Bacaklarda istem dışı hareketler ve periyodik titreşimler demir eksikliği habercisi olabilir!
Bacaklarda istem dışı hareketlere, periyodik titreşimlere yol açması nedeniyle huzursuz bacak sendromu verilen hastalık, toplumda 100 kişiden 10'unda görülen, hayat kalitesini azaltan bir rahatsızlık. Özellikle kadınlarda çok daha fazla olan huzursuz bacak sendomu erken yaşta bazı belirtilerle kendini gösterse de, özellikle 40'lı 50'li yaşlarda çok daha kesin semptomlarla ortaya çıkıyor. Huzursuz bacak sendromunun bugün için sebebi tam olarak belli değil. Ancak vücutta dopamin denilen bir maddenin işlev bozukluğu teorisi en yaygın kabul gören teorilerden biri. Bir diğer ihtimal ise demir eksikliği! İşte detaylar...
Huzursuz bacak sendromu, toplumda oldukça sık görülen, başlangıçta özellikle akşam saatlerinde iken hastalığın ilerleyen dönemlerinde gündüz de yaşanabilen, istirahate geçme ile ortaya çıkan bacaklarda ağrı çekilme karıncalanma gibi şikayetler oluşturan bir rahatsızlık. Kişi tipik olarak bu rahatsızlığı ortadan kaldırmak için bacaklarını oynatma, sallama bazen de kalkıp yürüme isteği duyuyor. Bu şekilde yakınmaları kaybolan hasta tekrar istirahate geçtiğinde veya yatağına yattığı zaman şikayetleri yeniden ortaya çıkıyor.
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkü Figen Demir ‘Huzursuz bacak sendromu’ ile ilgili bilgiler verirken, bu hastalık demir eksikliğinin de habercisi olabilir dedi. Hastalığa sahip kişilerin %50 sinde aile öyküsü bulunduğu ifade ederken; özellikle böbrek yetmezliği, diyabet, anemi, demir eksikliği, Multipl Skleroz, Parkinson hastalığı, omurilik hasarlanması, nöropati gibi patolojilerin mevcut olduğuna da dikkatleri çekti.
KİMLERDE GÖRÜLÜYOR?
Huzursuz bacak sendromunun toplumda görülme sıklığı yaklaşık %10 civarında. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülüyor. Her ne kadar erken yaşlarda belirtiler deneyimlenebiliyor olsa da özellikle 40-50'li yaşlarda semptomlar çok daha belirgin hale geliyor.
NEDEN OLUYOR?
Huzursuz bacak sendromunun bugün için sebebi tam olarak belli değil. Ancak vücutta dopamin denilen bir maddenin işlev bozukluğu teorisi en yaygın kabul gören teorilerden biri. Sorgulandığı zaman hastaların önemli bir bölümü kendi şikayetlerine benzer yakınması olan akrabalarının varlığını belirtiyor. Yapılan çalışmalardan çıkan sonuçlara göre yaklaşık hastaların %50 kadarında aile öyküsü bulunuyor.
Huzursuz bacaklar sendromu bazen, altta saptanabilir bir nedene bağımlı olmadan ortaya çıkar. Bir grup hasatada da özellikle böbrek yetmezliği, diyabet, anemi, demir eksikliği, Multıpl Sclerozis, Parkinson hastalığı, omurilik hasarlanması, nöropati gibi patolojıler mevcuttur. Sayılan hastalıklar dışında gebelik te hastalığın şiddetini arttıran faktörlerden sayılabilir.
HUZURSUZ BACAK SENDROMU NASIL ANLAŞILABİLİR?
Ağrı uyuşma karıncalanma gibi hoş olmayan duyumlar çoğunlukla diz ve ayaklar arasında görülmekle birlikte nadiren de kolda hissedilir. Başlangıçta bir süre tek taraflı hissedilebilse de zamanla ıkı yanlı hale gelir. Semptomların özellikle akşam saatlerinde artıyor olması ve hareket ettirmek, yürümekle azalması tipik özellikleri oluşturur. Bu durumdan kaynaklı sabit oturmak gereken sinema tiyatro gibi aktiviteler zorlayıcı hale gelebilmektedir.
Tüm bunların hem fiziksel, hem de psikolojik yansımaları olur ve kişinin uyku bozukluğu yaşaması ile sonuçlanır. Öyle ki bazen hastaların temel şikayeti, uykuya dalamamaktır ve doğrultuda sorgulandığı zaman asıl tanının Huzursuz Bacaklar Sendromu olduğu anlaşılır.
HUZURSUZ BACAK SENDROMU TEDAVİSİ
Tedavide öncelikle altta belirlenebilir bir sebep saptanabilmiş ise hastalığın tedavisi temel oluşturur. Özellikle demir eksikliğinin tedavisi üretkenlik çağındaki kadın hastalarda önemlidir. Diyabet böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanların ise hastalığını ortadan kaldırma şansı olmasa da metabolik problemleri en az seviyeye çekmek semptomları kontrol altına alabilmek için önemlidir.
Bu temel yaklaşımlar yetersiz kaldığı durumlarda ilaç tedavileri gündeme gelmektedir. En çok kullanılan ve etkınliği en yüksek ilaçlar Parkinson hastalığı veya sara hastalığı tedavisinde kullanılan bazı ajanlardır. Hastalık genel olarak ilerleme eğilimindedir kullanılan ilaçlar ise bir süre sonra etkisisz hale gelebilmektedir. Bu nedenle en etkili alternatiflerin mümkün olduğunca hastalığın ilerleyen dönemlerine saklanması, ilaç etkisiz hale geldiyse diğer ajana geçilerek o tedaviye bir süre ara verilmesi gerekebilmektedir.