Doğum Öncesi Sizin için en ideal doğum hangisi?

Sizin için en ideal doğum hangisi?

Paylaş
Sizin için en ideal doğum hangisi?

Doğum öncesi en çok kafa karıştıran konulardan biri doğumun nasıl olacağıdır. Peki, doğumun normal mi sezaryen mi olacağına nasıl ve ne zaman karar verilir? Sezaryen mi yoksa normal doğum mu daha kolaydır? Epidüral doğum riskli midir? Normal doğumun avantajları nelerdir soruları ve daha fazlasını Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları cevapladı.

Hamilelik içerisinde eşsiz duyguları barındıran kaygılandırdığı gibi aynı anda da tatlı tatlı heyecanlandıran olağanüstü bir süreçtir. Annelik duygusunun ve doğum anının verdiği heyecan gebelerde genellikle hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kaygı ve endişeye neden olmaktadır. Kaygı ve endişe durumlarıyla baş edebilmenin tek yolu doğum sürecinin en ince detaylarına kadar konuşulması ve öğrenilmesidir. Hamileliğin sonuna gelmeye başladığınız dönemlerde doktorunuzla doğum sürecini mutlaka konuşmanız gerekiyor. Doğumla ilgili tüm süreçleri Normal doğum mu, sezaryen mi, normal doğumun avantajlarını hem videolu hem de yazılı bir şekilde açıkladık.

Haberin Devamı

“Normal doğum mu, sezaryen mi?”

Gebeliğin son haftalarına gelinmesiyle beraber anne ve baba adaylarının cevap vermekte en çok zorlandığı sorulardan birisidir. Baba adayları “Eşim bilir” diyerek genelde bu sorudan kaçmaya çalışırlar. Ancak çiftlerin ortak karar vermesi gereken önemli bir durumdur. Peki neden artık bu soruya direkt normal doğum diye cevap verilemiyor? Neden normal doğumdan kaçınılmaya başlandı?

Çiftler genellikle yakın çevrelerinin etkisi altına girmekte ya da yanlış bilgilere ulaşmaktadırlar. Aslında normal doğum ve sezaryen birer doğum şekli olup hiçbiri birbirinden üstün değildir. Sadece her iki doğum şeklinin de kendine ait avantaj ve dezavantajları vardır.

Doğumun nasıl olacağı ne zaman kesinleşir?

Gebeliğin son haftalarına doğru yapılan muayenede; bebeğin tahmini kilosu, pozisyonu, suyunun miktarı, eşinin yeri ve durumu, NST sonucu gibi faktörler değerlendirilerek karar vermeye çalışılır. Ancak normal doğum diye çıkılan yolda bile son ana kadar acil sezaryene alınma riski hep vardır.

Haberin Devamı

Eğer sezaryen planlı bir şekilde uygulanacaksa aceleci olmayın. Gebeliği bir an önce bitirmek, bebeğin doğum tarihini özel bir güne getirmek gibi sebepler ile bebeğinizi tehlikeye atmayın. Burada kararı doktorunuza bırakın ve ona güvenin. Beklenenden erken ve ağrı çekilmeden doğan bebeklerde ıslak akciğer denilen yeni doğan rahatsızlığı görülebilmektedir. Buna engel olmanın tek yolu geç sezaryen olmaktır.

Normal ve sezaryen doğumun avantaj ve dezavantajları anne ve baba adayları tarafından değerlendirildikten sonra, bu bilgilerin ışığında aile karar vermelidir. Burada annelerin normal doğuma bir engellerinin olup olmayacağı doğum öncesi mutlaka çok iyi değerlendirilmeli ve varsa hiç bekletilmeden sezaryene alınmalıdır. Bunun dışında yeterli bilgilendirme yapılır ve taktikler öğretilir ise ve anne adayı normal doğumu özümserse normal doğumun en güzel yol olduğu da ortadadır.

Tüm bu bilgiler ışığında “En kolay doğum şekli budur” diye hedef göstermek doğru değildir. Normal doğum insanlığın var oluşundan bu yana doğum için kullanılan ilk yöntemdir. Sezaryen, normal doğumun yapılamayacağı durumlarda anne ve bebek hayatı için ciddi fayda sağlayabilir. Ancak endikasyon dışı yani mecburi durum olmadan yapıldığı zamanlarda normal doğuma olan üstünlüğü kesindir demek de doğru olmaz. Anne ve baba adayının doktorlarının da vereceği bilgiler doğrultusunda karar vermesi ve kendi mucizelerine giden yolda kendileri için en uygun olan doğum yöntemini seçmesi en doğrusudur.

