü gibi özel temalı çılgın partilerin, organizasyonların üç yıldır aranan ismi. PICA markası altında ünlü yiyecek-içecek firmalarının organizasyonlarına kurumsal kıyafet ve kostüm tasarlıyorlar.

Kadın oldukları ve işlerini titizlikle yaptıkları için de tercih ediliyorlar. Arkadaş canlısı, çocuksu gözüken ikili işlerine gelince ciddi birer iş kadınına dönüşüyor. Onlar için konu tasarım ise her işin altından kolaylıkla kalkabileceklerini söylüyorlar. Dizi, film, showroom gibi birçok hayalleri var. Canan Doğulu ve Pelin Özuğur ikilisinin isimini daha çok duyacağız belli ki...

Haberin Devamı

Siz iki sıkı dost musunuz? Ortaklık fikri nereden çıktı?

Pelin Özuğur: Elbette birlikte çalışma kararımızın altında çok iyi dost olmamız yatıyor. Birbirimizi çok iyi anlıyor ve tamamlıyoruz. Tanışmamıza bir tesadüf diyebiliriz.

Canan Doğulu: 2007’de Tuvana Büyükçınar’la çalıştık. Birçoğunun yıllarca emek vererek ulaştığı dostluğa biz çok kısa sürede çalışma ortamıyla geldik.

Modaya merak nereden geliyor?


P.Ö.:
Sanat camiasına uzak bir aileden geliyorum. Babam gazeteci. Annem dikişten çok iyi anlayan, her konuda bana yardımcı olan bir ev hanımı. Çocukluğumda resme çok düşkündüm, yaşım ilerledikçe modaya yöneldim. Babamın uzun yıllar yurt dışında görev yapması, bana Paris, Düsseldorf gibi Avrupa’nın önemli moda merkezlerini gezme imkanı sağladı. Bu da modaya ilgimi artırdı. Yeditepe Üniversitesi Moda Tekstil Tasarım Bölümü’nden mezun oldum. Mezun olduktan sonra Tuvana Büyükçınar’la çalışıp, bir yıl sonra kendi işimi kurmaya karar verdim.

C.D.: Annem, anneannem, teyzem çok iyi dikiş diker ve aynı zamanda çok zevklidirler. Çocukluğumdan beri işin içindeydim zaten. Kendime, bebeklerime hep bir şeyler dikerdim. Tuvana Büyükçınar’la çalıştıktan sonra Pelin’le ortak olmaya karar verdik.

Haberin Devamı

Siz neden aile geleneğini bozdunuz ve müzisyen olmadınız?

C.D.: Müzik bildiğim ve yapabildiğim bir iş. Müziksiz yapamam. Ama bir aileye üç müzisyen yeter. Hatta dördüncüsü de yeğenim Arya olacak. Doğduğumdan beri müzik hayatımda. Benimki de aslında babamın ve ağabeylerimin müzisyen olmasıyla başlayan bir serüven. Bakırköy’deki Yurdaer Doğulu Müzik ve Bale Okulu’nu annem ve babam beraber kurmuşlar. O okulda doğdum ve büyüdüm. Uzun yıllar piyano ve bale eğitimi aldım. 4 yaşında konservatuara başladım. Aynı zamanda Işık Lisesi’nde okuyordum. Yüksek öğrenimimi ise hep moda üzerine yapmak istedim. Bilgi Üniversitesi’nde iki sene Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi eğitimi aldım. Sonra hayalimi gerçekleştirmeye karar verdim. Ve La Salle International Academy’de moda tasarımı okudum. Okuldan sonra da Tuvana Büyükçınar’la çalıştım.

‘Tercihimiz kurumsal firmalara tasarımdan yana’

Kurumsal tasarım nereden aklınıza geldi?

P.Ö.: Türkiye’de bu konuda bir boşluk olduğunu gördük. Ülkemizde tanıtım ve reklam her geçen gün önem kazanıyor. Organizasyonlarda görsellik ön planda. Görselliğin bir ayağı da organizasyonda görev alanların şıklığı ve tanıtımı yapılan ürün veya hizmetle uyumu. Türkiye’nin önde gelen organizasyon şirketleriyle iş ortaklığımız var. Bu işbirliği birçok önemli firmayı müşteri portföyümüze kazandırdı.

Haberin Devamı

Hangi firmalarla çalışıyorsunuz?

C.D.: Coca Cola, Binboa gibi markalarla çalıştık. Gıdadan içeceğe, kozmetikten spor kulüplerine kadar Türkiye’nin önde gelen firma ve kuruluşlarına hizmet verdik ve vermeye devam ediyoruz. Firmaların yeni yıl, sevgililer günü gibi özel temalı organizasyonlarına kıyafet tasarımı yapıyoruz

P.Ö.: Yaptığımız işi herhangi bir sektörle sınırlamıyoruz. Faaliyet alanımızda, iş yoğunluğumuza göre taleplere cevap vermeye çalışıyoruz.

