Siyaset Erdoğan'dan Esad'a sert tepki
Paylaş
Erdoğan'dan Esad'a sert tepki

Başbakan Erdoğan, Suriye'de Türk bayrağına yönelik çirkin saldırıya ilişkin, "Tarih boyunca, yüzlerce yıldır ay yıldızlı Türk bayrağına uzanan her el hiç tereddütsüz biçimde cevabını almıştır, bundan sonra da alacaktır" dedi

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de Türkiye temsilciliklerine ve Türk Bayrağına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını belirterek, "Cezaevlerinde binlerce siyasi tutuklu bulunduran Beşar, sen Türk Bayrağına saldıranları da bulup gereken cezayı vermek durumundasın" dedi.

Haberin Devamı

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Suriye’deki gelişmelere değindi. Son günlerde bu ülkede önemli gelişmelerin yaşandığını dile getiren Erdoğan, Arap Birliğinin 16 Ekimdeki toplantısında, Suriye’deki yönetimden bazı şartların karşılanmasını istediğini, Suriye yönetiminin de bunu kabul ettiğini hatırlattı. "Ne var ki tıpkı bize yapıldığı gibi Arap Ligine de Esad yönetimi tarafından samimiyetsiz bir tavır sergilendi" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Arap Ligine reformlar konusunda adım atacağız sözünü veren Esad yönetimi adeta operasyonlara, baskılara hız vererek kan akıtmaya devam etti. 12
Kasım’da Kahire toplantısında Arap Ligi, Suriye’nin bu dürüst olmayan, güven vermeyen tavrını değerlendirdi ve aldığı kararları dünya kamuoyuna duyurdu. Arap Ligi, talepler yerine getirilinceye kadar Suriye’nin toplantılara ve çalışmalara katılımını askıya aldı. Suriye’deki sivillerin korunması, şiddetin sona ermesi amacıyla Arap Ligi başta BM olmak üzere ilgili tüm kuruluşlarla ve Suriye muhalefeti ile temas halinde olma kararını da yine bu toplantıda aldı. Arap Liginin Kahire zirvesinde Suriye hükümetine karşı ekonomik ve siyasi tedbirlerin alınması, üye ülkelerin Şam’daki büyükelçilerini çekmesi, Suriye muhalefetinin tanınması da değerlendirildi. Türkiye olarak Arap Ligi’nin aldığı tüm bu kararları zamanlı ve sağduyulu kararlar olarak değerlendirdik ve desteklediğimizi ifade etti."

Haberin Devamı

-Türk bayrağına saldırı-

Erdoğan, Suriye yönetiminin Arap Birliğine karşı sergilediği samimiyetsiz tavırdan geri adım atmak, verdiği sözleri tutmak yerine maalesef şiddetin
boyutunu ülkesindeki yabancı temsilciliklere yönetmek gibi yeni bir yanlışın içine girdiğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"12 Kasım gecesi, Suriye’deki Suudi Arabistan, Katar, Fransa temsilciliklerine saldırılar gerçekleştirildi. Türkiye’nin de Şam, Halep ve Lazkiye’deki temsilcilikleri, bu saldırılarda hedef alındı. Biz öncelikle bu saldırıları şiddetle kınadık. Suriye’deki diplomatik temsilcilerin güvenliğinin derhal sağlanması çağrısında bulunduk. Ankara’daki Suriye Maslahatgüzarı Dışışleri Bakanlığımıza çağrıldı ve Suriye’ye bir nota tevdi edildi. Ayrıca Şam
Büyükelçiliğinde görevli personelin bir kısmı ile aile fertlerinden oluşan 60 kişiyi önceki gün itibariyle tahliye ederek, ülkemize ulaşmalarını sağladık. Bizi asıl üzen nokta, Lazkiye’de bazı kendini bilmezler tarafından kameralar önünde, Türkiye bayrağına yönelik olarak yapılan çirkin saldırı girişimi olmuştur. Şunu buradan Esad yönetimine açık açık ifade etmek istiyorum: Tarih boyunca, yüzlerce yıldır ay yıldızlı Türk bayrağına uzanan her el, hiç tereddütsüz biçimde cevabını almıştır, bundan sonra da alacaktır. Ben şuna da çok eminim, ay yıldızlı Türk bayrağı, Türkiye için milletimiz için ne kadar aziz ve kutsalsa, Suriye’nin kardeş halkı için de en az o kadar aziz ve kutsaldır. Bu, şu andaki Suriye yönetimi için bir anlam ifade etmeyebilir. Ama ben inanıyorum ki gerçek manada, Türkiye’yi kardeş bilen, bizim de onları kardeş bildiğimiz Suriye halkı, yönetimle aynı şeyleri paylaşmıyor. Nitekim karşıt gösterilerde bulunan muhalif kesimde ellerinde Türk bayraklarıyla onlar da meydanlarda dolaşıyor. Hata Türk bayrağının anlam ve önemini, barışın, kardeşliğin ve özgürlüğün sembolü olduğunu, yeryüzünde Türkiye kadar iyi bilecek milletlerden birisi hiç şüphesiz yine Suriye halkıdır. Türk bayrağına yönelik çirkin saldırı, ben inanıyorum ki Suriye’deki bir avuç kendini bilmezin, alçağın, kışkırtmalar neticesinde ortaya koyduğu bir eylemdir."