Haberin Devamı

En kolay doğum anne ve babanın beraber karar verip, kabullendiği ve hazırlandığı doğum şeklidir. Her annenin mucizesinin dünyaya geliş şekli ona özel ve ona kolaydır.

Sezaryen doğum zararlı mıdır?

Anne adaylarının en merak ettiği konuların başında “doğum şekli” gelir. Hatta öyle ki kadın doğum uzmanları doğum şeklini konuşmak için ilk haftaların çok erken olduğunu söylerken kimi anne adayları normal doğum, kimi anne adayları da sezaryen olmak istediğini çoktan dile getirir. Peki sezaryen doğum zararlı mıdır? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları sezaryen doğumla ilgili bilgi verdi.

Haberin Devamı

Doğum şüphesiz anne adayının hayatının en eşsiz deneyimlerden biridir ancak 40 haftalık uzun bir süreci keyifle geçirmek ve bu süreçte hem bebeğiniz hem de kendi sağlığınız için gebeliği adım adım takip edip, doktorunuzla doğum şekline karar vermeniz daha iyi olabilir. Sezaryen, bir veya birden fazla bebeğin doğmasını sağlamak için annenin karnında ve rahiminde kesik yapılmasını kapsayan cerrahi bir işlemdir. Özetle normal doğumun alternatifidir diyebiliriz. Sezaryen, tıbben gerekli olduğu durumların yanı sıra annenin ya da doktorların isteğiyle tercihen yapılabilir. Sezaryen operasyonu normalde 30 ila 40 dakika arasında süren ve son derece basit bir tekniği olan tam bir ameliyattır ve narkozun içerdiği tüm riskleri içermektedir. Sezaryenin en büyük avantajı bebek açısından riskleri en aza indirmesidir.

Avantajları:

• Sezaryen ile doğumda normal doğumda anlatılan bebeğe ait risklerin hemen hemen hepsi yok edilmektedir. Anne adaylarının büyük kısmı bu sebeple isteğe bağlı sezaryen olmaktadır.

• Sezaryen ile doğan bebeklerde doğum sonrası ilk birkaç gün solunum sıkıntısı ve solunum sayısında artma olasılığı biraz daha fazladır. Fakat bu durum normal doğum sonrasında da görülebilmektedir ve geçicidir.

Haberin Devamı

• Sezaryenda bebeğin doğum tarihini ve saatini kendiniz belirleyebilmektesiniz.

• Doğum yerinizi, odanızı belirleyip, doğuma gitmeden organize edebilmektesiniz.

• Doktorunuzu belirleyebilirsiniz.

• Doğum ağrısı çekmezsiniz.

• Normal doğumda olan vajinal yırtık riskiniz ortadan kalkar.

• Doğumdan sonra idrar kaçırma riski normal doğuma göre daha azdır.

Dezavantajları:

• Ameliyat iziniz olacaktır.

• Karın içi yapışıklık oluşması ve daha sonraki karın içi tüm ameliyatlarda artmış riskiniz olacaktır.

• Sonraki gebelikte rahimde doğum öncesi yırtılma riski olabilir.

• Bir daha normal doğuramayacağınız ön görülebilir.

• 3. sezaryenden sonra gebe kalmamanız ve doğurmamanız önerilir.

• Daha uzun hastanede yatarsınız.

• Doğum öncesi ve sırasında değil ama sonrasında ağrılarınız olacaktır.

• Karın bölgesi kesi yerinizde enfeksiyon riskiniz olabilir.

• Annenin normal yaşantısına dönmesi 1 hafta kadar sürebilir. Yardımsız doğrulması zor olabilir.

• Anesteziye bağlı komplikasyonlar da görülebilir. Anesteziden kaynaklanan riskler ve anesteziye karşı gelişen olası alerjik reaksiyonlar.

