Pazar Postası Pelin Öztekin: Aşk hayatım karantinada
Paylaş
Pelin Öztekin: Aşk hayatım karantinada

Pelin Öztekin de tıpkı babası Rasim Öztekin gibi gerçek bir tiyatro aşığı... Hem tiyatro yapıyor hem dizilerde oynuyor. Her ikisinde de başarılı. Bir dönem verdiği kilolarla konuşulsa da neyse ki artık başarılarıyla konuşuluyor. Pelin Öztekin ile hem hayatı hem de hayatın getirdiklerini konuştuk. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr

Özgürlük bu karantina günlerinde çok daha anlamlı olmaya başladı. Özgürlüğün sizin dünyanızdaki karşılığı nedir?

Haberin Devamı

Bırakın sevdiklerimizi görmeyi, köpeğimizle sahile inip yürüyüş bile yapamıyoruz. Meğer ne kadar kıymetliymiş sevdiklerimize dokunabilmek, sokağın ortasında durup nefes alabilmek... Şimdi derin bir nefes alabilmek için başımızı camdan veya balkonumuzdan sarkıtıyoruz.

Değer verdiğimiz şeylerin ne kadar değersiz, hayatın içinde yaşarken önemsemediğimiz şeylerin ne değerli olduğunu anladık. Bu süreci, yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum. Bence asıl özgürlük o zaman başlayacak.

Psikolojiniz bu süreçten nasıl etkilendi?

Yalnızlığı sevene saygım sonsuz ama ben o insanlardan olamadım. Bu süreç sonrası oluşacak psikoloji beni daha çok endişelendiriyor. Her şey geçtiğinde kendimi özgürce sokağa atabileceğimi düşünmüyorum. Kalabalık yerlere ne kadar süre sonra adapte olabilirim, bilemiyorum.

Haberin Devamı

Şu aralar hayatınızda “Onlar olmazsa olmazmış” dediğiniz şeyler nedir?

Sanırım biricik ev arkadaşlarım, kedim ve köpeğim, hayatımda olmazsa olmazmış. Bu süreci evinde tek başına geçiren biri olarak Apti ve Cemil iyi ki yanımda. Aramızdaki bağlılık bin kat daha arttı. Düşünsenize evden hiç çıkmayan bir Pelin onlara da iyi geldi. (Gülüyor)

Gün ve saat kavramını kaybettim

Günleriniz nasıl geçiyor?

Karantinada gün ve saat kavramını kaybettim diyebilirim. Kaçırdığım tüm dizileri ve okumadığım tüm kitapları tamamlamaya çalışıyorum. Bu süreç başlamadan önce bahçe için aldığım çiçeklerle uğraşıyorum. Topraklarını değiştirip yeni çıkan yapraklarla muhabbet ediyorum ve bir mutfak canavarına dönüşme yolunda ilerliyorum. Bu karantina bizi bitirecek gibi görünüyor. (Gülüyor)

Neyin kıymetini daha iyi anladınız?

Hayatımı dışarıdan bir göz gibi gözlemliyorum. Neleri erteleyip, neler için boşa zaman kaybettiğimi daha net gördüm. Hayatımda önemli olan şeyleri zaman içinde bir yerlere sıkıştırıp unuttuğumu fark ettim. Ailemle daha fazla zaman geçirmek, dostlarla açık havada içilen bir kahvenin kırk yıldan daha çok hatırı olduğunu anlamak gibi... Geçiştirdiğim her anı geriye dönüp yaşamak istediğimle yüzleştim.

En çok kimi ve ne yapmayı özlüyorsunuz?

Haberin Devamı

En çok tiyatro ekibimi ve yarım kalan turnelerimizi özlüyorum. En kısa sürede yeniden sahnede olmayı, şehir şehir gezip ‘Seni Unutmak İstemedim ki’ oyunu ile sevenlerimizle buluşmayı hayal ediyorum.

Son zamanların en yaygın hastalığı mutsuzluk

İnsanlara bir nasihat verseniz bu ne olurdu?

Son zamanların en yaygın hastalığı mutsuzluk. Mutsuz insanlar, etrafındakilerin de mutsuz olmasını içtenlikle diliyor ve bunun için çaba sarf ediyor. İlk önce kendinizi sevin ve ne kadar değerli olduğunuzun farkına varın. Sonrası zaten mutluluk...

Kadınlar güçlü ve özgürdür. Ülkemizde kadına yönelik ayrımcılık beni çok rahatsız ediyor

Bir kadın olarak sizi ülkemizde en çok rahatsız eden şey ne?

Kadınlar güçlü ve özgürdür fakat ülkemizde kadına yapılan ayrımcılık ve şiddet beni çok rahatsız ediyor.

Oyunculuk sektöründe kadın olduğunuz için zorluklar yaşadınız mı?

Çok şükür ben yaşamadım ama yaşayan arkadaşlarım oldu. Bir kadının işini başarıyla yaparken güçlüklerle baş etmek zorunda kalması çok kötü.

Beni ters köşeye yatıracak bir rol bekliyorum

Oynamayı hayal ettiğiniz bir rol var mı?

O karakterden ne kadar ben, benden ne kadar o karakter çıkar ona bakıyorum. O rolün damarıma basması lazım. Nasıl bir karakter olursa olsun bütünleşeceğim bir his ararım. Babamla, baba-kız olmayan kraterleri karşılıklı nasıl canlandırırız, merak ediyorum. Bence çok zevkli bir deneyim olurdu bizim için.

