Ekonomi Şehit Ressam Hasan Rıza'nın Edirne'si

Şehit Ressam Hasan Rıza'nın Edirne'si

Paylaş
Şehit Ressam Hasan Rıza'nın Edirne'si

Turumuz, Edirne Belediyesi’nde başladı. Asırlık ve tarih kokan Belediye Konağı önünde bizi Başkan Recep Gürkan sağolsun en iyi biçimde karşıladı, ağırladı… Hem de bandoyla...

NEBİL ÖZGENTÜRK


Mimar Sinan dehasının ispatı Selimiye Camii fonda, Edirne Belediyesi’nin maharetli müzisyenleri, İzmir Marşı’nı çalıyor... Ve Osmanlı son dönemi Edirnesi’nin, ilerici fikirleriyle bilinen ilk Belediye Başkanı Dilaver Bey’in büstü.

Bina içinde de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1930’da Edirne’ye gelişi sırasında 4 gün boyunca kaldığı ve şimdi “müze oda” olarak sergilenen istirahat mekanı… Ve Atatürk Salonu’nun tam karşısındaki odada da Ressam Hasan Rıza’ya ayrılan özel bölüm.

Hasan Rıza kim mi? Belediye Konağı’nın ikinci katının duvarlarında tabloları ve adına adanmış köşesi neden var? İşte bu sütunlarda size bu hikayeyi aktaracak ve “yaman” bir finalle bitireceğim!



FLORANSA’DA 10 YIl


1858’de doğar Hasan Rıza. Çocuk yaşlarda resme ilgi duyar. Askerlik çağına geldiğinde Osmanlı-Rus harbi başlar ve Hasan Rıza da cephede bir İtalyan ressamla tanışır, ondan feyz alır. Savaş bitince İstanbul’a döner ve Abdülhamit’in Sultaniye yatının kamaralarında bozulan resimleri restore eder...

Ressamlıkla askerlik arasında gel-gitlerin sonunda, gençliğinde tanıştığı İtalyan ressamla yolları yeniden kesişir ve 10 yıl Floransa’da kalarak ustalığa ulaşır. 1900’lerin başında Edirne’ye yerleşir. Atölyesini de Meriç Nehri’nin kıyısına, Karaağaç’a kurar. Ama sadece resim yapmaz. Ki Belediye Konağı’nda özel köşesi olmasının nedenlerinden biri de okullarda dersler vermesi, resme olan tutkusunu öğrencilere de aşılamasıdır.

Edirne Hastanesi’nde müdürlük yapan Hasan Rıza, bir yandan tablolarına da ara vermez. Ta ki... Savaş kapıya dayanana kadar. Dört bir cephede savunma yapan Osmanlı Ordusu, özellikle Balkanlar’da hezimet üstüne hezimet yaşarken, Bulgar Orduları Edirne’ye saldırır…

Şehri dört bir yandan kuşatır... Karaağaç’ı da!! O sırada şehir içindeki hastanede görevini sürdürmekte olan Hasan Rıza, atölyesindeki resimlerini de kurtarmanın telaşına düşer. Hiçbir şeye aldırmadan Karaağaç’a doğru koşmaya başlar.


RESİMLERİ İÇİN ÖLDÜ


Hasan Rıza atölyesine çok yaklaşmıştır. Ama Bulgar askerlerinin süngüsünden, kurşunlarından kaçamaz. Kurtarmak istediği resimlerine birkaç adım kala şehit düşer. 1913’ün 26 Mart’ıdır. Hikayenin sonrası da hazindir… Resimler talan edilir, Sofya’ya, Avrupa kentlerine taşınır. Karaağaç, Lozan Antlaşması’yla Türkiye’ye verilir. Ve Karaağaç’a bir şehitlik yapılır...

Mezar taşlarından birinde şunlar yazılıır: “Hasan Rıza Bey 26.3.1913 Cuma, evini yağmaya giren Bulgar askerleri tarafından öldürüdü.” Aradan yıllar geçer... Edirne, bir turizm kenti olur. Rehberler Hasan Rıza’nın hikayesini anlatır Karaağaç’ta.


KARAAĞAÇ'TAKİ HEYKEL


Aradan yıllar geçer, Hasan Rıza’nın heykeli dikilir Karaağaç’a. Kaidesine, hikayesi de kazınır. Heykelin açılışından iki yıl sonra Edirne’ye gelen ‘Posta’ ekibi yine Başkan’ın rehberliğinde Karaağaç’ı turlar. Hasan Rıza’nın mezarının bulunduğu Şehitlik’i ziyaret eder.

Sonra heykelin yanıbaşında fotoğraflar çekilir. Birkaç saat sonra Başkan Recep Gürkan, Edirne kent meydanına davet eder katılımcıları. Bizim Edirne’ye gezi yaptığımız gün, bir festival de vardır şehirde. Bulgaristan - Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programı çerçevesinde ‘Yambol ve Edirne - Tunca’nın iki şehri’ isimli projeye bağlı bir festival…

Bulgaristan’ın sınır şehirlerinden Yambol’un ünlü Kuker Festivali Edirne’ye taşınmış ve Bulgaristan’dan da çok sayıda gösteri sanatçısı gelmiştir. Edirneliler ve tabi ki Başkan ve bizler, yüzlerce kişi caddeye kurulan sahnede Bulgar sanatçıların gösterilerini izler. İki kardeş şehir olmuştur Yambol ve Edirne…

Bulgar sanatçı ekibi el yapımı maskelerle, göğsündeki çanlarla, renkli kıyafetleriyle sembolik bir kutlama yapar. Kış mevsiminden bahara geçişi anlatırlar performanslarında.. Her iki ülkenin marşları çalınır, kardeşlik türküleri de. İzmir Marşı’nın nağmeleri de yükselir. Her iki kentin belediye başkanı birbirine sarılır kardeşçe. Bizler de bu güzel tabloyu keyifle izleriz...

Olan biten, güleryüzlü anlardır çünkü. Asık yüzlü zamanlara inat, aydınlık yüzlüdür Meriç’in iki yakası artık. Hayata muhteşem tablolar bırakan, Meriç kıyısındaki atölyesinden resimlerini kurtarmak isterken Bulgar askerlerinin kurşunlarına hedef olan Şehit Hasan Rıza’nın anısına saygıyla…




Haberin Devamı