Atiye, Yalın gibi ünlüleri de giydirdiniz, ısrarla kurumsal iletişim diyorsunuz.

C.D.: Konu tasarım ve moda ise, asla yapmayız demeyiz. İleride diziler ya da filmler olabilir. Ama tercihimiz kurumsaldan yöne... Atiye’nin tarzını da, şarkılarını çok beğeniyorduk, hiç düşünmeden teklifi kabul ettik. Atiye’nin ‘Güzelim’ adlı şarkısının klibinde çalıştık. Ağabeyim Ozan’ın Yalın’la klibine de destek verdik. Sahne dünyasından şu anda sadece ağabeyim Ozan Doğulu ile çalışıyoruz. ‘İşin dikişinden kumaşına kadar her şeyiyle ilgileniyoruz’

Haberin Devamı

Aranızda iş bölümü var mı? Kim hangi görevi daha iyi yapıyor?

P.Ö.: Pek birbirimizden ayrılmayı sevmiyoruz. Ne yapılacaksa ikimiz yapıyoruz. Geceleri genelde çizim yapıyoruz. Kumaşından düğmesine kadar bütün malzemeyi bizzat satın alıp, üretimin her aşamasını bizzat yaşıyoruz. Yaptığımıza ‘butik üretim’ diyebiliriz. Yapılan işin dikişinden kumaşına her detayıyla uğraşıyoruz. Hatta Canan bu konuda çok daha titiz.

C.D.: Evet fazla titizim. Üretimden çıkan parçaları tek tek kontrol ediyor, bir yerinde hata görürsem kendim düzeltiyorum. Bir defasında yaptırdığımız atkıların ucuna takılı künye ters dikilmişti. Hepsini düze çevirip sabaha kadar diktim. P.Ö.: Öyle titiz ki, bazen aldığımız paranın üstünde maliyete kumaş beğeniyor. Yeter ki, müşteriye kaliteli mal verelim diyor...

Sizin kurumsal şirketlere tasarım yapanlardan farkınız ne?

P.Ö.: Detaylara önem veriyoruz. Kadın elinden çıktığı belli oluyor. Ve özellikle önce bizim beğenmemiz gerekiyor.

Markanız PICA’nın anlamı ne?

C.D.: Pınar’ın PI’sı, Canan’ın CA’sı. PICA’nın İngilizce karşılığı ‘saksağan’. Saksağan Anadolu’da ‘hayırlı haber getiren kuş’ olarak bilinir. Camın önüne konup, üç kere tıklaması hayırlı bir haber alacağınızı gösterir. Batıl bir inaç olsa da PICA’nın bize de uğur getirdiğine inanıyoruz.

Modayı ne kadar takip edersiniz?

P.Ö.: Modaya bakışımız pek farklı değil. Birbirimizin giyim zevklerini beğeniyoruz ama farklı tarzlara sahibiz. Tarzdan da önemli olan yerine göre giyinmektir. Ben de bunu uygulamaya özen gösteriyorum. Canan daha doğal ve spor, ben biraz daha kokoşum. Birbirimizi çok iyi tamamlıyoruz.

C.D.: Modayı takip ediyoruz. Ama esiri de değiliz. Giydiklerimiz illa marka olsun diye de bir kaygımız yok.

‘Şimdi daha pratiğiz iyi işlere imza atacağız’

Hayatınızdaki erkeklerin giyimine karışır mısınız?

P.Ö.: Elbette fikrimizi söyleriz.

Ozan ve Kenan Doğulu’nun giyimine karışır mısınız?

P.Ö: Küçük yaşlardan beri Kenan Doğulu’nun yanında olmak istemiştim. Onun seneler önce giydiği mor takım elbise beni çok etkilemişti. Hoşuma gitmeyen bir şey giydiğinde Canan’a söylerim. Hala Kenan’ın çok sıradışı bir tarzda giyindiğini düşüyorum, bir gün ona çok daha sıradışı bir tasarım yapmayı hayal ediyorum.

C.D.: Kenan ve Ozan’ın giyimlerinde fikir alışverişinde bulunuyoruz. Onlar bana sorar, ben onlara sorarım. Kenan sahneye çıkmadan önce bana ‘Olmuş mu?’ diye sorar. Benim hoşuma gitmeyen bir şey olduğunda çalıştığı kızlara mutlaka söylerim.

Bu işi nereye taşımayı düşünüyorsunuz?

P.Ö.: İş üç yıldır kendi kendini çok iyi geliştirdi zaten. Eskiden pek profesyonel değildik, şimdi her şeyi daha pratik yapıyoruz. Daha iyi organizasyonlara imza atacağız.

C.D.: Ben de Pınar’la aynı fikirdeyim. İyi işler alıyor, iyi devam ediyoruz. Belki bir showroom açacağız. Bir de ileride babamla annemin kurduğu okulun başka şubelerini açmayı düşünüyorum. Bakırköy’de bir şubemiz olacak, bir de karşıya düşünüyoruz.

(04.12.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)