Haberin Devamı

Bugüne kadar hep ters köşe rollerde oynadınız. Gelecekte nasıl bir projede yer almak istersiniz?

Farklılığı, denemeyi, yeniliği, kendimi değiştirmeyi seviyorum. Tüm rollerde beni başka kişiliklere yolculuk yapmamı sağlayan projeleri seçtim. Gelecek projelerimde ise beni bile ters köşeye yatıracak bir rol bekliyorum.

Bir sonraki projenizin komedi mi yoksa dram mı olmasını istersiniz?

Ortaya karışık olsun romantik-komedide anlaşalım. Şaka bir yana, melodram işlerini hep daha samimi buluyorum.

İnsanların evinden biri gibisiniz. Herkes size sempati duyuyor. Bunun sırrı ne?

17 yaşından beri ekrandayım. İzleyicilerin gözleri önünde büyüdüm. Beni seksi, sempatik bulanlar var ama eski halimi daha çok sevenler de çoğunlukta. Hepsinin ortak noktası beni izlemeyi sevmeleri. Demek ki izleyiciyle doğru enerjide buluşabilmişiz. Ne mutlu bana!

Haberin Devamı

Hiç hayatta ‘keşke’leriniz oldu mu?

Çoook! “Keşke” dememek için yaşadıkça ‘keşke’ler çoğalıyor.

Kadın 30'lu yaşlarda benliğine kavuşuyor. Ön sözü geçtim, hayatı yaşamaya yeni başlıyorum

33 yıllık ömür size ne öğretti?

“Daha hiçbir şey görmedin, yeni başlıyoruz” demeyi öğretti. Bir kadın 30’lu yaşlarında gerçek benliğine kavuşuyor. Önsözü anca geçtim, hayatı yaşamaya yeni başlıyorum.

Aşk hayatınız ne durumda?

Şu anda karantinada... (Gülüyor) Özel hayatını dolu dolu yaşamayı seven bir kadınım. Zor seven ama sevince de uzun soluklu ilişkiler yaşayan biriyim. Çok sevdiğimden değil zor sevdiğimden yalnızım.

Yeniden dünyaya gelecek olsam denizaltı olmak isterdim

Yeniden dünyaya gelecek olsanız kim veya ne olarak doğmak isterdiniz?

Her zaman denizin altındaki yaşamı merak edip ilgilenmişimdir. Yeni dünya dev bir akvaryum olsun isterdim. Ben de o yeni dünyada bir denizaltı olmak isterdim.

Son dönemde en tahammül edemediğiniz şey ne?

Herkesin ‘evde kal’ çağrısı yapıp evden eve komşuculuk oynamasına tahammül edemiyorum. Her gün başka bir evde ve başka karantina arkadaşlarıyla takılan insanlar görüyorum. Bu zihniyet son günlerde en çok canımı sıkan şey.

Ünlüler dünyasında size en samimiyetsiz gelen şey ne?

Haftalık kavgalar ve barışmalar.

Yaşamın sonu sizce nasıl olmalı?

Benim için yaşamın sonu içim huzur doluyken olmalı. Hayalim, büyük bir aile olup, mavi ve yeşilin en güzel tonları içinde yaşamımın son bulması. Bugün ömrümün son günü olsa, yunuslarla özgürce yüzmek isterim. Bir kere bu hissi yaşama imkanım oldu. Çok farklı bir duygu, his ve iletişim.

Şan şöhret şu anda bana çok anlamsız geliyor

Şan şöhret sizin için ne anlama geliyor?

Şu anda çok anlamsız geliyor. Yaptığım mesleği, daha bebekken çok sevdiğim ustalarımı izleyerek sevdim. Çocukluğumda bu mesleğin şanı şöhreti günümüzdeki kadar önem taşımıyordu. Asıl olan iş aşkıydı. Ben de bu konuda eski kafalıyım. İşimin aşkıyla ilgileniyorum, şanı şöhretiyle değil.

Anne baba seçimim doğuştan torpilli

Babanız Rasim Öztekin, oyuncu değil de bir manav olsaydı yine bu kariyeri yapabilir miydiniz?

Anne ve baba seçimim doğuştan torpilli, kabul ediyorum. Meslek seçimimde babamın tiyatrocu olması en büyük etkendir. Armut dibine düşer. Bu aileye doğmasaydım, şu an başka bir kariyerle hayatın başka bir yerinde olurdum ama yine karantinada olacaktım. Başka bir hayatın içinde olsaydım eğer onu da sever ve doyasıya yaşardım.

‘Babasının kızı’ sözünün altını dolduranlardan mısınız?

Çoook! Gülüşümüz, bakışımız, mimiklerimiz, tembelliğimiz, zevklerimiz ve ani tepkilerimiz aynı.

Rasim Bey’in kızı olmanın avantaj ve dezavantajları neler?

Doğduğum günden beri bir tiyatro eğitimindeyim. Gözümü ilk açtığım yer Ses Tiyatrosu’dur. Büyürken izlediğim, algıma ilk yerleşen görseller en usta oyuncuların performanslarıdır. Bu çok büyük bir avantaj. Dezavantajı ise, babamın oyuncu olmasından dolayı bu mesleği yaptığımı düşünenlerin olması.

Babanızın oyuncu olması size hiç torpil sağlamadı mı yani?

Bizim ailede her şey ortadadır, torpil işlemez. Zaten az çok babamı tanıyanlar farkındadır, babamın torpil yapacak bir karakteri yok. Herkes kendi başarısını kendi yaratır. Benim tek torpilim, babamın aynı zamanda ustam olmasıdır.