Sağlık Prematüre bebek bakımının püf noktaları!

Prematüre bebek bakımının püf noktaları!

Paylaş
Prematüre bebek bakımının püf noktaları!

Bebek sahibi olmak keyifli olduğu kadar bir çok zorluğu ve sorumluluğu da beraberinde getirir. Uykusuz geceler, aile düzeninin bebeğe göre ayarlanması, sık hastalıklar bunlardan sadece bir kaçıdır. Prematüre bebek sahibi olmak ise direkt sağlık uzmanı yardımı gerektiren ağır bir sorumluluktur. iruni Üniversite Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Yard. Doç. Dr. Hatice Bulut, prematüre bebeklerin sağlık ve bakımlarıyla ilgili püf noktaları anlattı.

En önemli konulardan biri enfeksiyonlardan korunmadır. Bebeğe dokunmadan önce ellerin yıkanması veya gerektiğinde el dezenfektanları ile temizlenmesi önemlidir.

Özellikle evde bebek için yapılan ziyaretler enfeksiyon riskini yanında getirir. Solunum yoluyla geçen damlacık enfeksiyonlarına karşı aileler bilinçlendirilmelidir. Sadece bebeğin aşılanması değil aynı zamanda bebek ile aynı evde yaşayan kişilerinde gerekirse aşılama ile bazı enfeksiyon etkenlerine karşı korunması gündemdedir. Günümüzde koza stratejisi olarak adlandırılan ve Sağlık Bakanlığı’nın da desteklediği, aile bireylerinin aşılanmaları, prematüre bebeklere enfeksiyon taşımamak adına gereklidir.

Prematüre bebeklerin yaşadığı ortam sık havalandırılmalıdır. Özellikle evde sigara içilmemesine dikkat edilmelidir. “Ani bebek ölümü sendromu” olarak adlandırılan beşik ölümleri ile anne-babanın sigara kullanımı arasındaki sıkı ilişkiyi aile bireylerine anlatıyoruz…

Ayrıca bebeklerinde kronik solunum problemleri geliştiği için evde oksijen tüpü, ev tipi solunum cihazı, kandaki oksijen oranı ve kalp atım sayısı gibi parametreleri gösteren monitörleri bulundurmak zorunda olan aileler ile daha yakın irtibat içinde olunması gerekir.


PREMATÜRE BEBEKLERİN RUTİN POLİKLİNİK KONTROLLERİ NE SIKLIKLA OLMALI?


Her prematüre bebeğin kendine özgü sağlık takip programları olmalıdır. Ama ana hatları ile taburcu olduktan 2-3 gün sonra ilk kontrol önemlidir. Bu erken kontrol, ailenin bebeğine evde bakımı ile ilgili adaptasyon sürecinde istemeden de olsa yapabileceği hatalara karşı daha erken tedbir almayı amaçlar.


PREMATÜRE BEBEKLER KAÇ YAŞINA KADAR İZLENMELİ?


Düzeltilmiş yaş 3 yaşına dek izlenmelidir.


PREMATÜRE BEBEKLERDE DÜZELTİLMİŞ YAŞ NASIL HESAPLANIR?


Normal bir gebelik süreci annenin son adet tarihine göre hesaplandığında 40 hafta olarak değerlendirilir. Eğer bebek 37 hafta+ 5 günlükten daha erken doğdu ise prematüre olarak adlandırılır. Prematüre bebekler de doğum haftalarına göre; ileri derecede prematüre, orta derecede prematüre ve sınırda prematüre olarak değerlendirilirler.

Örneğin bir bebek 32 haftalık olarak dünyaya gelmiş ise, daha anne karnında geçireceği 8 hafta yani 2 ay vardır. Fakat bebek doğmuştur. Öyleyse bu bebek dünyaya geldikten sonra örneğin 5 aylık olduğu dönemde, (5ay-2ay=3 ay) düzeltilmiş 3 aylık olarak kabul edilir.

PREMATÜRE BEBEKLERİN YAŞI NEDEN DÜZELTİLEREK İFADE EDİLİR?


