Pamir Pekin: Çok yakışıklı bulmam kendimi ama eş-dost övüyor, vardır bir bildikleri

Nasılsınız?

Açıkçası bu pandemi dönemi beni daha bir kendime döndürdü. Eskisine nazaran daha sakin bir hayat yaşıyorum… Kendi kendime evde; bazen yalnız, bazen dostlarımla takılıyorum…

ANİDEN “YAŞIM 40 OLDU” OLGUNLUĞU BASMADI UZUN BİR SÜRECE YAYILDI

40’lı yaşların da etkisi olmuş mudur bunda? Büyümüş hissediyor musunuz mesela?

Bende 40 yaş, tam bir dönemeç olmadı çünkü üç-dört yıldır daha sakin hissediyorum zaten. Öyle, birden 40 oldum olgunluğu basmadı yani. Uzun bir sürece yayıldı aslında. Ama içimdeki çocuk hep denizlerde… Deniz, tekne benim kendimle buluştuğum en güzel, en özel zamanlarım. Ona daha çok zaman ayırıyorum artık. Bazen de dağlara kaçıyorum.

Ölümle yüzleşmenin de insanı büyüttüğü söylenir. Siz de bir kez ucundan dönmüşsünüz ama nasıl olduğunu hiç anlatmamışsınız.

Benim bir de değil iki kez büyük kazam oldu ama hiç kendimi ölümle burun buruna gelmiş gibi hissetmedim. İkisinde de hiç bitti duygusu gelmedi bana. Hep “Eyvah! Şimdi burdan nasıl çıkacağım? Şimdi nasıl iyileşiceğim? Ne kadar sürecek?” duygusu düştü içime. Hızlı günlerdi ama hayat işte, heyecanlarıyla daha renkli. (Gülüyor)

BU ARA AYNADA YORGUN BİR ADAM GÖRÜYORUM, PANDEMİ BUNALIMI GALİBA

Fiziksel olarak çok beğenilen bir oyuncusunuz. Zaten öncesinde modellik geçmişiniz de var… Siz, kendinizi beğeniyor musunuz?

Ben öyle çok yakışıklı bulmam kendimi ama fiziğime dikkat ederim. Spor yaparım. Bu aralar aynada yorgun bir adam görüyorum. Ama biraz içinde bulunduğumuz dönemden sanırım. Pandemi bunalımı galiba…

Hiç özgüven sorunları yaşadığınız olmuş mudur? Belki ergenlikte ya da başka bir döneminizde?

Yok; kendimle, fiziğimle hiç bir sorunum olmadı. Ne çok önemsedim ne beğendim ne de hayatımın odağına koydum.Eş ,dost övüyor; beğeniyor… Sağ olsunsunlar. Vardır bir bildikleri. (Gülüyor)

Cool bir tarzınız var. Bu konuda birinden yönlendirme alıyor musunuz yoksa tamamen içinizden geldiği gibi mi takılıyorsunuz?

İşte mesela kıyafete de hiç önem vermem ben. Zaten dizilerde de hep şık takımlarla, jilet gibi giyiniyorum. Normal hayatımda hiç öyle değilim. Rahat takılıyorum; kotlar, tişörtler… Hiç özel bir çabam, ilgi alanım olmadı giyim kuşam konusu.

Marmara Üniversitesi’nde ekonomi okumuşsunuz. Setlerle de çok tesadüfen tanışmışsınız… Hatta 40’tan sonra oyunculuğu bırakıp doğaya kaçacağınızı söylemişsiniz…

Şu an o fikirde değilim. Oyunculuk hayatımda 15 senedir var, bundan sonra da olacak. Doğa benim zaten bir parçam. Deniz, tekne, arada kaçtığım kamplar… Onlar, olmazsa olmazlarım. Artık böyle bir hayatım var.

