OMEGA 3 BİLİŞSEL SÜREÇLERİ DESTEKLİYOR
Özellikle son 5 yılda yapılan araştırmaların diyet faktörlerinin zihinsel işlevi sürdüren kanıtlar sağladığını söyleyen Diyetisyen Özden Örkcü, omega-3 yağ asitleri açısından zengin bir diyetin, insanlarda bilişsel süreçleri desteklediğini söyledi. Örkcü, buna karşılık, doymuş yağ oranı yüksek diyetlerin, bilişsel işlemeyi destekleyen moleküler substratları azalttığını ve insanlarda nörolojik işlev bozukluğu riskini artırdığını söyledi.
DİYET KALİTESİ İLE DEPRESYON İLİŞKİSİ
Yapılan araştırma ve gözlemsel çalışmaların genel diyet kalitesi ile depresyon riski arasında bir bağlantı olduğunu gösterdiğini kaydeden Örkcü, 10 ülkeden 21 araştırma sonucunda, yüksek miktarda meyve, sebze, kepekli tahıllar, zeytinyağı, balık, az yağlı süt ürünleri ve antioksidanlar ile düşük hayvansal gıda alımı ile karakterize edilen sağlıklı bir beslenme düzeninin, depresyon riskini azalttığını gösterdiğini söyledi.
Diyetisyen Özden Örkcü, “Tersine yüksek miktarda kırmızı ve işlenmiş et, rafine edilmiş tahıllar, tatlılar, yüksek yağlı süt ürünleri, tereyağı ve patates alımının yanı sıra düşük meyve ve sebze alımını içeren beslenme modeli, depresyon riski önemli ölçüde artmış Batı tarzı bir diyet ile bağlantılıydı.” uyarısında bulundu.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME ÇOK ÖNEMLİ
Yapılan başka araştırmalarda Akdeniz diyetine yüksek uyumun, depresyon riskini %32 azalttığına ilişkin sonuçların elde edildiğini kaydeden Örkcü, “Daha yakın zamanlarda, yapılan 50 yaş üzerindeki yetişkinlere bakılan bir araştırmada, yüksek düzeyde kaygı ile doymuş yağ ve ilave şekerler açısından yüksek diyetler arasında bir bağlantı olduğu görülmüştür. İlginç bir şekilde, araştırmacılar çocuklarda ve gençlerde benzer bulgulara dikkat çekti. Örneğin 56 araştırmanın sonucunda, zeytinyağı, balık, kabuklu yemişler, baklagiller, süt ürünleri, meyveler ve sebzeler gibi sağlıklı gıdaların yüksek oranda alınması ile ergenlik döneminde depresyon riskinin azalması arasında bir ilişki bulunduğu ortaya konuldu.” diye konuştu.