Online olarak izleyebileceğiniz 20 harika oyun

Covid-19 salgınıyla birlikte pek çok kurum ve sanatçı, çalışmalarını online ortama aktardı. Bunu hem evde vakit geçirenlerin zamanlarını daha kıymetli değerlendirmesi, hem de kendi işlerinin daha görünür olması için yaptılar. Sinema ve müzik halihazırda dijital ortamda oldukça aktif iki sanatken; tiyatronun tek kanalı sahneydi. Ancak salgının belki de en iyi tarafı, tiyatronun -sanal da olsa- daha geniş kitlelerce takip edilebilmesi oldu. Biz de sizin için online olarak evinizde konforunda online olarak izleyebileceğiniz -şimdilik- 20 tiyatro oyununu derledik. Sık sık güncellenecek liste için takipte kalın. Reis Bey Görevinden hiç taviz vermeyen, yasalara son derece bağlı, kanun makinesi, taş kalpli bir ağır ceza reisinin vicdan muhasebesinin anlatıldığı oyunda, idam mahkûmu genç, Reis Bey’e şöyle haykırır: Reis Bey! Bu dünya dört köşe değildir. Mühürlü kalbinizin bir gün açılmasını dilerim! Beni asacaksınız! Fakat, ruhum sizi bu dünyada ve ötelerde adım adım takip edecek!..İzlemek için tıklayın. İşgüzar Bir TekerrürOyun, bir sahafın içine sıkışmış ve neredeyse tüm hayatını orada geçiren huysuz, aksi bir adamın hikayesidir. Bir sabah olmadık bir anda bunun somut olarak bir parçası haline gelir ve geçmeyen bir zamana doğru sürüklenir. Bu zaman oyunu 26 Nisan’ı gösteren bir takvim ve dükkanından içeri müşteri olarak giren bir Kadın’la başlamış olur. Artık Adam her günü 26 Nisan olarak yaşıyor ve aynı kadın aynı saatte dükkanından içeri giriyordur. Bir süre sonra artık hiç bitmeyeceğini düşündüğü ve içine kısılıp kaldığı bu kısır döngünün içindeki tek değişim, Kadın’ın her gün başka bir tiple içeri girmesidir. Dolayısıyla günlerin aynılığı ve bunun içinde kadının farklılığıyla oluşan çatışma oyun boyunca varlığını korur ve bir süre sonra masalsı, kurgusal bir sona ulaşır. Ama bu sonun olduğu yerde onları bekleyen “yeni bir hikaye” daha olacaktır.İzlemek için tıklayın. Bir Nefes Dede KorkutSen işitirsen eğer kalbin diliyle, bütün canlılar; ovalar, ağaçlar, taşlar, kuşlar konuşur. En küçük ayrıntı görünür olur. Seherler ve geceler destan anlatır, sen işitirsen.Havanın, toprağın, denizin, dağların, taşların, insanın dilinden anlamak kalbi duymaktır. Geçmişten bugüne birlikte yaşamın bilincini aktaran en kadim anlatılardır Kitabı Dede Korkut. Geçmiş, gelecek bugün bir olur, insan bir parçası...Var olmanın hissiyatını o günlerden bugünlere aktardık biz de Dede Korkut’un bir nefesiyle. İzlemek için tıklayın. Ağır Roman Oyun, kentin varoş mahallelerinden olan Kolera Mahallesi'nde geçiyor ve kentin ortasında sıra dışı bir yaşam süren Koleralıların, yalnızlıklarını, acılarını ve aşklarını sarsıcı bir bakış açısı ile anlatıyor.İzlemek için tıklayın. Romeo & JulietRomeo ve Juliet sadece kült bir aşk hikayesi değil, her zaman günümüzü yansıtacak kadar güncel olmayı başarmış bir öykü. Bu kez unutulmaz aşkın kahramanları Romeo ve Juliet bir lise sınıfında vücut bulup; tutkuyu ve aşkı şenlikli bir ders tadında aktarıyorlar bize.İzlemek için tıklayın. 444444, bir çağrı merkezinde geçiyor. “Hatırlatma Merkezi” olarak görev yapan bu birimin şikayet bölümünde; biri uzun zamandır, diğeri yeni işe başlayan iki kişinin çalıştığı gece vardiyası sırasında, çağrı sisteminde işler karışır, gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece başlar. Tam anlamıyla bir kaostur yaşanan. Ekrana yansıyan arşiv silinmiş ve büyük olasılıkla art niyetli örgütlerin (belki de bir siyasi parti örgütünün) eline geçmiştir. Ele geçirenler, bilgileri hangi amaçla kullanacaktır, bilinmez. Oysa toplumun tüm belleğidir çalınan, yok edilen arşiv. Gece sonunda iki çalışanın buldukları çözümler ve yanıtlar kendilerini çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır. Sorgulama başlar. Bana Bir Şeyhler OluyorKurnaz bir tüccar, her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında trajedilerini okuduğumuz insanlar.