Tüm bu bilgiler ışığında sezaryen tamamen zararlı ya da yararlı demek doğru değildir. Normal doğumun yapılamayacağı durumlarda anne ve bebek hayatı için ciddi fayda sağlayabilir. Ancak endikasyon dışı yani mecburi durum olmadan yapıldığı zamanlarda normal doğuma olan üstünlüğü kesindir demek de doğru olmaz. Anne ve baba adayının doktorun da vereceği bilgiler doğrultusunda karar vermesi ve kendi mucizelerine giden yolda kendileri için en uygun olan doğum yöntemini seçmesi en doğrusudur.

Normal doğumun avantajları nelerdir?

Gebeliğin son haftalarına gelinmesiyle beraber anne ve baba adaylarının cevap vermekte en çok zorlandığı sorulardan birisi; hangi doğum şeklini seçecekleridir. Bu durum çiftlerin ortak karar vermesi gereken önemli bir konudur. Peki neden artık bu soruya direkt normal doğum diye cevap verilemiyor? Neden normal doğumdan kaçınılmaya başlandı? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları normal doğumla ilgili bilgilerini aktardı.

Günümüzde çiftler genellikle yakın çevrelerinin etkisi altına girmekte, internet ortamından arındırılmamış kirli bilgiye ya da yanlış bilgilere ulaşmaktadırlar. Abartılarak anlatılan doğum süreci ve sancıları, kötü deneyim geçirenler annelerin hikayeleri anne ve baba adayında anksiyete oluşturabilmektedir. Oysa ki her doğum farklıdır, herkesin hikayesi kendine özeldir. Normal doğum ve sezaryen birer doğum şekli olup hiçbiri birbirinden üstün değildir. Sadece her iki doğum şeklinin de kendine ait avantaj ve dezavantajları vardır.

Normal doğum, birçok kadının düşüncesinin aksine cesurca ya da radikal bir fikir değildir. Doğumu, medikal bir sorun olarak bakmaktan çok normal bir süreç olarak düşünmek kadınları gitgide normal doğuma daha da yaklaştırmaktadır. Düşük riskli hamilelik yaşayan birçok sağlıklı kadın; doğum tecrübesini başından sonuna kadar hissetme isteği, doğum prosesine güven duyma, kendi doğum yapma yeteneklerine güvenme, doğum acısıyla baş edebileceklerine duydukları güven, kullanılan tıbbi ilaçların anne ve çocuk için sahip olabileceği riski önleme isteği ile normal doğum seçmektedirler.

Gebeliğin son haftalarına doğru yapılan muayenede; bebeğin tahmini kilosu, pozisyonu, suyunun miktarı, eşinin yeri ve durumu, NST sonucu gibi faktörler değerlendirilerek karar vermeye çalışılır. Ancak normal doğum diye çıkılan yolda bile son ana kadar acil sezaryene alınma riski hep vardır.

Doğum şekillerinden normal doğumun avantajlarını bilmek çiftlerin gereksiz korkularından uzaklaşmalarına ve karar vermelerini kolaylaştırmaya yardımcı olacaktır. Normal doğumun avantajlarını şöyle sıralayabiliriz:

• Normal doğum yapan anne daha kısa sürede günlük hayatına ve aktivitelerine döner.

• Doğum sırasında rahim kasılmalarını sağlayan oksitosin hormonu ek olarak anne sütünün daha erken gelmesini sağlar.

• Daha erken dönemde bebeğini emzirir.

• Normal doğum sırasında bebeğin sıkışıp büzüşen akciğerleri soluk alıp vermeye daha hazır hale gelir ve bu sayede bebek daha rahat nefes alıp verir.

• Anne ve bebek arasında duygusal bağ daha erken kurulur.

• Normal doğum yapan anneler doğum sonrası enfeksiyon açısından daha az risklidir.

• Anne doğum sonrası kilolarından daha erken kurtulur.

• Doğumdan sonra hastanede daha kısa süre kalınır.

• Bebek doğum kanalından geçerken annesinin salgılarından bağışıklık sistemini koruyucu birtakım bakterileri edinir.

• Normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerin yoğun bakıma alınma riski daha azdır.

• Normal doğumda ameliyat olmadığı için anesteziye gerek duyulmaz.

Kolay doğum için ne yemeli?

