‘Tek başıma yapabildiğim için resme yöneldim’

Uzun yıllar kaldığı Amerika’nın ona ne kattığını sorunca, “İnsan hakları anlayışı benim için daha da önemli hale geldi. İnsana verilen bir değer ve yasalar var. Bunu seversin sevmezsin, tartışırsın ama hayatta yürümek adına sana olanaklar sağlıyor, ilerleyebilmen ve gelişebilmen için” diyor. Ünlü oyuncu orada geçirdiği zamanı hobilerini geliştirmek için kullanmış. Bu arada hobi deyip geçmeyin, uzun bir bale eğitimine de sahip olan Çelik, küçüklüğünden beri pinpondan biniciliğe, okçuluktan bilardoya kadar onlarca farklı konuya el atmış. “Yeni şeyler öğrenmek bildiklerimin üstüne bir şeyler katmamı sağlıyor. Olmadık zamanlarda tahmin etmediğim bir şeyden faydalanabiliyorum.

“Bana yaşama sevinci verdi”

O yüzden ne kadar çok şey öğrenirsem o kadar sürprizli oluyor. Küçüklüğümden beri böyleydim. Çok keyif alarak meraklarımın peşinden gidiyordum çünkü öğrendiklerim yanıma kar kalıyordu. Zamanı gelince hepsinden faydalandım. Ne yapacağımı bilemediğimden böyle değildim. Her şeye burnumu sokmak istedim,” derken konu Amerika’da kaldığı yıllar içerisinde yoğun bir şekilde yöneldiği resme geliyor. “Resme yöneldim çünkü kendi başıma yapabileceğim bir şeydi. İçinde olduğum bütün sanatlar hep bir ekip işi gerektirdi; dans da, oyunculuk da. Birileri olmadan varlık gösteremediğim şeylerdi. Kendime yeni bir oyuncak geliştirdim ki, üretmeye, yaratmaya, sözümü söylemeye devam edebileyim. Bambaşka bir alanda varlık gösterebilmek bana yaşama sevinci verdi. Şimdi bunu paylaşabilmeye, sunmaya yakın bir yerdeyim. Yavaş yavaş bir sergi boyutuna yaklaştığımı düşünüyorum,” diyor.

Beykoz Kundura Fabrikası adeta Hollywood’daki Universal Studios’un ufak bir benzeri. Bu kocaman arazide, dışarıdan metruk görünen her binanın içi apayrı birer dünya. Şu an ekranlarda izlediğiniz dizilerin birçoğu bu binalarda çekiliyor. Mahalle dekorları, sıra sıra helikopterler, yatlarla dolu bu platoda yürürken her an tanıdık bir yüze rastlayabiliyorsunuz. Bu yüzlerden biri de Sanem Çelik. Bu sefer bir dizi çekimi için değil, InStyle’ın Kasım kapağının çekimleri için orada. Ayten Alpün’ün objektifine poz verirken dikkat çeken ilk şey Sanem Çelik’in güçlü duruşu oluyor. Onu tüm Türkiye’nin tanımasını sağlayan Kara Melek dizisinden beri en çok göze çarpan özelliği belki de.

‘Kızdım,küstüm diye tepki göstermeye çalışmıyorum’

Behzat Ç. Ankara Yanıyor filmi ve Kanal D’de yayınlanacak Tut Ki Gecedir dizisiyle geri dönüş yapan oyuncu Sanem Çelik, yıllardır Los Angeles’ta sürdürüyor yaşamını. 2006’da ‘melekler şehri’ olarak tanınan Los Angeles’a yerleştikten sonra (birkaç bölüm süren Güldünya dizisi hariç) bir projede yer almayan oyuncu, doğru projeyi beklediği için sessiz kaldığını söylüyor. “Kimse beni yanlış anlamasın, kendimi yok etmeye, geri çekmeye, ‘Küstüm, kızdım,’ diye tepki göstermeye çalışmıyorum. Doğru olmayan bir projede ne seyirci beni seyretmekten mutlu olur, ne de ben oynamaktan mutlu olurum.

Kameranın etkisi o anlamda çok güçlü olduğu için durumumuzu anlıyor seyirci. Mümkün olduğu kadar sağlıklı düşünüp içgüdülerime güvenip karşıma çıkan en doğru şeyi yapmaya çalışıyorum. Memleketimize bir mesaj olsun istiyorum. Bir cümlesi olsun, yenilik getirsin, bir şeylerin taklidi olmasın. Çok şey isteyince de hepsi pat diye olmuyor,” derken bu yılın başında Derviş Zaim’in filmi Balık’ın çekimleri için İstanbul’a geldiğinde ‘Behzat Ç. Ankara Yanıyor’ için de teklif alınca heyecanlandığını anlatıyor.

Filmde Almanya’dan gelen Ulrike adlı polisi canlandıran Çelik, “Serdar Akar’la çalışmak size nasıl bir dünyanın kapılarını açıyor?” sorusuna, “Hızlı bir dünyanın,” dedi. Behzat Ç. Ankara Yanıyor’un yanı sıra, ‘Tut Ki Gecedir’de Oktay Kaynarca ve Murat Ünalmış ile birlikte rol alacak Çelik, yeni dizisiyle ilgili, “Farklı bir hikaye. Biraz değişik konuların peşine düşmemiz gerektiğine inanıyordum. Böyle bir hikaye gelince olabileceğini düşündüm. Seyirciyle beraber yeni bir yolun içinde yürüyeceğiz diye umuyorum,” diyor.