İzlemek için tıklayın. KozalarDış dünyada kopan kıyametten kendini soyutlamaya çalışan üç oyun kahramanı kadın, hayattan kaçarken aslında kendilerini tutsaklaştırmaktadırlar. Oyun, gerçek diyaloglarla başlayıp süratle gerçek dışı grotesk bir yapıya doğru yönelir, kendilerini soyutlayabilmek için çevrelerine ördükleri kozaların oyun kahramanlarını dışında durmayı seçtikleri dünyadan koruyamayacağı gerçeği ile sona erer.İzlemek için tıklayın. Sivas '93İnsan Hakları Bildirgesi’nin 60. yılı nedeniyle Dostlar Tiyatrosu tarafından 2008 tiyatro sezonunda sahnelenen Sivas ’93 Festivale özel olarak davet edildi. Genco Erkal’ın yazıp yönettiği bu belgesel oyun, 27 yıl önce Sivas’ta Madımak Oteli’nde yaşananları insanın yüzüne bir tokat gibi vuruyor. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan şiddet olayları konu alınıyor. İzlemek için tıklayın. Anlatılan Senin HikayendirBir insanı tanımak demek, onun hikâyesini bilmek demektir.Gülerken ağladığımız, ağlarken güldüğümüz bir oyun bu.Gürül gürül, usul usul akan ırmak, bir bardak çay sıcaklığı, bir dost meclisinin anason kokulu coşkusu var bu oyunda.Hayal desek, değil... Gerçek desek, değil... Şarkılar, türküler, insan, kuş, ağaç, kitap, dağ, taş koyun koyuna bu oyunda.Ege Denizi'nin sakin, hülyalı, bilge maviliğinde koca yürekli bir destan bu oyun.İzlemek için tıklayın. Şekspir MüzikaliDoğarız ve ölürüz: bu ikisi arasında da bir şeyler yaşarız. “7” müzikali bu “bir şeyler” üzerinedir. Ergenlikle yaşlılık arasında insanın geçtiği birtakım “durakların”, “7 perdelik ömrümüzün” müzikalidir “7”.İzlemek için tıklayın. Macbeth MutfaktaW. Shakespeare'in ünlü eseri Macbeth'in obje tiyatrosu uyarlaması. Bu oyunda Macbeth hikayesinin mekanı mutfak. Tarif edilmedende pişirilebilir bir yemek tarifi sırasında geçen oyunun karakterleri ise mutfak eşyaları.İzlemek için tıklayın. Şiddet Üçlemesi 2 - Şeker “ŞEKER” çocuğa yönelik şiddeti gerçek hikayeler üzerinden irdeliyor. Mekan Artı, seyircisini her çocuğun doğduğu andan itibaren maruz bırakıldığı toplumsal ve fiziksel şiddetle yüzleşmeye çağırıyor. “Şiddet Üçlemesi 2 – Şeker”, çocukların gördükleri ve öğrendikleri arasında yaşadıkları kafa karışıklığını, acılarını ve yok edilişlerini anlatıyor.İzlemek için tıklayın. Sidikli KasabasıDispotik bir şehirde 20 yılı aşkın bir süredir yaşanan su kıtlığı sonucunda tüm tuvaletlerin ücretli hale getirilmesini, temel ihtiyaçlarını gidermek için para vermekten başka çaresi olmayan, aksi halde yasalar tarafından Sidikli Kasabası'na gönderilmekle cezalandırılan insanların yaşadıklarını anlatıyor.İzlemek için tıklayın. En Gerçek Masal (Çocuk oyunu)Bedenimizin hiç unutamadığı, aklımızınsa hiç hatırlamadığı, hayatımız boyunca her zorlandığımızda dönmek istediğimiz o masal diyarı, annemizin karnı Çocuklar “En Gerçek Masal”da yerküredeki canlılığın temellerini, çeşitliliğini, yaşamın temel çatışkılarını unutamayacakları bir görsellik ve hareket tasarımıyla izleyecekler.Bilimsel sorgulama, canlıların evrimi, anne karnındaki bebeğin gelişimi, doğum, özgürlük, eşitlik ve öğrenmek bu oyunun çocukları da katarak tartıştığı temel kavramlar.6-10 yaş aralığı için sahnelenen “En Gerçek Masal”, külyutmaz birer tiyatro izleyicisi olan çocukları özenli, çalışılmış, yaratıcı bir sahneyle tanıştırırken anne babalara da akşam evde karşılaşacakları sorularla heyecanlı anlar yaşatmayı hedefliyor.