Pazar Postası Prof.Dr. Sultan Doğan: Cinsel birleşme olmadan da doyumlu ve zengin bir cinsel yaşam mümkün
Paylaş
Prof.Dr. Sultan Doğan: Cinsel birleşme olmadan da doyumlu ve zengin bir cinsel yaşam mümkün

Prof.Dr. Sultan Doğan, psikiyatrist ve cinsel terapi uzmanı. Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yurt dışında eğitim almış. Yaklaşık 20 yıldır cinsel terapi eğitimi veriyor. Hem onu yakından tanımak istedik hem de cinselliğe dair en çok merak edilenleri konuştuk. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr

Önce sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?

Haberin Devamı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı oldum. Ülkemizde bir süre psikiyatri uzmanı olarak çalıştıktan sonra ABD’de Florida Postgraduate Sex Therapy Training Institute’de terapi eğitimine katıldım ve ‘Clinical Sexologist and Sex Therapist’ olmayı hak kazandım.

Bu eğitimi takiben Florida International University’de düzenlenen Cinsellik Eğitimciliği Sertifika Programı’na kabul edildim ve buradaki eğitimimi tamamladım. 2008 yılında Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne öğretim üyesi olarak atanarak Psikiyatri Anabilim Dalı’nı kurdum.

Cinsellik üzerine kitaplarınız da var…

‘Kadınlarda Cinsel Birleşmede Zorlanmalar ve Ağrı Bozuklukları: Vajinismus ve Dipparoni’ ve ‘Erken Boşalma Tanı ve Tedavi Rehberi’ başlıklı iki kitap yazdım. Ayrıca, uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlanmış cinsellik, cinsel işlev bozuklukları ve tedavileri hakkında pek çok yayınım mevcut. Yaklaşık yirmi yıldır meslektaşlarıma ve diğer ruh sağlığı çalışanlarına cinsel terapi eğitimi veriyorum.

Haberin Devamı

Cinsel terapiye nasıl merak sardınız? Neler sizi bu alanda çalışmaya itti?

Asistanlığım döneminde cinsel istismar, cinsel işlev bozuklukları, cinsel yönelim ve cinsel kimlik konularında soru ve sorunları olan pek çok hastayla karşılaşıyordum. Onlara yardım etmek için yeterince bilgi ve donanımımızın olmadığını fark etmem sonucu bu alanla ilgilenmeye başladım.

CİNSEL TERAPİST BİR DEDEKTİF GİBİ ÇALIŞIR

Peki, cinsel terapi uzmanı tam olarak ne yapar? Danışanlarınıza hangi konularda yardımcı oluyorsunuz?

Cinsel soru ve sorunları çözme konusunda eğitimli ruh sağlığı uzmanlarına cinsel terapist diyebiliriz. Cinsel terapist cinsel sorunları çözmek için bir tür detektif gibi çalışır. Çiftlerle veya bireylerle ayrıntılı görüşmeler yapar. Seanslar sırasında cinsel anatomi ve fizyoloji dahil ihtiyaç duyulan bilgiler, terapist tarafından danışanlara aktarılır. Gerekli durumlarda yapılandırılmış ödevler verir.

Nasıl ödevler?

Haberin Devamı

Bu ödevler duygusal ve erotik deneyimleri içerir ve çiftin veya bireyin kendi mahrem alanlarında (evlerinde) yapılır. Cinsel doyumu etkileyen güven, saygı, iletişim, duygusallık ve dokunma gibi konular üzerinde çalışılır.

Şu ana kadar yaptığınız çalışmalar ve araştırmalar, Türkiye insanının cinsellik konusundaki bilinç düzeyi hakkında bize ne söylüyor?

Ne yazık ki iyimser bir cevap veremeyeceğim. Temel cinsel bilgiler, cinsel anatomi ve fizyoloji bilgileri neredeyse hiç bilinmiyor. İnsanımızın cinsel konularla ilgili beklentileri kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgilerle ve hurafelerle şekilleniyor.

EN SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIK CİNSEL İSTEKSİZLİK VE ERKEN BOŞALMA ANCAK EN SIK BAŞVURU, CİNSEL BİRLEŞMENİN GERÇEKLEŞMEDİĞİ DURUMLARDA YAPILIYOR

Size başvuranların çoğunluğu, en çok hangi konuda sizden destek bekliyor?

En acil ve sık başvuru nedeni cinsel birleşmenin gerçekleşmediği durumlar oluyor. Kadınlarda vajinismus, erkeklerde sertleşme bozuklukları doktora başvuruda en sık rastladığımız sorunlar. Ancak kadınlarda cinsel isteksizlik ve orgazm sorunu, erkeklerde erken boşalma en sık görülen cinsel işlev bozukluklarıdır. Bu sorunlar cinsel birleşme sağlandığı sürece yeterince önemsenmediği için tedavi başvurusu daha az oranda oluyor.

Haberin Devamı

MUTLU BİR CİNSEL YAŞAM İÇİN BÜYÜKLÜK ÖNEM TAŞIMAZ HATTA BİR ERKEK HİÇ PENİSİ OLMADAN DA KADINI MUTLU EDEBİLİR

Aynı soruyu Haydar Dümen’e sorduğumda “Takmışsınız boyuna, orgazmın penis boyuyla ilgisi yoktur” demişti. Penis boyuna atfedilen önem tamamen psikolojik mi?