Büyüme, beslenme ve gelişimsel izlemde düzeltilmiş yaş önemlidir. Prematüre bebeklerin kendi yaşıtlarını gelişimsel olarak yakalamaları yaklaşık 3 yaşında olur. Fakat bebek eğer çok küçük haftalarda ve çok küçük tartılarda doğdu ise bu süreç 6-8 yılda sürebilir.


PREMATÜRE BEBEK İZLEMİNDE ANA BAŞLIKLAR ALTINDA NELER TAKİP EDİLİR?


Büyüme, beslenme, Gastroözofajeal reflü olasılığı, apne-bradikardi yani solunum ve kalp atım hızında yaşayabileceği sorunlar, kronik akciğer hastalığı, işitme, görme, ince -kaba motor bozukluklar, gelişimsel ilerlemeleri ve aşıları takip edilir.


İLK POLİKLİNİK KONTROLÜNDE NELER YAPILIYOR?


İlk kontrolde tartı kaybı var mı, beslenmesi sağlanabilmiş mi kontrol edilir. Genel tüm organ sistemlerine yönelik muayenesi yapılır. Çizelge şeklindeki büyüme eğrileri üzerinde baş çevresi, boy ve kilo takipleri başlatılır. Anne sütü var mı, varsa ne kadar besleniyor, eğer bebek ileri derece prematüre doğduysa ve anne sütünü güçlendirmek için anne sütüne ilave - ek özel mamalar konuluyorsa sorgulanır. Anne sütünün nasıl saklandığı, ne kadar aralar ile beslendiği önemlidir. Ayrıca prematüre bebeklere yoğun bakım sürecinde başlanılan vitamin ve mineral desteklerinin nasıl verildiği aileden dinlenilir. Hatalı ve yanlış anlaşılan dozlar varsa düzeltilir.

Eğer prematüre bebekte uzun süreli oksijen tedavine ihtiyaç duyulmuş, kronik akciğer hastalığı tanısı konulmuş ise; respiratuvar sinsityal virüs (RSV) olarak tanımlanan ve özellikle prematüre bebekleri şiddetli etkileyebilen, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan virüse karşı, sonbahar,kış aylarında ekim –mart ayları arasında her ay aşılama başlatılır.

Sağlık bakanlığınca yapılan diğer tüm aşılar, aile sağlığı merkezlerince veya özel hastanelerde çocuk polikliniklerinde, prematüre bebekler için de uygulanabilmektedir.

Ayrıca hastaneden taburcu olurken, yenidoğan servisi tarafından hasta yakınlarına verilen, hastanın yattığı süre boyunca klinik seyri ve tedavisini anlatan epikriz olarak adlandırılan formlar, poliklinikte bebekleri izlerken rehber özelliktedir. Prematüre bebeğin daha sonrasında işitme taramaları, göz poliklinik kontrolleri, gerekirse çocuk kardiyoloji, gelişimsel pediatri ve nöroloji açısından izlemleri planlanır.


PREMATÜRE BEBEKLERİN GÖZ HASTALIKLARI AÇISINDAN İZLEMİ NEDEN ÖNEMLİDİR?


ROP olarak adı kısaltılan prematüre retinopatisi; erken doğan bebeklerde görülebilen, gözün retina tabakasında hasar yaparak ve körlükle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Düşük hafta ve doğum ağırlığı ile doğan, yoğun bakım ünitesinde uzun süre yatarak solunum cihazı ile veya diğer destekler ile uzun süreli oksijen tedavisi alan bebeklerde, kan oksijen düzeyleri yükselip düşebilir. Bu durumda salgılanan VEGF maddesi ile gözün normalde olması gereken fizyolojik damarlanma süreci bozulur. Gözün retina tabakasının yapısı bozularak damarlanma artışı, bağdokusunda artış, göz içi kanamalar, hastalığın ileri dönemlerinde ise “dekolman” olarak tanımlanan retinada damarsal ayrışmalar ve nihai körlük gözlenebilir. Bu nedenle prematüre bebeklerin, göz sağlığı ve hastalıkları uzmanları tarafından belirlenen aralıklar ile düzenli ve disiplinli göz muayenelerini olmaları çok önem taşımaktadır.

