Sureler İnsan Suresi Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (İnsan Suresinin Türkçe ve Arapça Okunuşu)

İnsan Suresi Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (İnsan Suresinin Türkçe ve Arapça Okunuşu)

Paylaş
İnsan Suresi Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (İnsan Suresinin Türkçe ve Arapça Okunuşu)

İnsan suresi okunuşu ve anlamı sıklıkla araştırılır. Kur'an-ı Kerim'in 76. suresi olan sure, adını ilk ayetteki 'insan' kelimesinden alır. Toplamda 31 ayetten oluşan İnsan suresinde insan yaradılışı anlatılır. İyi ve aynı zamanda imanlı olan insanların cennete, kötü ve dini olmayan insanların da günahkar olup cehenneme gideceklerinden bahsedilir. Bu bakımdan İnsan suresinin okunuşunu öğrenebilir ve anlamı ile tefsiri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. İnsan suresi okunuşu (Türkçe ve Arapça) İnsan suresi tefsiri, meali, fazileti ve anlamını detaylarıyla derledik.

İnsan suresi, 31 ayeten oluşur ve Medine döneminde inmiştir. Sure, adını ilk ayetteki 'insan' kelimesinden alır. Toplamda 31 ayetten oluşan İnsan suresinde insan yaradılışı anlatılmıştır. İyi ve aynı zamanda imanlı olan insanların cennete, kötü ve dini olmayan insanların da günahkar olup cehenneme gideceklerinden bahsedilir

Haberin Devamı

İnsan suresini okuyan kişilerin hayatları boyunca kötülüklerden ve fesatlıklardan uzak olacakları aynı zamanda kıskanç gözlerden de korunacakları rivayet edilir. Bu kişiler kendileriyle her zaman barışık olurlar ve içleri de hep manevi bir huzurla dolar. İnsan suresini okuyan kişilerin eğer herhangi bir sıkıntıları varsa tez zamanda bu sıkıntılarından kurtulurlar ve yolları ile bahtları her zaman açık olur. Allah her zaman bu kişilerin önlerini açar.



İNSAN SURESI OKUNUŞU (TÜRKÇE VE ARAPÇA)

Hel eta insani hıynım mined dehri lem yekun şeyen mezkura. İnna halaknel insane min nutfetin emşacin nebteliyhi gece alnahu semiy an basıyra. İnna hedeynahus sebiyle imma şakirav ve imma kefura. İnna atedna lilkal firiyne selasile ve ağlalen ve seıyren. İnnel ebrare yeşrebune minkesin kane miza cuha kafura. Aynen yeşrebu biha ıbadullahı yufecciruneha tefciyra. Yufune bin nezri ve yehafune yevmen kane şerruhu mustetıyren. Ve yut ımunetta ame ala hubbıhı miskiynen ve yetiymen ve esiyren. İnnema nutımukum livec hillahila nuriydi minkum cezaen vela şukuren. İnna nehafu min rabbina yevmen abusen kamtariyen. Fevekahumullahu şerre zalikel yevmi ve lakkahum nadreten ve sururen. Ve cezahum bima saberu cenneten ve hariyren. Muttekiyne fiyha alel eraikila yerevne fiyha şemsen vela zemheriyen. Ve daniyeten aleyhim zılaluha ve zullilet kutufuha tezliyen. Ve yutafu aleyhim bianiyetin min fıddatin ve ekvabin kaner kavariyle. Kavariyle min fıddatin kadderuha takdiyren. Ve yuskavne fiyha kesen kane mizacuha zencebiylen. Aynen fiyha tusemma selsebiylen. Ve yetufu aleyhim vildanum muhalle dune iza reytehum hasibtehum luluen mensuren. Ve iza reyte semme reyte neıymen ve mulken kebiyren. Aliyehum siyabu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullu esavire min fıddatin ve sekahum rabbuhum şeraben tahuren. İnne haza kane lekum cezaen ve kane sayukum meşkuren. İnna nahnu nezzelna aleykelkur anne tenziylen. Fasbir lihukmi rabbike vela tutı minhum asimen ev kefuren. Veskurşsme rabbike bukreten ve asıylen. Ve minelleyli fescud lehu ve sebbıhu leylen taviylen. İnne hauli yuhııbunel acilete ve yezerune veraehum yevmen sekıylen. Nahnu halaknahum ve şededna esrehum ve iza şina beddelne emsalehum yebdiylen. İnna hazihi tezkiretun femen şettehaze ila rabbihi sebiylen. Vema teşaune illa en yeşaallahu innallahe kane aliymen hakiymen. Yudhılu men yeşau fiv rahmetihi vezzalimiyne eadde lehum azaben eliymen.

Haberin Devamı

İNSAN SURESİ TÜRKÇE MEALİ, ANLAMI

Haberin Devamı

1. İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.

2. Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.

3. Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kateder.

4. Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.

5. İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.

6. Bir pınar ki Allah'ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.

Haberin Devamı

7. O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar.

8. Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.

9. (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) "Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz."

10. "Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız."

11. Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.

12. Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile mükafatlandırır.

13. Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk.

14. Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır.

15. Etraflarında gümüş kaplar, şeffaf kadehler dolaştırılır.

16. Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir.

17. Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir.

Haberin Devamı

18. Orada bir pınar ki ona "selsebil" adı verilir.

19. Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.

20. Orada, görünce (sonsuz)nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.

21. Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir.

22. Onlara şöyle denecektir: "Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür."

23. Şüphe yok ki, Kur'an'ı sana elbette biz indirdik biz.

