Pazar Postası Sedef Orman: Benim stilim deneysel
Paylaş
Sedef Orman: Benim stilim deneysel

Sedef renklidir, tempoludur, muhteşem bir annedir, iş hayatında vizyonerdir. Sağlam dosttur, sırdaştır. Hayata karşı sağlam durur ve sevgi doludur. Ve benim için Türkiye’nin stil kadınlarındandır. Siz de onu ve stilini daha yakından tanıyın diye ‘Stil’ röportajlarıma bu hafta Sedef Orman’ı konuk ettim...

RÖPORTAJ: YELDA İPEKLİ

■ Stil sence hayatın neresinde?

Benim için stil tüm modalardan ve trendlerden bağımsız bir yaşam şekli. Her zaman şık olmaktansa stil sahibi olmayı tercih ettim.

■ Sedef Orman stili nedir?

Bir ad koymam gerekirse ben stilime ‘deneysel’ derim. Alakasız ve dönebir teferruat olmayan ama kesiminde iddialı kıyafetler severim.

■ Modayı takip ediyor musun?

Vazgeçilmez tasarımcı, marka ya da parçaların neler? Modayı işim gereği çok yakından takip ediyorum, hatta hep birkaç sezon sonrasının modasına da hakimim. Ancak kendi tercihlerimde çok moda olandan kaçarım. Ricardo Tisci son zamanlarda favori tasarımcım. Tom Ford’un mimari kesimlerini ve maskülen tarzını seviyorum. Elbise denince Valentino’yu tek geçerim. Hiçbir şey onun elbiseleri gibi olmuyor.



■ Kişisel bakım sırların neler? Nelere dikkat ediyorsun?

Ben açıkçası genetik şanslı olmanın avantajını hep yaşadım ve az bakımla bu yaşa kadar fena gelmedim. Çok fazla kişisel bakım sırrım yok ama iyi bir sporcuyum, sağlıklı beslenirim, sigara içmem, en önemlisi hamam ve masaj bakımlarımı hiç aksatmam. Haftanın 3 günü deniz kenarı ya da ormanda yapılan tempolu yürüyüşün bana her şeyden daha iyi geldiğini düşünüyorum.

■ Aksesuar kullanımın nasıl? Çanta, ayakkabı ya da kombinlerinde kullanmaktan hoşlandığın aksesuarlar nelerdir?

Ben de her kadın gibi ayakkabılara çok düşkünüm. Çoğu zaman kombinime ayakkabıdan başlar ve yukarısını ayakkabıya göre seçer tamamlarım. Spor ayakkabıları bikiniden gece kıyafetine kadar her şeyle kombinleyebilirim. Parmaksız ya da normal deri eldiven çok kullanırım.

■ Renklerle aran nasıl? Kartaliçe’ olarak siyah ve beyaz aşkını biliyorum ama onların dışında bu ara hangi renkler seni yansıtıyor?

Çok renkli giyindiğimi söyleyemem. Siyah-beyaz vazgeçilmezim tabii... Bunun yanısıra lacivert, asker yeşili ve taş renklerini çok giyerim. Pembe fobim var. Kendime hiç yakıştırmam ve hiç giymem. Evim kıyafetlerime göre daha renkli. Turuncular, bakırlar falan var.

■ 5 yıl sonra nasıl bir hayat yaşıyor olursun hiç düşündün mü?

İstanbul’dan başka bir yerde olacağımı zannetmem ama bugünkü kadar yoğun çalışmayacağım. Çok daha fazla seyahat edebileceğim, sevdiklerimle, dostlarımla büyük yemek masalarında çok daha uzun saatler geçirebileceğim, daha az stresli, daha az yorucu bir hayat arzu ediyorum. Biz hem kendi işimiz hem sektör hem de ülke olarak o kadar çok koşuyoruz ki; aslında en çok biraz durmayı arzu ediyorum.




■ 2 genç kız annesi olmak stiline ne katıyor? Kızlarınla ortak zevkleriniz neler?

2 kocaman genç kızım var evet! Aslıgül Koç Üniversitesi sosyolojiyi bitirdi ve şimdi Londra’da pazarlama ve marka yönetimi masteri yapıyor. Nazlı ise bu sene yine Koç Üniversitesi’nde psikolojiye başladı. Okulundan ve bölümünden çok memnun. Onlar beni hep up to date tutuyorlar. En moda makyaj malzemesi, en trendy spor ayakkabı, en son müzikler hep evde, ve bu beni besliyor. Kızlarla kıyafet zevklerimiz aynı ve büyük şans üçümüzün de ayağı aynı numara. O yüzden ayakkabılar hep ortak.

■ Meslek olarak da modanın içindesin. Modayı nasıl yönlendiriyorsun?

2017 ilkbahar yaz ipuçlarını senden alabilir miyiz? Modayı yönlendirmek değil belki ama dünya vitrinlerinde ne varsa aynı anda bizde de olmasına çok önem veriyoruz. Özellikle ayakkabı konusunda artık çok iddialıyız. 2017 ilkbahar ve yazı süet yılı olacak. Mint yeşili, pudra ve jean mavi gibi pastel renkler çok moda ve bizim koleksiyonumuzda da bolca var. Üzeri nakışlı, boncuklu modeller ve biker fazlasıyla göreceğimiz modeller olacak.

■ Stil sahibi olmak için nasıl bir bütçe ayırmak gerekir sence?

Ben bunun bütçeyle çok ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Elbette ünlü modacılardan kıyafetler alabilmek büyük lüks ama bir o kadar da en pahalı, en moda kıyafetlerle moda kurbanı olmuş hanım görüyorum etrafta. Tasarımcılarla, basic uygun fiyatlı markaları karıştırıp stil sahibi ve şık olunabilir. Bunun için de öyle çok büyük bütçelere gerek yok.

■ Yoğun iş hayatı ve sosyal hayatın içinde bir günün nasıl geçiyor?

Sabah 7.30’da kalkıyorum. Spordan sonra gazeteler ve kahve keyfim var. Ardından iş ve çok yoğun bir koşturma geliyor. Akşam ya kızlarla evde keyifli bir yemek ve sohbet oluyor ya da yabancı dizilerimizi izliyoruz. Bazen de arkadaşlarımla yine ev oturmaları yapıyorum. Çok yakınım birinin daveti olmadığı sürece dışarı pek çıkmıyorum. Çıkarsam da hafta içini ve sakin yerleri tercih ediyorum.

Haberin Devamı