Giriş
Canan Karatay: Domatesten 100 kat daha fazla antioksidan veriyor!
Türk kahvesi için Prof. Dr. Canan Karatay "domatesten 100 kat daha fazla antioksidan veriyor" diyor. Türkiye kalp hastalıkları konusunda riskli bir konumda. Buna fazla kalori alımı eklendiğinde diyabet ve kalp damar hastalığı riski daha çok yükseliyor. Bu nedenle kahveyi ne kadar tükettiğinizin yanı sıra nasıl tükettiğiniz de çok önemli. Prof. Dr. Karatay, şekersiz olmak kaydıyla, Türk kahvesinin çok faydalı olduğunu, ancak işlenmiş olanların bu kategoride olmadığını belirtiyor.
Türk kahvesi, milli içeceklerimizden biri. Ancak onu nasıl tükettiğiniz de önemli. Uzmanlar, ek hastalıkları olmayan bir bireyin günde 3-5 fincana kadar güvenli bir şeklide kahve tüketebileceğini, artan kahve tüketiminin birçok kalp hastalığı gelişme riskini azalttığına dair çalışmaların mevcut olduğunu belirtiyor.
Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay ise, Türk kahvesi için şu açıklamalarda bulunuyor:
"Türk kahvesi önemli, şekersiz olmak şartıyla. Uyandırır, rahatlandırır. 1 Türk kahvesi fincanı domatesin verdiği antioksidandan 100 kat daha fazla antioksidan verir vücuda. Beyni de açar, cin gibi olursunuz! Ancak işlenmişlere karşıyım. Latteler tabii ki işlenmiş. Süt tozu kesinlikle yasak. Şuruplular, kokulular kesinlikle bu söylediklerimin içine dahil değil. Ben, sade Türk kahvesinden bahsediyorum. İçindeki kahve önemli çünkü. "
Şu anda 79 yaşında olan Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, kendisinin kahveyi nasıl tükettiği sorulduğunda "Ben de Türk kahvesi içiyorum, tüm gün boyunca içerim. Ancak yaşım ileri olduğu için saat 16:00'dan sonra içersem uykumu kaçırır. Ama hastanede çalışırken sabahlara kadar içerdik, dinç olmak ve koşuşturabilmek için. Ayrıca ben bütün çiçeklerimi sabah kahvesi ile besliyorum. Kahve suyu en doğal gübredir. " diyor.
Son dönemde kahvenin Türkiye’de çeşitliliği ve tüketimi artmış durumda. Bu da günde kaç fincan tüketilmenin güvenli olduğu konusunda kafa karışıklığına yol açabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Karaca bizimle şu araştırma sonuçlarını paylaşıyor: "Kahve tüketimi konusunda ezber bozuldu. Son araştırmalara göre günlük kahve tüketimini arttırmak kalp damar hastalığına yakalanma ve kalp krizi riskini azaltıyor, ritim bozukluğunu önlüyor. Yapılan çalışmalar da günde birkaç fincan kahve içmenin kalp ritim bozuklukları ve çarpıntı oluşturduğuna dair efsaneyi çürüttüğünü bildirdi.
GÜNDE NE KADAR KAHVE İÇİLEBİLİR?
Doç. Dr. Karaca, “Bu konuda kişisel farklılıklar olmakla birlikte, ek hastalıkları olmayan bir bireyin günde 3-5 fincana kadar güvenli bir şeklide kahve tüketebileceği ve artan kahve tüketiminin birçok kalp hastalığı gelişme riskini azalttığına dair çalışmalar da mevcuttur” dedi.
