Ruh yıldızı ve kozmik kapı: Uranüs ve Neptün

Aynı şekilde, eterik bedenimizde bulunan enerji merkezlerimizdeki manevi çakralar için de geçerlidir. Bu çakralar manevi bilincimizi yönetir.

Geçen hafta ayaklarımızın altındaki iki önemli çakradan bahsetmiştim. Bu hafta ise sırada “Ruh Yıldızı Çakramız” ve “Yıldız Ağ Geçidi Çakramız” var…

Bu çakralar Uranüs ve Neptün gezegenlerinin etkisi altındadırlar. Maneviyatla tekâmül ettiğimiz bir boyuttur.

Astrolojide Uranüs reformları, aydınlanmayı, gelişimi temsil eder. Zamanın ötesinde olmak, ileri görüşlülük, yenilikçilik, mucitlik, orijinallik ve yaratıcılık gibi nitelikler Uranüs doğasındadır. Farklı ve sıra dışı olan şeylere eğilimlidir. Özgürlükçü, devrimci, erk tanımayan özellikleriyle Zodyak’ın isyankâr çocuğudur Uranüs. Çarpıcı, garip ve aykırı tavırlar sergiler. Şartların ani ve çarpıcı biçimde değişeceğine işaret eder. Yaşamını boğucu bir hâkimiyet altına almış etkilerinden, kişisel veya toplumsal esaretten kurtulma, bağımsızlığını ilan etme arzusunu taşır. Uranüsyen isyanlar, esasında, nesillerin bir sonraki aşamaya geçebilmelerini sağlayan doğal krizleridir.

Neptün ise, Satürn’ün panzehiri gibi görülür. Katı sınırlamaların ötesine geçebilmeyi, şeffaflaşabilmeyi, kalıp ve korkulardan bağımsızlaşabilmeyi ve arınmayı vaat eder. Satürn zaman ve mekân kavramımızı oluşturur, Neptün ise boyutu belirsiz evrenler içinde zaman ve mekân dışı olmayı gösterir. Yüksek bilincin kaynağıyla aramızda bağlantı sağlayan kozmik bir anten gibidir. İdeal kullanımında arınma ve saflaşma, kendini akışa bırakabilme halini temsil eder. Satürn, realitenin görünen kısmını temsil eder. Neptün’ün evreninde ise olasılıklar sınırsızdır. Satürn tarafından temsil edilen her şeyin göründüğü halini değil, mistikler tarafından algılanan hakikatin temelini ifade eder. Yanlış kullanımında ise çözülme, dağılma, sürüklenme, kaosa düşme, yanılma, hayal kırıklığı ile bağdaştırılır.

RUH YILDIZI ÇAKRASI

Sonuncu ruh çakrası adı da verilir. Evren ile olan ilişkimizi ayarlayan çakradır. Ruh yıldızı, Dünya yıldızına bağlıdır. Tüm canlı varlıkların birbirine bağlılığının teşvik edildiği ve koşulsuz sevginin yeri olduğu yerdir. “Ben Aşk’ım” dediğimiz hissettiğimiz enerjidir. Ruhsal bedenin kalp çakrası olarak düşünülebilir. Yüksek benliğimiz ile bağlantı kurduğumuz çakramızdır. Sonsuz enerji, maneviyat, yüce ilahi bilgelik ve manevi merhamet ile ilgilidir.

Dengesiz olduğunda manevi kibir ve peygamber kompleksi taşıyabilirsiniz. Dengeli çalıştığında ise en yüksek ruhsal frekansları alabilir ve bedenin amacına uygun değerlere tekrar ayarlayabilirsiniz.

Yer; taç çakranın üstünde

Rengi; sarı

Astrolojik bağlantısı; Uranüs

Bağlantılı Taşları; Mavi Kiyanit ve Selenit

Kyanit; genel olarak yüksek titreşime sahiptir. Bunların içinde mavi olanları hızlı enerji transferleri yaratırlar. Psişik kanallar açar ve zihinsel merkezlerini devreye sokarak kişinin zihinsel becerilerini geliştirirler. Telepati ve empati kabiliyetini arttırırlar.

Yüksek yasa boyutlarından bilgi ‘indirme’ inceliğini yaratırlar. Siyah Kyanit, Numit ile güçlü bir enerji oluşturarak kişinin bilinçaltı dünyasını derinlemesine araştırıp duygularını görmek ve kabul edip yapılandırması konusunda adım atmasını sağlarlar. Ruhsal dünyanızda deneyimlerinizi güçlendirmek için Siyah Kyanit, Siyah Turmalin, Azeztulit ve Tektiti ile uyum içinde çalışır.

YILDIZ AĞ GEÇİDİ - KOZMİK KAPI

Diğer dünyalara açılan kapı olarak düşünebiliriz. Bu enerji sayesinde Güneşten gelen ışık kodlarını filtreler ve ilk özümsemeye başlarız. İlahi ve çoklu boyutlara bağlanır. Bu çakra enerjisi dengesiz aktığında ruh kendini parça parça hissedebilir. Aidiyet hissini kaybedebilir. Dengeli çalışan bir yıldız ağ geçidi çakrasında, yüksek varlıklarla iletişim kurabilir, ruhsal aydınlanmaya ulaşabilirsiniz.

Yer; Ruh yıldızı üstünde

Astrolojik bağlantısı; Neptün

Rengi; beyaz

Bağlantılı Taşları; bu çakranın açılması ve aktive edilmesi için bir kristal gerekli değildir. Bu konuda kayıt tutucular, master veya kanallama kristalleri çok başarılıdır.