Cinsel organların şekli ve büyüklüğüyle ilgili saplantılı düşüncelerin hiçbir bilimsel dayanağı yok. Nadir görülen durumlar zaten ilgili hekimler tarafından teşhis ediliyor. Kadının orgazmını sağlamak için büyük ve sert bir penis şart değil. Hatta bir erkek, partnerinin orgazma ulaşmasını penisi olmadan da sağlayabilir. Bunun nasıl olabileceğini bilenler bilmeyenlere anlatsın.

Ekonomik kriz, işsizlik gibi durumlar cinsel yaşamı ne ölçüde etkiler?

Stresli bütün durumlar gibi, ekonomik kriz ve işsizlik de ruh sağlığımızı olumsuz etkiler. Bunun doğal sonucu olarak da cinsel sorunlar artar. En sık da cinselliğin önceliğini kaybetmesi sorunuyla karşılaşırız.

Haberin Devamı

Sizce sağlıklı bir cinsel yaşam, sağlıklı bir psikolojinin yüzde kaçını karşılar?

Doyumlu, sağlıklı, yolunda giden bir cinsel yaşam; ruhsal ve bedensel sağlığa çok katkı yapar. Buna kabaca yüzde 20 diyebiliriz. Cinsel yaşamdaki dengesizlik, bozukluk ve sorunlar ruhsal durum üzerine etkisi çok daha ağırdır ve buna yüzde 80-90 gibi bir oran söyleyebiliriz. Yani cinsel hayat yolundaysa bunun insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkisi fazla fark edilmeyebilir ama sorun olduğunda bireylerin hayatına yıkıcı etki gösterebiliyor.

BAZI İNSANLAR TEK EŞLİLİĞE BAZILARI ÇOK EŞLİLİĞE YATKINDIR, BUNUN KADINI VE ERKEĞİ YOKTUR

Genellikle erkeklerin çok eşliliğe daha yatkın olduğu söylenir. Bu, doğruyu yansıtıyor mu? Yoksa tamamen kültürel bir bakış açısı mı?

Bu durumun kültürel bir kodlanmanın kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla ilgili olduğuna inanıyorum. Kişisel düşüncem aslında bütün insanların çok eşli olduğu ancak yüzyıllar içinde erkek egemenliğinin giderek artması sonucu bunun sadece erkeğe yakıştırıldığı yönünde.

Kadın çok eşli olduğunu ifade ettiğinde ya da bu şekilde yaşadığında damgalanıp dışlanıyor. Kültürel baskının hiç olmadığı koşullar yaratılabilirse, insanların kadın veya erkek olarak ayrılmaksızın mutlak çok eşlilikten mutlak tek eşliliğe doğru uzanan bir spektrum içinde yer alacağını görürüz. Yani bazı insanlar çok eşliliğe bazı insanlar tek eşliliğe daha yatkın olabilir.

Peki, zannedildiği gibi erkekler sonuç, kadınlar süreç odaklı mı?

Bu durumun kadın veya erkeğe göre değiştiğini sanmıyorum. Genel olarak cinsellik kültürümüzde sonuç odaklı olarak algılanıyor. Sevişmekten ziyade penis-vajina birleşmesinin gerçekleşmesi hedefleniyor. Cinsel birleşme olmadan da zengin ve doyumlu bir cinsel yaşam olabileceği düşünülmüyor. O yüzden örneğin vajinismus nedeniyle cinsel birleşmeye giremeyen kadınlar yoğun suçluluk ve yetersizlik hissedebiliyor, eşlerinden bir tepki almasalar bile cinsel eylemin haz verici diğer alanlarına odaklanamıyorlar.

ÖN SEVİŞME KADINLAR İÇİN DAHA ÖNEMLİDİR AMA ERKEK İÇİN DE ELZEMDİR

Ön sevişme kadın için de erkek için de aynı değerde midir?

Ön sevişme, erotik ve romantik dokunuşlar, duyguların paylaşılması, sevginin gösterilmesi doyumlu bir cinsel yaşam için temel bir gerekliliktir. Hem erkeğin hem de kadının uyarılmasında, zevk almasında önemlidir. Kadınlar için biraz daha önemlidir ama erkek için de elzemdir.

SÜRPRİZLER VE NEZAKETLİ DOKUNUŞLAR CİNSEL İSTEĞİ ARTIRIR

Flörtün, sosyal paylaşımın uzaması cinsel arzuyu ne yönde etkiler?

Duygusal yakınlık, romantik sürprizler, nezaket barındıran dokunuşlar, duyguların karşılıklı olarak sözel ifade edilmesi cinsel isteği, uyarılmayı artırır. Orgazmı kolaylaştırır ve orgazm şiddetini artırır. O nedenle çiftler bilinçli bir çaba harcayarak uzun süreli ilişkilerinde de flört etmeyi sürdürmelidir ve cinsel yaşantılarını monotonluktan kurtarmalıdır.