Pazar Postası Rober Hatemo: Kız çocuğu gibi çok disiplinli yetiştirildim
Paylaş
Rober Hatemo: Kız çocuğu gibi çok disiplinli yetiştirildim

Gece hayatının ve aşk şarkılarının en başarılı isimlerinden biri olan Rober Hatemo Canan Danyıldız'a konuştu

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ

FOTOĞRAF: ERAY AKIN


Ermeni asıllı Türk şarkıcı Rober Hatemo 20 yıldır sahnede.

Gece hayatının ve aşk şarkılarının en başarılı isimlerinden biri.

1994’te Adana’da askerlik yaparken sünnet oldu, evinde Kur’an okuyor, bazen namaz kılıyor.

“Aşk yoksa evlilik sözleşmesiyaparım,boşanmış ve çocuklu bir kadınla evlenmem” diyor ve ekliyor: “Seks ilişkinin en önemli faktörü. Seks yapamadığım bir kadın çekilmez”.

■ Vücut yapmışsınız, Rober Hatemo!

Vücudum hep iyidir. Eskiden de spor hayatımdaydı. Hatta bu iş, bir ara spor salonu işletmeciliğine kadar varmıştı. Dahası dört katlı bir evde oturuyorum, bir katın salonunu sadece spor alanı olarak ayırdım. Spor, kendimi iyi hissettiriyor. Giydiğim de yakışıyor.

■ İki yıl önce konuştuğumuzda “Bir daha albüm çıkarmam” demiştiniz. Büyük konuşmuşuz!

Gerçekten! Bu zamanda albüm yapmak delilik! 10 şarkıdan biri çalınıyor, o da beğenilirse! Emeğin, zamanın ve paran boşa gidiyor.

■ Yeni şarkınız ‘Giden Candan Gidiyor’ dijital ortamda bir haftada 2 milyon izlenme rekoru kırdı.

Çok şükür! İnsanlar özlemiş. Akıllara kazınmış, klasik şarkılar yapmış biriyim. Özlemeselerdi, üzülürdüm.

■ Hep böyle hassas mısınız?

E tabii, onca olay oluyor, duyarsız kalman imkansız. O arada şarkıyı kim, ne yapsın!

■ Çok ortada görünmemenize rağmen, hayranlarınız bunca yıl peşinizi bırakmıyor, niye?

Samimiyim, bence ondan. Ayrıca sosyal medyadan bir şey yazdıklarında yanıt veriyorum. Önemsenmek herkesin hoşuna gider. Eve gelen misafirlerime de öyleyim.

■ Yüzünüzü de eskitmiyorsunuz.

Evet, kendimi yeniliyorum. Zaten değişmesem ben sıkılırım. ‘Esmer’, ‘Senden Çok Var’, ‘Çiçeğim’ gibi bence unutulmaz şarkılar yaptım. O yüzden de unutulmuyorum.

SEKS YAPMADIĞIM KADINI ÇEKEMEM


■ Etrafınızda çok kadın var, bir ilişkide olmazsa olmazınız nedir?

Bir ilişkiyi ayakta tutan en önemli faktör sekstir! olmazsa olmazlarımda birinci sıradadır seks!



■ Seks yapamadığınız bir kadınla ilişki devam eder mi? (Gülüyoruz)

Bu ilişki, bu kadın çekilir mi! Çekmem devam etmez.

■ Ben bilmem! Fantazileri olan bir erkek misiniz peki? (Gülüyoruz)

Tabii, fantazilerim var, ama romantizm de var. Her şey bende uçtadır; çilekti, çikolataydı zaten hep olur. Bana böyle çocuksu şeylerle gelme!

"OLGUNLAŞMANIN TADINI YAŞIYORUM"


■ Şu an istediğiniz yerde misiniz?

Hayatımda hep deneme-yanılmayla öğrenirim. Dinliyormuş gibi görünür kendi bildiğimi yaparım. Hak ettiğim yerde miyim? Şükrediyorum, o ayrı. Ama... Öteleniyor muyum hâlâ? Bence bir şeyler artık değişti.

■ Bu ‘engellenme’ mevzuundan epey diliniz yandı.

Evet, ama artık geride kaldı. Zaman zaman hak ettiğim yerde olmadığımı düşünüyorum. Eskiden ödül hayal ediyordum, bir metal parçası... O zamanlar toydum, çok üzülüyordum. İçimde kalmıştı ama sonra çıktı. O kadar garip şeyler ödül alıyor ki!

■ Bu kadar yıl ne öğretti, olgunlaştınız mı?

