Pazar Postası Prof. Dr. Emre Konuk: Eşten gizli yapılan her şey aldatma!
Paylaş
Prof. Dr. Emre Konuk: Eşten gizli yapılan her şey aldatma!

Problem varsa çözümü de var diyerek ‘Derdini Söylemeyen Derman Bulamaz’ köşemizi sizler için yaptık. Kısa zamanda çok ilgi gördü. Öyle ki derdi olan da okuyor, olmayan da. Bu alandaki en önemli isimlerden Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Emre Konuk’un kapısını çaldık. Köşemize en çok gelen problemleri derledik. Sizler için bir de işin duayenine sorduk...

RÖPORTAJ: MELİKE ESRA KARAYEL

■ Kayınvalidenin oğluna düşkünlüğü, gelinine karışması, kıskançlık, beğenmeme gibi davranışları

Anne-baba çocuk ilişkisi hiyerarşik bir ilişkidir. Yani bir ailede işlerin nasıl yürütüleceğine, yapılabilecekler ve yapılamayacaklara o ailenin yöneticileri, yani anne-baba tarafından karar verilir ve yürütülür. Kararlar ailece alınırsa memnuniyet ve doyum artar ama şart değildir.

Çocuklar büyüdükçe, anne-baba ile ilişki hiyerarşik ilişkiden giderek daha eşit bir ilişki haline dönüşür. Çocuklar giderek bir meslek sahibi olur ve yaşamlarını kazanır hale gelirler. Sonra evlenip evden ayrılır ve kendi ‘cumhuriyetlerini’ kurarlar. Birçok durumda anneler bu ayrılığa uyum sağlayamaz.

Bazen ayrılamadıkları, bazen de sahip oldukları gücü kaybetmeye pek niyetleri olmadığı için. Bu durumu ilişkileri sürekli tırmandırdıkları bir güç kavgasına dönüştürürler. Çözüme, yeni evlilerin bu gidişi iyi okuyup birlikte bir strateji geliştirmeleriyle, yani ortak bir dil ve cephe oluşturmalarıyla gidilir.

Bu sorunda herkesin tam mutlu olduğu, istediğini elde ettiği bir çözüm yoktur. Taraflar ‘kabul edilebilir’ ama tam doyum sağlamayan bir noktada anlaşmak zorunda olacaklarını bilmelidirler. Burada temel sorumluluk erkeğindir.




Bu sorumluluk kadın tarafından çok net bir biçimde iletilmelidir. Bu süreç erkek için de çok zorlayıcıdır, çünkü erkek de annesinden ayrılmaya çalışmaktadır.

■ Çiftler sosyal medyada birbirlerinin beğenilerini takip edip sorun çıkarabiliyor. Doğru tavır ne olmalı?

Eski kız arkadaşını yeni sevgilin istemiyorsa onu oraya almazsın. Burada değerler devreye giriyor. Alayım diye tutturuyorsan orada sorun başlar. Sevgilin senden gizli başkasıyla konuşuyorsa o da aldatmadır. Gizli yapılan her şey anlaşmanın kurallarına aykırıdır, aldatmadır. Çıkıyoruz, sevgilim ya da eşim dendiği anda ondan gizli bir şey yapmaman lazım. Yoksa ilişki bozulur.

■ Kadının erkeğe evde ilgisiz davranması

‘İlişki başta nasıldı?’ diye sormak gerekir. Eğer başlangıç iyiyse, ‘Nasıl oldu da bozuldu?’ diye irdelemek ve geleceği inşa etmek için uğraşmak gerekir. Genelde travmatik bir süreç rol oynamış ve ilişki bir daha toparlanamamıştır. Erkek motive olursa değişim hızlı ve kolay olur.

ALDATMA, ALDATILMA MESELESİ

■ Hem erkekte hem de kadında aldatılma korkusu

Genelde geçmişte yaşanan bir aldatma ya da ona yakın bir yaşantıdır korkunun nedeni. “Asansörde kaldım, bir daha binemiyorum” ne demekse, temelde aynı mekanizma rol oynar. Zihnin korkularda bir savunma mekanizması olarak kullandığı ‘genelleme yetisi’ devreye girmiştir. Bu süreci anlamış olmak sorunun çözümüne katkıda bulunur ama genelde yetmez. Bu sorunlarla uğraşan ve sorunlara ‘travma perspektifinden’ yaklaşan bir terapistle çalışmak çözümü hızlandırır.