• Doğum sürecini daha kolay geçirmek için kendinizi her açıdan hazırlamalısınız. Peki yediklerimiz doğum sürecinde bize nasıl kolaylık sağlayabilir? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları kolay doğum için tüketilebilecek besinleri anlattı.

• Gebelik serüveninin sonuna yaklaştık ve artık doğumu bekliyoruz! Kolay bir doğum yapmak her annenin macerasının sonunu güzel tamamlamak için önemli bir arzusudur. Hamilelik boyunca tüketilen besinler, hem gebelik sürecini daha rahat geçirmek hem de bebeğin sağlıklı gelişimi için oldukça önemlidir. Özellikle doğum zamanı yaklaştıkça anne adayının yediklerine her zamankinden daha fazla dikkat etmesi gerekir. Çünkü doğum sırasında enerjiye ihtiyacınız olacak ve bu enerjiyi yediğiniz gıdalarla depolamanız gerekecek. Bazı besinlerin doğumu kolaylaştırıcı etkileri bilimsel olarak kanıtlandığından, bunları tüketerek daha rahat bir doğum gerçekleştirmeniz mümkün!

• Hurma: Gebeliğin 37. haftasından sonra günde 3-4 tane hurma yenmesi, hem bolca vitamin içermesinden dolayı enerji verecek hem de oksitosin hormonu içermesinden dolayı annenin doğum esnasında rahminin kasılmasına yardımcı olarak daha rahat bir doğum geçirmesini sağlayacaktır. Hurma, aynı zamanda süt üretimini de arttırdığından, doğum sonrasında da tüketilmesi önerilir. Hurma yiyen kadınlarda doğum amacıyla hastaneye başvurduklarında rahim açıklığının daha çok olduğu, tıbbi müdahaleye ihtiyaç olmadan doğumun başlama oranının daha yüksek olduğu, doğumu hızlandırma yöntemlerine daha az ihtiyaç duyulduğu ve doğumun ilk aşamasının daha kısa sürdüğü düşünülmektedir.

• Su: Vücudun doğru bir şekilde çalışmasında inanılmaz faydaları olan su, doğum ağrıları başladığında da annelerin doğum sancılarını daha rahat atlatmalarına olanak tanıyor ve sürecin daha hafif geçirilmesini sağlıyor.

• Kurutulmuş meyveler: Kurutulmuş meyveler, tam bir enerji deposudur. Doğumdan önce annenin kurutulmuş meyve yemesi, doğum için enerji depolamasını sağlayacağı gibi doğumun daha rahat geçmesine de yardımcı olur. Annelerin doğumdan önce özellikle kurutulmuş kızılcık ve kurutulmuş kayısı tüketmesi sıklıkla önerilir. Omega-3 bakımından zengin olan kuruyemişlerin bebeğin zeka gelişimi üzerinde de inanılmaz etkileri bulunuyor. Sadece doğuma yaklaşırken değil, gebeliğin başından itibaren bolca kurutulmuş meyve tüketmeniz gerekiyor. Doğumdan önce özellikle ceviz, badem ve fındık doğum için sizi hazırlayacak ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

• Kalsiyum kaynağı yoğurt: Doğum esnasında ihtiyacınız olacak enerjiyi depolamanızı sağlayan bir diğer besin de yoğurttur. Dolayısıyla doğum öncesinde yoğurt tüketmeniz, enerji seviyenize olumlu katkılar sağlar ve doğumu daha rahat geçirmenize olanak tanır.

• Elma: Elma, lif yönünden oldukça zengin bir meyvedir. Elmanın içinde bulunan bor minerali, insana enerji vererek ayakta kalmasını sağlar. Zengin bir vitamin içeriğine sahip olma elma, vücudunuzun güçlenmesi için bire birdir. Doğum zamanı yaklaşan kadınların, gün içinde en az bir kere elma yemesi önerilir.

• Tropikal meyveler: Ananas, mango ve papaya gibi tropikal meyvelerde bulunan bromelain isimli enzimin rahim ağzını yumuşatma etkisi olduğu düşünülmektedir. Ancak bu meyvelerin etkisi hakkında halen çok az bilimsel araştırma mevcuttur. Meyvelerden çok yemek bağırsakları yumuşatıp rahmin kasılmasına da neden olabileceği gibi işe yaramayıp ishal de yapabilir. Meyvelerin etkili olması için taze olarak yenmesi, kavanozlu ya da konserve versiyonlarının tercih edilmemesi gerekir.