KAHVE; FELÇ, PARKİNSON VE DİYABETE KARŞI DA KORUYUCU
Toplumda kahve ile ilgili çarpıntı ve aritmileri tetiklediği konusundaki genel kanının aksine, kahvenin anti-oksidan ve anti-enflamatuar etkilerinin birçok ritim bozukluğu gelişimine karşı koyucu olduğunun kanıtlandığını ifade eden Doç. Dr. Oğuz Karaca, “Araştırmalar düzenli kahve tüketiminin kalp sağlığı açısından pozitif etkilerinin olduğu, kalp krizi ve felç riskini azalttığını gösteriyor. Yüzbinlerce kişinin uzun yıllar takibi sonucunda randomize klinik çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre günlük ilave içilen her bir fincan kahvenin ciddi kalp ritim bozukluğu (atriyal fibrilasyon, ventriküler erken vuru) gelişme riskini yüzde 3 azalttığı gösterilmiştir. Kahve tüketiminin kalp ve damar sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin yanında diyabet, birçok kanser türü, Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi çeşitli durumların da gelişimini azalttığı kanıtlanmıştır” şeklinde konuştu.
EN FAYDALISI: SADE TÜRK KAHVESİ
Kahvenin olumlu etkilerinden faydalanabilmek için tabii ki kahvenin nasıl tüketildiği önemli. Prof. Dr. Canan Karatay, kahve içilecekse bunun şekersiz ve sade Türk kahvesi olması gerektiğini belirtiyor. Eğer Türk kahvesi yerine filtre kahve tüketilecekse de bu kahvenin krem, şurup veya süt eklenmemiş olması gerekiyor.
Filtre kahvede de taneciklerin iyi süzülmesi önemli. Çünkü iyi bir şekilde filtrelenmemiş kahvenin kötü kolesterolü artırdığına dair çalışmalar mevcut. Günlük sadece 1-2 fincan kahve içiyorsanız, kolesterol açısından sorun görünmüyor. Ancak günlük kahve tüketiminiz hem daha fazla, hem de kremalı, aromalı, tatlandırılmış kahveleri tercih ediyorsanız, o zaman kolesterole etkisi daha düşük olan filtre kahveyi seçmeniz gerekiyor.
Tüm bunların yanı sıra Doç. Dr. Karaca şu uyarıda bulunmayı ihtmal etmiyor: "Kafein metabolizmasının genetik olarak çeşitlilik gösterebilmesi nedeniyle kahveye karşı istenmeyen etkilerin uykusuzluk, irritabilite, çarpıntı, sindirim problemleri görülme olasılığının olduğu ve kişisel farklılıklar gösterebileceği bilinmelidir”
UZMANLARIN ORTAK GÖRÜŞÜ: SİGARAYLA BİRLİKTE TÜKETMEYİN!
Yapılan iki farklı araştırma, günde beş fincana kadar kahve içmekle kalp hastalığı arasında bir ilişkinin olmadığını gösteriyor. Günlük ortalama 2-4 fincan kahve içmekse; kalp ve kalbe bağlı tüm rahatsızlıklara yakalanma ve ölüm risklerini azalttığını ortaya koyuyor. Tüketim aşırı olmadığı sürece kahve, sağlıklı bir ömür geçirmenize katkı sağlıyor. Bir şartla; yanında sigara içilmemesi gerekiyor.
KAFEİN SADECE KAHVEDE DEĞİL, PEK ÇOK İÇECEKTE VAR!
Kafeinin sadece kahvenin içinde değil çay, kola, enerji içecekleri ve çikolata gibi besinlerde de bulunduğu belirten Doç. Dr. Karaca, “Sinir sistemi ve damarlar için uyarıcı etkiye sahip olan kafeinin aşırı tüketimi sigara ve stresle birleşirse beraberinde ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Bununla birlikte kahve sade tüketildiğinde insülin direncini azaltıcı, yağ yakımına yardımcı ve tok tutucu bir içecek olabilir. Fakat son yıllarda popülerliği artan şuruplu ve kremalı kahve çeşitleri özellikle sıcak yaz günlerinde serinlemek için sıklıkla tercih ediliyor. Türkiye kalp hastalıkları konusunda riskli bir konumda. Buna fazla kalori alımı eklendiğinde diyabet ve kalp damar hastalığı riski daha çok yükseliyor. Bu nedenle kahveyi ne kadar tükettiğinizin yanı sıra nasıl tükettiğiniz de çok önemli” ifadelerini kullandı.