BAŞINA BUYRUK AMA DUYGUSAL BİR ADAMIM

Görünenin ardındaki Pamir Pekin’den bahsetsek biraz…

Ben, başına buyruk ama aslında duygusal bir adamım. İnatçı değilimdir hiç ama böyle rahat bir yapım var… Bu da etrafa sorun olabiliyor bazen. (Gülüyor) Kendi halinde bir adamım aslında.

En zor yanlarınız neler?

Rahatım… İşte bunu bazıları vurdumduymazlık olarak görüyor oysa ben sadece panik yapmıyorum diğerleri gibi. Ama onlar dışarıdan bakınca öyle zannediyor.

Bir röportajınızda “Eskiden hak hukuk peşinde bir tiptim, bu özelliğimi yavaş yavaş kontrol altına almaya çalışıyorum” demişsiniz. İnsan bu kadar güzel bir özelliğini neden törpülemek ister ki?

Orada bir yanlış anlaşılma olmuştur mutlaka. Ben, hala aynıyım. Haksızlığa gelemem. Ne bana yapılsın ne de başkasına. Şahit bile olsam hemen müdahale ederim. Buna dayanamıyorum. Değişmiyorum da.

Şu sıra Kanal D’nin yeni dizisi ‘Bir Annenin Günahı’nda İbrahim olarak izliyoruz sizi. Alıştınız mı mi İbrahim’e?

Çok kolay alıştım çünkü onun o sakin, durgun hali, sağduyulu yaklaşımları çok hoşuma gidiyor. Seviyorum İbrahim’i.

Sizi bu hikayenin çeken yanı neydi?

Hikayenin en dokunan yanı bir annenin evladı için çırpınışı oldu her şeyden önce. O yaşadığı zorluk ve içine düştüğü durum çok vurucu gelmişti senaryoyu okuduğumda. Dediğim gibi, İbrahim’i de sevdim ayrıca.

SUNA, KENDİNE VE İBRAHİM’E BİR ŞANS VERMELİ

Geçtiğimiz bölümde İbrahim, duygularını açıkladı Suna’ya. İlerleyen bölümlerde romantik sahneler bekliyor mu izleyiciyi?

Suna (Özge Özberk), kendine ve İbrahim’e bir şans vermeli. Ama içinde bulunduğu durum çok zor, çıkmazları çok büyük. İbrahim de sabırla Suna’dan bir fırsat bekliyor. Hem destek olmak hem de ona sevgisini göstermek için.

DUYGULARIMI İFADE ETMEKTE ZORLANIRIM İÇİNE KAPANIĞIM

Siz Pamir olarak, hayatın içinde kendi duygularınızı yaşamak, ifade etmek konusunda nasılsınız?

Ben bu konuda çok içine kapanığım galiba. Duygularımı ifade etmekte zorlanırım genelde.

İKİ İNSANIN BİRBİRİNİ SIKMADAN BİRLİKTE YÜRÜMESİ ÇOK ZOR

Biraz aşktan söz edelim…

Aşk çok zor ya… İki insanın birbirine tutkuyla bağlanması ama birbirlerini sıkmadan boğmadan beraber yürümesi çok zor. 20’lerimde de aynı düşünüyordum hala da zor geliyor.

KADINLAR KONUSUNDA KALIPLAŞMIŞ BİR ZEVKİM YOK, GÖRÜNCE ANLIYORSUN

Nasıl bir kadın sizin için ilgi çekicidir?

Hiç öyle kalıplaşmış bir zevkim yok. Özellikler listem de yok. Enerji meselesi aşk. Görünce anlıyorsun işte.

NE KİMSE HER DAKİKA BENİM FOTOĞRAFLARIMI GÖRSÜN NE DE BEN ONLARA BAKAYIM

Anladığım kadarıyla sosyal medyada aktif değilsiniz. Bayağı şaşırdım buna. Neden?

Sevmiyorum ben sosyal medyayı. Denedim aslında ama olmadı. Ne kimse benim fotoğraflarımı görsün her dakika ne de ben onlara bakayım. Hiç de eksikliğini hissetmiyorum açıkçası.