Kolay doğum yapmanın yolları nelerdir?

• Her anne için özel bir an olan doğum zaman zaman anne adaylarında strese sebep olabilmektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları, doğumun daha kolay geçmesi ve doğum stresini azaltmak için yapılabilecekler hakkında bilgi verdi.

• Her kadının kendine özel hikayesidir doğum. Mucizenin hayat bulmuş, bedene bürünen halidir. Bu inanılmaz deneyim ve dünyaya sağlıklı bebek getirebilme isteği anne adayına ciddi bir sorumluluk yükler. Anne adayının kaygıları artar. Doğru beslenme, egzersiz, düzenli kontroller... Kadın yapılması gereken her şeyi gerektiği gibi yerine getirse de etrafından olumsuz deneyimleri duymak bile tedirgin olması için yeterlidir. Özellikle doğumun yaklaştığı son aylarda biriken tüm bilgi ve endişelerle birlikte bu güzel serüvenin bir an önce bitmesi beklenir. Doğum 40 haftalık hamilelik serüveninin bir ödülüdür. Özellikle ilk doğumda rahat olmak önemlidir. Bazı kadınlar, olumsuz bir doğum deneyiminden sonra, ikinci çocuk için cesaretlerini kaybetmektedirler. Bu durumun oluşmaması ve rahat bir doğum için psikolojik olarak hazır olmak önemlidir.

Kendinizi hazırlayın

• Zor doğum hikayeleri, abartılan doğum sancıları, yaşanan bazı sorunların farklı anlatımları farkında olmadan ‘doğum korkusu’ olarak yerleşebilir. Her gebelik farklı bir hikaye ve farklı bir deneyimdir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar olumlu olmaya çalışın. Zihninizi temizleyin, çevrenizdeki insanların zor veya başarısız doğum hikayelerini dinlemeyin, endişelerinizi başkalarıyla değil doktorunuzla paylaşın. Gerekirse psikolojik destek almaktan çekinmeyin.

Hamilelik ve doğum konusunda bilgi edinin

• Doğumla ilgili kurslara gidin, prova yapın. Doğumla ilgili okuyun, Okumak ve bilgilenmek sizi kaygı ve korkularınızdan uzaklaştıracaktır. İlk aylardan itibaren hamileliği ve doğumu öğrenmeye çalışın. Başarılı doğum hikayeleri okuyabilir, konu hakkında film ve videolar izleyebilirsiniz.

Egzersizle vücudunuzu güçlendirin

• Egzersiz vücudunuzu güçlendireceği gibi ruhen ve bedenen kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Hekiminizin onaylayacağı uygun egzersizleri düzenli olarak yapmaya çalışın. Bacak, karın ve sırt kaslarınızın güçlenmesini sağlayacağı için yürüyüş ve yüzme tercih ya da yoga ve pilates de tercih edebilirsiniz. Doğumdan önce gevşeme egzersizleri yapın, nefes egzersizleri sıkıntılı durumlarla baş etmenizi kolaylaştıracaktır.

Doğum için bir hastane seçin

• Doğumdan önce, doğum yapacağınız hastaneyi ziyaret etmek ve doğum yapacağınız hastanenin yakın olması sizi daha da rahatlatacaktır.

Eşinizin doğuma katılmasını sağlayın

• Eşinizin yanınızda olması sizi psikolojik açıdan rahat ve güvende hissettirir. Bazı babalar için karısının acı çektiği ana şahitlik etmesi güç olabilir. Ancak aile kavramının gelişmesine katkıda bulanacağı için babanın da doğuma katılması yarar sağlayacaktır.

Doğum kendiliğinden başlamasını bekleyin

Gebeliğin ilerlemesi ile birlikte sabırsızlık, merak ve heyecanla birlikte stres düzeyi artsa da sakin kalmaya özen göstermeye çalışın. Doğum kendiliğinden başladığında çok daha kolay olacağı için, tıbbi bir engel yoksa doğumun kendiliğinden başlamasını bekleyin. Bu noktada hekiminizin tavsiyelerini mutlaka dinleyin. Ancak doğumu başlatmak için; yürüyüş yapmak, merdiven çıkmak, cinsel ilişki, göğüslerin uyarılması, pilates topu üzerinde kalçanızla yapacağınız dairesel hareketler kısmen işe yarayabilir.