Kendimi artık affettim. Aynaya baktığımda kendimi rahat hissediyorum. Hatalar yaparak öğrendim; çok büyük değillerdi, ama yaptım. Olgunlaşmanın tadını yaşıyorum. Mesela çok verici bir tiptim, çok yanlış olduğunu gördüm.

■ Bunun neresi yanlış?

Aynı şeyi karşı taraftan da bekliyorsun. Be adam, sen kendin yapmak istedin, yaptın. Herkes seninle aynı olmak zorunda değil. Boşuna dırdırlanmamın manası yokmuş. Ha iç hesaplaşmam ölene kadar bitmez ama yol katettim.

■ Müthiş pişmanlığınız var mı?

Keşke” dediğiniz... Olmaz mı? Ama bunlar özel şeyler, bende kalması gerekiyor. Mesela dedem benim için çok özeldir, müziği ondan öğrendim. Çocukluğumda en çok o benimle ilgilendi. Vefatında 20’li yaşlardaydım. O daha ölmeden, hastanedeyken bir ilişkim vardı, çok aşıktım. Aşkıma vakit ayırmaktan, dedemin son anlarında ona yeterince zaman ayıramadım.

■ Üzücüymüş...

Sonra yıllarda mezarına gidip özür diledim. Rüyama geldi, biliyorum bana gönül koymadı. Ama sadece o dönemlik bir şeydi o. Yoksa her zaman ailemin yanındayımdır.

■ Çok hisli misiniz? Her şeyi takar mısınız?

Önceden öyleydi! Aman öyle yaşanır mı? Şimdi o taraflarımı tıraşladım. Artık kırılsam bile, o günde bloke edip başka güne taşımıyorum. Mesela bir arkadaşımı aradım, açmadı. Bir daha aradım, meşgule verdi. Eskiden olsa arar “Ne oldu, neden böyle yapıyorsun?” diye hem kendimi hem de onu yerdim.

■ Müzik olmasaydı ne iş yapardınız?

Zanaatkâr olurdum. Baba mesleğim kuyumculuk, herhalde o işi yapardım. Çok da başarılıydım ama istemedim. Babamla ayrıldığımız tek nokta bu.

■ Zor bir hastalık geçirdiniz, yaşadıklarınızdan sonra dostunuz kaldı mı?

Çok az! Menajerim Haluk Şentürk, tiyatrocu arkadaşım Recep... Ve çok görüşmesek de çocukluk arkadaşlarım... Hastalık sırasında kaybolanları hiç sorma. Ama arkadaş ne? Dost ne? Bunları iyi ayırt etmek lazım. 10-20 dostun olması zaten zor.

■ Bu iki yıl boyunca sahne aldınız mı?

Aldım tabii. Kayseri, İzmir... Şimdi İstanbul için aşırı ısrar var. Burada bir şey yapacağım. Sahne ya da reklamdan kazanıyoruz zaten.

■ Rober’in 10 yıllık planı var mı?

Hayatımı hep öyle yaşadım. Oğlak burcuyum. “Plan yapıp Tanrı’ları güldürme” derler. Plan yaparken çıtayı hep yüksek tutarım. Yüzde 50’si bile olsa kârdır.


"ÇOCUKLU BİR KADINLA EVLENMEYİ DÜŞÜNMEM"


■ Hâlâ acayip genç görünüyorsunuz, saçlarınızı boyuyor musunuz?

Hayır! Kendi saçlarım.

■ Babanız kuyumcu; sizde de altın düşkünlüğü var mı?

Hiç yok. Erkek kardeşim hâlâ kuyumculukla uğraşıyor. Onunla aramızda yedi yaş var. Amca oldum, bana çok benziyor. Kendimi amca gibi değil, onu bir parçam gibi hissediyorum.

■ Eee sizi ne zaman evlendirip çocuk sahibi yapıyoruz?

Çocuk sahibi olmaya varım ama evlenemem gibi geliyor.

■ Nasıl bir kadına aşık olursunuz?

Entelektüel ama seksi bir kadına aşık olurum. Özel bir seksilik, bas bas bağıran bir seksilik olmayacak. “Kalbi güzel olsun” bana yalan geliyor.

■ Maço musunuz?

Maço olduğum söyleniyor. Ama mini etek giydirmem demiyorum. Kadın nerede, ne giyeceğini bilecek. Kadına, kadın olduğunu hissettireceksin. Ben erkeğim, o kadın. Kibar da davranırım, kadınlığını da hissettiririm. Çoğu kadın da bunu sever.

■ Evlenmiş boşanmış ve çocuklu bir kadını kabul eder misiniz?