■ Aldatılan erkeğin kadınlara olan güvensizliği

Yukarıdaki senaryoya bir unsuru eklemek düşünülebilir: Sorunun oluşması için ille de aldatılmak gerekmez. Erken dönemde ailede aldatılma yaşanmış, ya da bireyler aldatılma kaygısıyla sorun çıkarıp sıklıkla tartışmışlardır. Farkındalık çözüme götüren yola iyi bir zemin hazırlar. Bu gibi sorunlarla ne yapacağını iyi bilen bir terapist büyük ölçüde yardımcı olur.

■ Erkeğe olan güvensizlik

Eğer sorun yukarıda dile getirdiğimiz gibi bir temele dayanıyorsa genelde çözüm daha basittir. Ancak erkek eğer aldatmadan duramıyorsa, yani sabıkası varsa çözüm zorlaşır. Sadece erkek bu durumu bir sorun olarak algılar ve gereğini yaparsa sonuç almak görece kolaylaşır.

■ Kadına olan güvensizlik

Kocasını aldatmadan duramayan kadın istatistik olarak çok azdır. Tüm meslek hayatımda bir ya da iki kişidir. Güvensizlik genelde karısının aldatmasından çok yersiz kuşkudan kaynaklanır. Bu kuşku o kadar sahicidir ki; kişi profesyonel yardım almayı düşünmez. Bu durum da kadını çok zorlar. İş genelde “Eğer bir terapiste gitmezsek ben istifa ediyorum” demeye kadar dayanır.


■ Çiftler anlaşmazlıkları çözemiyor, tartışıyor. Tartışırken nelere dikkat etmeli?

İnsanlar tartışırken kişisel olanla sorunu karıştırırlar. ‘Sen zaten hep böyle dersin böyle yaparsın’ dendiğinde konu tartışılmaktan çıkar. Sorunları aşmak için kişisel alanla sorun alanı karıştırılmamalı. İlişkide tartışma olabilir ama kullanılan sözler çok önemli.

Erkek, ‘Sen kendini kadından mı sayıyorsun’ derse bunun o kadın üzerindeki etkisi 20 sene sürer. Dikkat edeceksin, ağzından çıkanı kulağın duyacak. Ya da kadın erkeğe ‘Sen de kendini erkekten mi sayıyorsun’ derse beş saniyede her şeyi bitirir. Kavga bütün ilişkilerde olur ama belden aşağı vurulmamalı. Karı koca ilişkisi mahalle arkadaşlığı değil.

■ İlişkinin sıradanlaşması, zevk vermemesi

İlişkinin geçmişteki kalitesi geleceği belirleyen temel unsurdur. İlişkinin başlarında bir dönem de olsa ilişkiden doyum alınmışsa, sorun ‘ilişkiyi toparlamak’ olarak tanımlanabilir. Ancak ilişki hiç doyum vermemişse iş zorlaşır. Deneyimli bir terapist her ikisine de, zor da olsa ‘araba kullanmayı’ öğretebilir. “Biz ilişkimizden hiç doyum almadık” diyen çift sayısı çok azdır. Her ilişkinin keyif ve doyum sağlayan bir yanı olmuştur. Buralara tutunarak geleceği inşa etmek her zaman mümkündür. En zor olan; çift birbirini çok hırpalamışsa bu hasarı tamir etmektir.

■ Erkeğin yaşının on yaş ve üstü fazla olması sorunu

İlişkide yaşın sorun olması genelde başka alanlarda yaşanan sorunların yansıması olarak görülebilir. Arkadaşlık ilişkilerini ve sosyal yaşamı organize etmede çiftler zorlanabilir. Sorun çözme becerilerini geliştirmişlerse ve uygulayabiliyorlarsa yaşam kolaylaşır, mutlu olurlar.

■ Terk edilme korkusu

Literatürde ‘bağlanma sorunu’ olarak dile getirilen durumdan söz ediyoruz. Eğer annemi, ona ihtiyacım olduğunda yanımda hissetmişsem, onaylanma, güven duyma ve aidiyet gibi temel ihtiyaçlarım karşılanmışsa, ihmal edilmemişsem ve terk yaşamamışsam büyük ihtimalle bir terk edilme korkusu ya da kaygısı yaşamayacağım demektir.

Eğer bunlar yaşanmışsa, ilişkimde her olu süreçlerle, yani ihmal ve terk temalarıyla ilgilidir. Genelde bir profesyonelin yardımı iyileşme sürecini hızlandırır.

Haberin Devamı