24. O halde, Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra ve hiçbir nanköre itaat etme.

25. Sabah akşam Rabbinin adını an.

26. Gecenin bir kısmında ona secde et; geceleyin de onu uzun uzadıya tespih et.

27. Şunlar (inanmayanlar) dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar.

28. Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.

29. İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar.

30. Allah'ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

31. O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır.

İNSAN SURESİ TEFSİRİ, FAZİLETİ VE ANLAMI

İNSAN SURESİ TEFSİRİ

İnsan kelimesi, “beşer, insan topluluğu” anlamına gelen ins kökünden türetilmiş olup akıl ve fikir sahibi, konuşarak anlaşan sosyal bir varlık türünü ifade eder (Râgıb el-İsfahânî, Müfredâtü’l-Kur’ân, “ins” md.). Kur’an’da altmış beş yerde insan, on sekiz yerde ins, bir yerde de insî (insanın her bir ferdi) geçmekte, bir âyette “enâsî”, 230 yerde nâs şeklinde çoğul olarak yer almaktadır. İlgili âyetlerin çokluğundan da anlaşıldığı üzere Kur’an’da insan çeşitli yönleriyle ele alınmış; onun nasıl yaratıldığı, mahiyeti ve yaratılış amacı anlatılmıştır (meselâ bk. Nisâ 4/1; Hac 22/5; Mü’minûn 23/12-15; Kıyâmet 75/37; ayrıca bk. İlhan Kutluer, “İnsan”, DİA, XXII, 320-323)

Kıyâmet sûresinin son âyetlerinin devamı mahiyetindeki bu âyetlerde öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden insana, onun varlık alanına çıkmazdan önceki hiçliği, aslı ve yaratılış aşamaları hatırlatılarak bundan ibret alması ve ders çıkarması istenmiştir. İlk âyetteki hîn kelimesi “sınırlı bir zaman, bir süre” anlamına gelir; dehr ise “bir vakitle sınırlanmamış mutlak zaman” demektir (Râgıb el-İsfahânî, a.g.e., “hyn” ve “dhr” md.). Elmalılı âyetin bu kısmını şöyle açıklar: “Hîn”, mutlak ve bütün zamanı değil, zamandan, az veya çok bir müddeti, vakit gibi az veya çok bir cüzü ifade eder. Burada “dehr”in başlangıcı olan âlemin yaratılışı ile insanın yaratılışı noktalarıyla sınırlıdır. Hîn kelimesinin nekre (belirsiz) olması ise haddi zatında sınırlı olmakla beraber, insana nazaran miktarının meçhul olduğuna işarettir. Yani, şu muhakkak ki, insan cinsi âlemin yaratılışından hayli müddet sonra yaratılmıştır. Âlemin yaratılışı ile başlayan “dehr”den, insan cinsinin yaratılmasına kadar sizin için meçhul, ama yine de bu iki nokta ile sınırlı bir müddet cereyan etmiş, insana doğru gelmiştir. Öyle ki, o müddet zarfında insan, anılır, bu nam ile tanınır bir şey olmamıştır (IX, 5492-5493).

Diğer yönden her bir insan, var olmazdan önce bir hiçtir; sonra babasında bir sperm ve anasında bir yumurtadır. Daha sonra bu ikisinin birleşmesiyle ana rahminde bir embriyo haline gelmektedir. Nitekim 2. âyette insanın “katışık bir nutfe”den yani ana rahminde döllenmiş yumurtadan yaratıldığı ifade buyurulmuştur. Kendisine görme, işitme gibi organlar da lutfedilen bu varlık artık yükümlülüklere muhatap ve imtihana tâbi tutulabilecek bir kıvama gelmiş olmaktadır (insanın yaratılış aşamaları hakkında bilgi için bk. Hac 22/5; Mü’minûn 23/12-15; Kıyâmet 75/37).

Kur'an-ı Kerim'in 76. sıradaki suresi olan toplam 31 ayetten oluşan İnsan suresinin detaylı tefsirini diyanet.gov.tr adresindeki İnsan suresi tefsiri sayfasından okuyabilirsiniz. 

İNSAN SURESİ FAZİLETLERİ

İnsan suresini okuyan kişilerin hayatları boyunca kötülüklerden ve fesatlıklardan uzak olacakları aynı zamanda kıskanç gözlerden de korunacakları rivayet edilir. Bu kişiler kendileriyle her zaman barışık olurlar ve içleri de hep manevi bir huzurla dolar. İnsan suresini okuyan kişilerin eğer herhangi bir sıkıntıları varsa tez zamanda bu sıkıntılarından kurtulurlar ve yolları ile bahtları her zaman açık olur. Allah her zaman bu kişilerin önlerini açar.

İNSAN SURESİ KONUSU

İnsan suresi, adını ilk ayette geçen insan kelimesinden alır ve Kur'an sıralamasında da 76. sıradadır. İniş sırasına bakıldığında 98. sırada olan İnsan suresi Medine döneminde Talak suresinden önce indirilmiştir. Toplamda 31 ayetten oluşan İnsan suresinde insan yaradılışı anlatılmıştır. İyi ve aynı zamanda imanlı olan insanların cennete, kötü ve dini olmayan insanların da günahkar olup cehenneme gidecekleri anlatılmıştır. Bununla beraber Allah'a inanmayan ve onun verdiği emirleri de hiçe sayan ve buna göre hareket eden kişilerin de sonlarının cehennem olacakları net bir şekilde anlatılmıştır.