Lüzumu yok. Evliliği çocuk sahibi olmak için yaparım zaten. Ha deli gibi aşık olursam, çocuğunu da kabullenirim. Çocuk yapmak için evleneceksem daha önce anne olmamış biri olmalı. Çocuklu bir kadınla evlenmem.

"EVLİLİK SÖZLEŞMESİ YAPARIM"


■ Evlilik sözleşmesi yapar mısınız peki? Sizin de bir birikiminiz var.

Aşık olursam annemle babamınki gibi bir evlilikte gerek yok. Ama mantık evliliğiyse yaparım sözleşmeyi.

■ Şu an hayatınızda biri var mı? En son ne zaman aşk acısı çektiniz?

(Gülüyoruz) Yok. “Bekârlık sultanlık” derler ama sabahları yalnız kahvaltı etmek de rezillik canım. Aşkta sürekli sarı ışıkta duruyorum. En son aşk acısını iki yıl evvel çektim, bitti. Bende özel hayat yok, sorunları da yok!

"SAHNESİ BENİM KADAR RENKLİ OLAN YOK"


■ Sahnenizin hep çok iyi olduğu konuşulur...

14 yaşımdan beri sahne alıyorum, bu işi iyi biliyorum. Hem de o yaşta 300-400 kişilik salonlarda şarkı söyledim. Seyircinin sıkıldığı an kaldıracağım şarkıyı, yorulduğu an oturtacağım şarkıyı, anı iyi bilirim. Seyirciyi gözünden tanırım.

■ ‘Rober farkı’ denen bir şey var mı?

Sahnesi benim kadar renklisi yok. Babam biraz Karadeniz, anne tarafım Anadolu... Baba tarafım bağlama çalardı. Anne tarafım saksafon, keman, Türk Sanat Müziği yapardı. Yetişme tarzım çok zengindi; arya da okurum, türkü de...

■ ‘Etiler furyası’ zamanı çok acayipti. Sizin de epey sükse yaptığınız dönemler... Özlüyor musunuz?

Eski zaten özlenmek içindir. İlk gençlik denen bir şey var, ilk heyecanlar var. Herkes özler. Kayıplar var. Artık o insanlar yok. 2012-2016 arası bedbaht geçti, iki de bir geriye dönmek yersiz.

■ Rober Hatemo bir profesyoneldir diyebilir miyiz?

20 yıl boyunca bir sürü şey biriktirmişim. Bunları aktarabiliyorum. Demek ki profesyonel olmuşum. “çok müTevazıyım”

■ Hırslarınız, egolarınız tavan yapmaz mı?

Etrafımdakiler de söylüyor; egoları olan biri değilim. Mütevazı derler; bu kaybettiren bir şey midir, bilmiyorum. Olmuştur. Başka türlü olmayı denedim, çok suni oldu. Ben değilim ki! Aç değilim, açıkta değilim. İyi bir aileden geliyorum. Babamlar kilolarca altını birbirlerine sözle verir, alırmış. Yetiştiğim aileyi düşünsene. Başka türlü olmamın ihtimali yok.

■ Ama o piyasada şart değil mi?

Daha havalıların dikkat çektiğini görüyoruz. Ama o tiplerin ömrü kısa oluyor.

“PORTAKAL ÇALDIĞIM İÇİN DAYAK YEDİM”


■ Babanız ve annenizin başka hayalleri var mıydı?

20 yıldır herkesin tanıdığı bir isim oldum, şimdi gurur duyuyorlar. Annem hep destek oldu ama babam kendi ayaklarımın üzerinde durana kadar çok baskı yaptı.

■ Ne tür bir baskı bu?

Gece geç gelemezsinden tut da... Her şey saatli, askeriye gibi muazzam olacak... “Kız çocuğu gibi çok disiplinli yetiştirildim”. Şimdi birlikte yaşamıyoruz ama hâlâ öyle. Babayla ticari işleri, yatırımları konuşuyoruz; anneyle manevi şeyleri.

■ Anneyle daha mı yakınsınız?

Onunla arkadaşız, çok komik ve iyi bir kadındır. Çok şeyimi bilir, anlatmadıklarımı da hisseder. Bir şey varsa da rüya görür, öyle acayip bir kadın.

■ Çocukluktan komik bir anı var mı?

İstanbul’da büyüdüm. Küçükken ne akla hizmetse manavın önünden geçerken bir portakal çaldım. Neden bilmiyorum, heyecan olsun diye belki de...

■ Eee...

(Gülüyoruz) Ooo babamdan bir dayak yedim! O manava geri gidildi. Bir olaylar bir olaylar! Görmen lazım, sanki portakal değil de bir külçe altın çalmışım! Aman aman! Odur budur, portakala alerjim var.

Haberin Devamı