Sancılar başladığında yatakta kalmayın

• Ayakta kalarak veya yürüyerek yerçekiminin de etkisiyle bebeğin aşağı inmesine yardımcı olabilirsiniz. Bir pilates topu üzerinde hareket etmek, yürümek, sallanmak, çömelmek, öne doğru yaslanma pozisyonları ve beraberinde sırt masajlarını da rahatlamak için kullanabilirsiniz. Aktif olmak kasılmaları da çok daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır.

Doğum sırasında yanınızda sakin biri olsun

• Daha önce hamilelik yaşanmış bile olsa doğum kaçınılmaz olarak stres yaratacaktır. Önemli olan bu stresi kontrol edebilmektir. Etrafınızda size destek olmak için bulunan kişilerin gerginliğinin de sizi olumsuz etkileyeceğini unutmayın. Bu nedenle yardım için sakin yapıda bir kişiyi tercih edin.

Doğum yöntemleri hakkında önceden bilgi edinin

• Tercih edilecek doğum yöntemi için tek doğrudan söz etmek zordur. Her kadının kendine özel bir hikayesi ve bir doğum şekli vardır. Elbette doğal ve sağlıklı olanı normal bir doğumdur. Ancak bazı tıbbi durumlarda sezaryenin gerekebileceğini unutmayın. Hekiminizin sizi en doğru olan yöntem konusunda bilgilendireceğine ve uygulayacağına inanın.

Annenizle kendi doğumunuzu konuşun

• Anneler, doğum konusunda deneyimlerinden dolayı rahatlatıcıdırlar. Annenizle kendi doğumunuzu konuşarak bilgi alabilirsiniz. Ayrıca sizinle ilgili bilmediğiniz, mutlu anıları öğrenmek sizi iyi hissettirecektir.

Doktorunuzla doğumla ilgili kaygılarınızı paylaşın

• Hekiminizin sizin kaygı düzeyini anlaması ve sizi rahatlatacak bilgiyi verebilmesi için onunla konuşun. Doğumdan önce soru işaretlerinizi mutlaka azaltın.

Doğumdan sonra kucağınıza alacağınız çocuğun hayalini kurun

• Bebeğinizin ilk ağlaması, ilk bakışmanız, ona ilk dokunuşunuz... Bunların hayalini kurmak hem hamileliğin hem de doğumun kolay geçmesini sağlar. İmajinasyon çalışması denilen bu hayal kurma çalışması birçok psikolojik sıkıntıda işe yaramaktadır. Doğumda da kuşkusuz işe yarayacaktır.

• Gebeliğin ve doğumun sağlıklı bir süreç olduğunu unutmayın

• Kadınlar insanlığın var oluşundan bu yana doğurur. Bu kadının doğasında olan bir durumdur. Günümüzde ise bilgi arttıkça ne yazık ki korkular da artmakta bu doğal süreç anormal karşılanmaktadır. Bu gerçeği gözden kaçırmayın.

• Doğum öncesi güncel yaşantınıza devam edin

• Hayatınızın akışını bozmayın. Kendinizi aşırı sakınmaya kalkarsanız, doğal bir durum olan doğum; sizin zihninizde giderek daha büyüyecektir.

Doğumdan önce maddi konularda eşinizle konuşun

• Doğumdan önce hem hastane masrafları hem de bir süre çalışmayacağınız için birikimlerinizi eşinizle gerçekçi bir şekilde değerlendirin. Masraflar konusunda hekiminizden ve hastaneden bilgi alın. Doğum sürecinde bir de bunları düşünmek durumunda kalmayın.

Epidural Doğum Nedir?

• Doğum annelerin en güzel deneyimlerinden biri olsa da pek çok anne adayı doğum sancılarının çok şiddetli olacağını düşünerek gerginlik yaşar. Bu gibi durumlarda adını sıkça duyduğumuz epidural doğum nedir? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları epidural doğumu anlattı.