PREMATÜRE BEBEKLER NEDEN İŞİTME İLE İLGİLİ SIKINTILARLA KARŞILAŞIRLAR?


Taburcu edilmesi planlanan tüm prematüre bebeklere işitme taraması yapılması gerekmektedir. Çünkü bebeğin erken doğması ve buna bağlı olarak yaşadığı sorunlar, olası yüksek düzeylere ulaşabilen sarılık seviyeleri, ayrıca erken doğan bebeklerdeki mecbur olarak tedavide kullanılması gereken ilaçlar sebebi ile duyusal ve iletim tipi işitme kayıpları olabilir. Bu nedenle, otoakustik emisyon (OAE) denilen test ve gerekli hallerde beyin sapı işitsel yanıtlarının değerlendirilmesi (BERA) gibi daha ileri işitme testleri yapılabilir. OAE testinde, bebeğin dış kulak kanalına lastik bir tıkaç şeklinde prob konulur. Ancak, dış kulakta veya orta kulakta sıvı ya da birikinti olması testin sonucunu etkilemektedir ABR testinde ise, bebeğin cildine yerleştirilen elektrotlar ile kaydedilen dalgalara bakılarak işitme değerlendirilir. Test süreleri bir kaç dakikadır. İşitme tarama testleri esnasında, bebeğin hareketsiz olması gerekir. Bundan dolayı, işitme testleri bebek uykudayken yapılır. Bebeğin klinik durumuna göre ilk işitme testi normal olsa bile bazı durumlarda testin belli aralıklarla tekrarı gerekebilir.


PREMATÜRE BEBEKLERDE AŞILAMA, ZAMANINDA DOĞAN BEBEKLERDEN HANGİ YÖNLERDEN FARKLIDIR?


Genel olarak aşılar ile ilgili; zamanında doğan bebeklere uygulanan Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği program, prematüre bebeklere de aynı şekilde uygulanabilir. Yani düzeltilmiş yaş göz önünde bulundurulmaksızın, nüfus cüzdanlarında kayıtlı oldukları doğum tarihleri aşılamada esas alınır. Fakat bir iki aşı uygulaması ile ilgili farklılıklar prematüre bebeklerde olmalıdır.

Öncelikle bebek prematüre ise, annesi de Hepatit B taşıyıcısı değilse, bebeğin tartısı 2 kiloya ulaşmadan hepatit B aşısı yapılmaz. Fakat prematüre bebeğin annesi Hepatit B için taşıyıcı ise, bebeğin tartısının 2 kiloya ulaşması beklenmez. Bu durumda ilk 24 saat içinde hem aşı hem de immunglobulin mutlaka yapılmalıdır.

Ayrıca kronik akciğer hastalığı tanısı alan prematüre doğmuş bebeklerde, influenza virusunun etken olduğu grip daha ağır bulgulara yol açabileceği için, grip aşısı yapılaması önemlidir. Prematüre doğmuş bebekler, sonbahar döneminde, 6. aylarını doldurmuş iseler grip aşısı olmalıdırlar. Bu bebeklerle aynı evde yaşayan tüm aile fertlerine ve bakıcılarına da grip aşısı yapılmalıdır.

Prematüre bebeklerde bir diğer önemli aşı; şiddetli alt solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilecek Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) infeksiyonlarına karşı geliştirilmiş “palivizumab” içerikli aşıdır. Yenidoğan hekimi tarafından gerekli görülen, ileri derecede prematüre doğmuş, kronik akciğer hastalığı veya ağır doğumsal kalp hastalığı gibi sorunları olan prematüre bebeklere, sonbahar Ekim-Mart ayları arasında, ayda bir, kas içi enjeksiyonlar şeklinde uygulanır.

PREMATÜRE BEBEK BESLENMESİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?