İzlemek için tıklayın. Aksak İstanbul HikayeleriAksak İstanbul Hikayeleri”, Osmanlı müzik yapısından aksak ritmin ses, metin ve oyunculuk üzerinde yapılandırılmasını eksen alan bir çalışma. Oyun metni, birbiriyle bağlantılı 12 ayrı karakter ve onların parçalanmış 12 farklı monoloğundan oluşuyor. Hikayelerin iç ritmi, bir araya gelişi, Türk Sanat Müziği’nde aksak olarak adlandırılan ritm sistemine öykünmüştür. Oyun, akma/aksama, simetri/asimetri, uyum/uyumsuzluk gibi kavramlardan yola çıkılarak aksaklığın uyumu üzerine bir yorum niteliğindedir.İstanbul’da olduğu gibi her şeyin aksadığı ama yine de devam ettiği bir oyun...İzlemek için tıklayın. Karımın KocasıEski bir Hırvat denizci olan Luka, Hırvatistan-Slovenya hattında tren hostesi olarak çalışan eşi Eve’e yemek hazırlarken, Slovenya’dan geldiğini söyleyen Tony adında bir davetsiz misafirin anlattıkları karşısında küçük dilini yutacak gibi olur. Eşi Eve Slovenya’da da Tony ile evlidir. Birbirini tanımayan ve pek de akıllı olmayan bu iki adamın artık ortak bir sorunları vardır ve birlikte bir çıkış yolu bulmaya çalışırlar.İzlemek için tıklayın. Kadın Aklı Erkek AklıAynı gezegende yaşamamıza rağmen neden bu kadar farklıyız? Bütün suç kromozomlarda mı? Kadın ve erkek konuşurken neden frekanslar farklı titreşiyor, iletişim sistemi çöküp aradığımız kişiye şu anda ulaşılamıyor cevabı alıyoruz? Kadın konuşuyor, erkek anlamıyor. Erkek konuşuyor, kadın anlamıyor. Yoksa biz aynı dili mi konuşmuyoruz?Her şeye rağmen Tiyatro Ak’la Kara erkekler ve kadınlar hakkında konuşmaya, konuşurken güldürmeye devam ediyor…İzlemek için tıklayın. Akıl DefteriParis’te, altından metro geçmeyen bir sokakta, beşinci katta bir stüdyo daire.İçerisinde düzeni ve mantığı seven, dünyasını bununla şekillendiren bir adam; Jean-Jacques ve duygusal ilişkiler dâhil, her yanı keskin köşeler ile dolu bu alana, yuvarlak şapkasıyla, yarım açık kalan kapıdan sızan bir kadın; Suzanne.Aklın topraklarına yanlışlıkla ayak basan duygusal bir kadın ile yoktan var ettiği dünyasını korumaya çalışan bir adamın, 3 gün süren meydan muharebesi.Jean-Claude Carriére’in ilk kez Théâtre de l'Atelier’de, 1968 yılında sahnelenen oyunu, Phillip Ferrand adında bir adamı ararken, yanlış daireye giren Suzanne ve onu evinden çıkarmaya çalışan Jean-Jacques’ın öyküsünü anlatıyor.İzlemek için tıklayın. RuhiyeRuhiye, bir kadınlar kabilesinin birlikte kurduğu hayallerin resimleri, hareketli görüntüleri, ses cümleleridir. Birbirini uzun zamandır tanıyan bir avuç kadının, birbirini unutma ve tanımama çabası, başka bir deyişle özellikle bilmediği şeyleri araştıran dişi ruhun gündüz düşleridir. Bu düşler vasıtasıyla gerçekliğin içinde bir başka gerçeklik katmanı oluşur, günlük hayatın içinde yaşanır, şehrin bedenine siner. Ruhiye, bir yılı aşkın bir zamandır İstanbul şehrinde dolanmakta, hayalleri eşliğinde sokaklarda, parklarda, su kenarları ve şehir ormanlarında gezinmektedir. Kendi bedeninin hafızasını şehre kazır; taşla konuşur, kediyle birlikte merdivene kıvrılır, geçmişi değiştirir, geleceği hatırlar. İmgeler, hafıza nehirlerinde belirir ve kaybolur. Hem kayboluşun hem de geleceğin izini taşır bedenler. Ya da zaman denilen yanılsama içinde küçük bir çatlak oluşur, o çatlağın içinden geçen atomlar bedenden uzaklaşır ve geri dönerler. Ruhiye, Aristotales vari bir deyişle, olmak ile olmama haline eşit uzaklıktadır, Taocu bir bakışla ‘var olanda var olmayanın kullandığı imkanlar vardır’.İzlemek için tıklayın.