Peynirin nasıl yapıldığını bilmiyorum, sütü bilmiyorum. Köyle ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Köy kızı değilim. Köyde doğup, büyümedim. Ama 'yaparım, yapanlar nasıl yapıyor' dedim. Yanlış yapa yapa öğrendim. Daha sonra oğlaklarımız olmaya başladı. Erkek oğlakları sattık. Dişileri ise damızlık olarak bıraktık. Bir yıl sonra Orman Köy Projesi kapsamında 2 inek çıktı. İneklerimin de 2 buzağısı oldu. Tavuklarım, ördeklerim, hindilerim, kazlarım var. Geldiğimde hiçbir şeyim yoktu. Destek veren kimsemiz yoktu. Ben köye geldiğim zaman herkes güldü, dalga geçti. 'Sen köyde nasıl yapacaksın. Köy kızı değilsin ki. Sütü, yoğurdu nereden bileceksin?' dediler. Kendi işimin patronu olmak, kendi sevdiğim işimi yapmak en büyük hayalimdi. Şehirde olsam başka işte çalışamazdım. Çalışsam bile kazandığım parayı bakıcıya vermek zorunda kalacaktım. Şu an buradayım, hayallerimi yaşıyorum" dedi.