Büyümeyi yakalayabilmek için besinlerle alacakları enerji, bebeğin haftası ve kilosu doğrultusunda doğru hesaplanmalı, bebeğin beslenmesi bu yönde düzenlenmelidir. Bebeklerde emme, yutma fonksiyonlarının tam olarak gelişmesi 34. gestasyon haftasında (annenin son adet tarihine göre hesaplanan gebelik haftası) olacağı için, bu haftadan önce doğan bebeklerde beslenme ağızdan veya burundan kolayca takılabilen beslenme sondaları ile anne sütü veya formül sütler ile bir süreliğine sağlanabilir. Belirli miktarda oral beslenmeye geçebilen prematüre bebeklerde, bazen yeterli kaloriye ulaşabilmek için, anne sütüne ek mamalar anne sütüyle birlikte verilebilir. Beslenmelerine gerekli görüldüğü zamanlar için multivitamin, demir, fosfor, çinko, folik asit içerikli preparatlar eklenebilir. Taburculuk sırasında, ilaçların kullanım şekilleri, saatleri ve dozları yenidoğan hemşireleri tarafından aileye anlatılmalı, mümkünse ilaç kullanım çizelgesi olarak verilmelidir.

PREMATÜRE BEBEKLERDE NÖROLOJİK AÇIDAN NASIL SORUNLAR GÖRÜLEBİLİR?


Prematüre bebeklerde serebral palsi, zihinsel gerilik, epilepsi, öğrenme problemleri görülebilir. Doğum ağırlığı ve hamilelik haftası azaldıkça prematüre bebeklerde nörolojik problem görülme olasılığı artmaktadır.

Serebral palsi prematürelerde en sık rastlanan hareket bozukluğu tipidir. Serebral palsi; doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğum sonrası dönemlerde beyin hasarı sonucu gelişen, ilerleyici olmayan, hareketi kısıtlayıcı, motor fonksiyon kaybı, hareket bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Hamilelikte geçirilen enfeksiyonlar, annenin alkol ve bebek için zararlı ilaçlar kullanması, gebelik sırasında yetersiz beslenme, bebeğin oksijensiz kalması, ileri derece prematüre doğuma bağlı gelişebilecek beyin kanaması gibi durumlarda, bebekte beyin hasarı gelişebilir. Bu bebeklerde yaşam kalitesini artırmak için, mümkün olan en erken zamanda genelde ilk aylarda çocuk nöroloji takipleri ve fizik tedaviye başlamak gerekir.

PREMATÜRE BEBEKLERDE GÖRÜLEN KRONİK AKCİĞER HASTALIĞI NEDİR?


Bebeklerde “bronkopulmoner displazi” olarak da adlandırılan kronik akciğer hastalığı, doğumdan sonra bebeğin ek oksijen ihtiyacının, 36. gestasyonel haftadan (annenin son adet tarihine göre hesaplanan gebelik haftası) sonra veya bebek doğumundan 28 gün sonra devam etmesi olarak bilinmektedir. Kronik akciğer hastalığı, bebeğin oksijen ihtiyacının şiddetine göre hafif-orta-ağır olarak çeşitli kriterler doğrultusunda sınıflandırılır.

Örneğin; hastanede yatarken kronik akciğer hastalığı tanısı almış bir bebek, eve taburcu edilirken ek oksijen desteğine ihtiyaç duymuyorsa, bu bebek için hafif kronik akciğer hastalığı var denilebilir. Bunun yanında eğer eve taburculuk esnasında ev tipi solunum cihazı ile ileri derecede oksijen ihtiyacı olan bir bebekte ağır derece kronik akciğer hastalığı mevcuttur.

Kronik akciğer hastalığı tanısı alan bebeklerin aileleri taburculuk sırasında yenidoğan doktorları ve hemşireleri tarafından bilgilendirilmelidir. Bu bebeklerin dinlenme, uyku veya beslenme sırasında farklı oksijen desteği ihtiyaçları olabilir. Bazı bebeklerin solunumunda “apne” denilen dönemsel kısa süreli duraksamalar olabilir. Bebeklerde görülen apne atakları genelde sonlandıktan sonra taburculuk planlansa da riskli bebeklerde aileler bu konuda uyarılmalıdır. Olması gereken bebeğin cilt rengi, solunum hızı, nabız hızı, solunum şekli, vücut ısısı, enfeksiyonlara karşı alınacak önlemler ve acil durumda yapılması gerekenler ailelere anlatılmalıdır.

Haberin Devamı