Haberin Devamı

"Beşşar, saldırganları bulmak durumundasın"

Haberin Devamı

Yabancı ülke vatandaşlarını ve diplomatlarını korumanın her ülkenin onuru ve namusu olduğunu belirten Erdoğan, "Suriye yönetimi bu görevini yerine getirmek durumundadır. Bunlar üzerinden mesaj vermeye çalışmak acziyettir, telafisi zor olan bir şuursuzluktur" diye konuştu.

Esad yönetimine bir kez de AK Parti grubundan seslenen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye temsilciliklerine ve Türk Bayrağına yönelik saldırıyı tekrar şiddetle kınıyoruz. Özür dilemenin ötesinde gereğinin yapılmasını, sorumluların derhal bulunmasını da Suriye yönetiminden bekliyoruz. Cezaevlerinde binlerce siyasi tutuklu bulunduran Beşşar, sen Türk Bayrağına saldıranları da bulup gereken cezayı vermek durumundasın. Suriye yönetiminin sadece Türkiye’deki Türklere ve Türk Bayrağına değil, kendi halkına da saygı duymasını istiyor ve bunu özellikle arzu ediyoruz. Öldürerek, hapsederek, sindirerek hiç bir yere varılamayacağı artık daha iyi görülmeli, idrak edilmeli. Medeni dünyaya, komşularına ve insanlık değerlerine sırt çeviren hiç bir yönetim başarılı olamaz, ayakta kalamaz. Uluslararası meşruiyetini ve toplumsal desteğini kaybeden hiç bir yönetim uzun ömürlü olamaz. Son dönemde kendi halkına karşı savaş açanların nasıl bir trajik sona ulaştıklarını Beşşar Esad da görmelidir. Zulüm ile abad olunmaz, mazlumun kanı üzerine, gelecek inşa edilmez. Aksi takdirde tarih bu tür liderleri kanla beslenen liderler olarak anar. Esad, sen de şu anda, o sayfayı açmaya doğru gidiyorsun. Zira mazlumların ahını alanlar, bunun bedelini er ya da geç öderler.

Haberin Devamı

Türkiye olarak Suriye halkı ile dayanışmamızı en güçlü şekilde sürdüreceğiz. Esad yönetiminden istenen; dürüst, inandırıcı, cesur ve kararlı bir liderlik ortaya koyması, artık bizim beklentilerimiz arasında değil. Halkının ve uluslararası toplumun beklentilerine karşılık vermesi artık kimse tarafından da beklenmiyor. Çünkü, sürekli aldatmacanın içinde olmuştur. Suriye yönetimi, bıçak sırtı gibi ince ve tehlikeli bir çizgi üzerindedir. Dönüşü olmayan yola girmemelidir, ucu uçurum olan yoldan bir an evvel dönmeleri hepimizin arzusudur. Çok geç olmadan sağduyunun ve aklı selimin sesine kulak verilmelidir. Yanlışta inat edenler sadece kendileri kaybetmezler, ülkelerine de kaybettirirler. Biz Suriye’nin ve Suriye’li kardeşlerimizin kaybetmesini, sıkıntıya düşmesini kesinlikle arzu etmeyiz. Yöneticilerin en büyük sorumluluğu ülkesinin ve milletinin geleceğini güvence altına almaktır. Bunun yolu ise milletiyle kavga etmek değil, milletiyle aynı yöne bakmaktır. Süreç nasıl gelişirse gelişsin, bizler Suriye halkını asla kaderiyle baş başa bırakmayacak, iyi günde olduğu gibi kötü günde de dayanışmamızı sürdüreceğiz."

-"Tekrar tezgaha geldiler"-

Başbakan Erdoğan, CHP yönetiminin, her konuda olduğu gibi Suriye konusunda da kafa karışıklığı içinde olduğunun görüldüğünü söyledi.
Suriye’ye iki heyet gönderen CHP’nin oradaki gerçeği görmek yerine, Suriye üzerinden, Suriye yönetiminin diliyle Hükümete ağır eleştirilerde bulunduğunu belirten Erdoğan, "(Suriye pirüpak, burada herhangi bir şey yok) demişti. Suriye’li muhaliflerin eylemleri bizzat CHP tarafından terörist faaliyetler olarak nitelendirildi" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, CHP heyetinin, Beşşar Esad’ın kendisi ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ilgili çok ağır ifadelerini Türkiye’de iç politika malzemesi olarak kullandığını ifade etti. CHP heyetinin, yabancı bir devlet adamının Türkiye Hükümeti ile ilgili sarf ettiği hezeyanlar karşısında dik durmak, onurlu bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, ancak CHP’nin bunu tercih etmediğini ve Esad’ın ağır hakaretlerini iç politika malzemesi olarak kullanmaktan kaçınmadığını bildirdi.

Erdoğan, "Her şeyden önce bir genel başkan bin düşünmeli, bir konuşmalı. Buna ’tezgaha gelmek’ derler, tekrar tezgaha geldiler. Zaten bütün gündemi hep böyle geçiyor. Gündem hep böyle oluştuğu için de anamuhalefette maalesef biz ciddi bir genel başkan göremiyoruz. Türkiye’nin talihsizliği de buradadır. Şu anda biz el ele verip, Türkiye olarak bunlara karşı söylem birliği içinde olmamız gerekirken, O, onlarla el ele verip kendi hükümetine, ülkesine karşı onlarla söylem birliği yapıyor" diye konuştu.