• Bebeğin ismi, odası, kıyafetleri hatta ilk oyuncakları bile hazır. Ama halen nasıl doğum yapmak istediğiniz ve bazı konular net değil. Doğum sancısı kafanızda büyük bir soru işareti! Hem anne hem bebek sağlığı için kolay bir doğum herkesin temennisi. Bu sebepler ile anne adayı normal mi sezaryen ile mi doğuracağı konusunda halen tereddütte olabilir. Normal doğumda anne yaşayabileceği ağrı sebebiyle, sezaryen doğumda ise bebeği doğduğu anda onu göremeyeceğini düşündüğü için hangi yöntemi seçeceği konusunda kararsız kalabilir. Ancak sağlık koşulları uygun olduğu müddetçe, epidural analjezi ile normal doğum ağrısız olarak gerçekleştirilebileceği gibi, zorunlu sezaryen doğumda da bebeği dünyaya geldiği anda görmek mümkün olur.

Epidural normal doğum nedir?

• Epidural, ağrının hissedilmesini engelleyen bölgesel bir anestezidir. Belde bulunan epidural boşluğuna lokal anestezi yapılarak gerçekleştirilir. Bu işlemin ağrılarınızı gidermesi ortalama 5 ila 30 dakika arasında sürebilir. Anestezi etkisindeyken ağrı hissetmeseniz de kasılmaları hissedebilir ve gerektiğinde ıkınarak bebeğinizi doğum kanalına itebilirsiniz. Ancak anestezi türüne bağlı olarak doğum esnasında yürüyemeyebilirsiniz. Ancak doğum sonrasında yürümede herhangi bir zorluk oluşmaz.

Epidural sezaryen doğum nedir?

• Sezaryen doğum gerçekleştirmeniz bebeğinizin ilk ağlayışını duymanıza engel değildir. Epidural anestezi ile doğum esnasında uyanık olursunuz. Bebeğiniz doğduğu anda onunla ten tene temas gerçekleştirebilirsiniz. Bilinciniz açık olacağı için eşiniz de yanınızda bulunarak bu heyecanı birlikte yaşayabilirsiniz.

Epidural doğumun avantajları nelerdir?

• Prenses doğum olarak da adlandırılan bu doğum yönteminin avantajları şunlardır:

• Bilinç açıkken gerçekleştirilen en ağrısız doğum yöntemidir, Sağlık sebepleri dolayısıyla mecburi olarak sezaryen doğum gerçekleştirilse bile bebeği doğduğu anda görme imkanı sağlar, Anestezi sadece belirli bir bölgeyi etkiler, bu nedenle doğum sırasında uyanık olunur, Doğum başladıktan sonra sezaryene gerek duyulursa ya da doğum sonrası tüp bağlatmak istenildiği zaman yerleştirilmiş olan epidural anestezi bu işlemler için kullanılabilir.

Epidural doğumun riskleri nelerdir?

• Epidural doğumun dezavantajları ise şunlardır:

• Doğumu takip eden 24 ila 48 saat içerisinde baş ağrısı hissedilebilir, Düşük bir ihtimalle cilt enfeksiyonu geçirilebilir, Epidural için kullanılan ilaçlar kan basıncınızı geçici olarak düşürebilir, bebeğinize kan akışını azaltabilir ve onun kalp atış hızını yavaşlatabilir, Doğumun ikinci evresi olan itme aşamasının uzamasına sebep olabilir, Bazı durumlarda doğuma forseps ya da vakumla devam edilmesi gerekebilir.

Epidural anestezi bebeğinizi etkiler mi?

• Yapılan araştırmalar, bu doğum yönteminin bebeğin sağlığını olumsuz açıdan etkilemediğini göstermektedir. Ancak doğumdaki birçok faktör yenidoğanın sağlığını etkileyebilmektedir. Verilen ilacın dozajı ya da doğum süresi gibi faktörler her bebekte farklı etki gösterebilir. En sık görülen yan etkisi hipotansiyon yani düşük tansiyondur. Yüksek dozda ilaç verildiği zaman bu durumla karşılaşılabilir. Tedavi edildiği takdirde anne ya da bebek üzerinde olumsuz bir etki bırakmaz.

• Hangi doğum yöntemini seçerseniz seçin doktorunuza sağlık koşullarınız hakkında bilgi vermeyi ve anestezi uzmanının tavsiyesini almayı ihmal etmeyin.

Serpil Dokurel - Posta.com.tr