SARC-F adı verilen, kişinin kendi gücündeki kısıtlanmayı sorgulayan sorulardan oluşan test sarkopeni riski olan kişilerin taranmasında yardımcı olabilir. Bunun yanında kas kütlesini, kasın kalitesini ve fiziksel performansı değerlendiren el sıkma gücünün değerlendirilmesi, sandalyeden kalkma testi, kas miktarını ölçmede Ultrason, Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, DEXA (Dual enerji X-ray absorbsiyometre), BİA (Biyoelektrisel impedans analizi) gibi diğer metotların da tanıda yer alıyor.
Korunma tedaviden daha önemli
Prof. Dr. Aslı Çurgunlu’nun verdiği bilgiye göre, sarkopeni, yaşa bağlı olarak gelişen ve başka spesifik bir nedenin olmadığı durumlarda birincil, eğer sistemik hastalıklara bağlı geliştiyse ikincil sarkopeni olarak tanımlanıyor. Ayrıca fiziksel aktivite eksikliği ve protein-enerji alımının yetersiz olduğu durumlarda da sarkopeni gelişebiliyor. Hastalıktan korunmanın aslında tedaviden çok daha öncelikli ve yararlı olduğunun altını çizen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu tedaviyle ilgili şunları anlattı:
Kişinin vücut kilosu başına günde 1.2 gr (1.2 gr/kg/gün) protein alması ve bunun her öğüne bölüştürülmesi riski azaltır. Akut hastalıklarda, infeksiyonlarda, cerrahi girişim gibi durumlarda protein ihtiyacının arttığını unutmamak gerekir.