Pazar Postası Sosyetenin yabancı ve oyuncu gelini
Paylaş
Sosyetenin yabancı ve oyuncu gelini

Lucia Oskerova Özer, Kanadalı oyuncu. Dünya tarafından ilgiyle izlenen 'Very Bad Men', 'Smalville', 'Battlestar', 'Galactica', 'The Guard' gibi birçok dizide rol almış.

Röportaj: Suna Akyıldız
sakyildiz@posta.com.tr

Haberin Devamı

15 yaşında modellik yapmaya başlamış. Stevan Segal’in başrolünü oynadığı ‘Driven to Kill’ filminde bir mafya babasının kız arkadaşı rolüyle sinemaya geçiş yapmış. Hızla yükselirken bir anda kendini Türkiye’de bulmuş. Onu Türkiye’ye getiren neden; aşk... Kanada’da yaşayan Lucia’nın hayatı madenci iş adamı Aslan Özer’le tanışınca değişmiş. Aşk onu önce nikah masasına oturtmuş, sonra İstanbul’a getirmiş... Türkiye’de yaşamaya karar veren çift, aradıkları yalıyı bulana kadar Swissotel’in rezidansında yaşayacak.

Bu kadar başarılı işlerde yer alırken insan neden ülke değiştirir?

Aşık olur! Doğru adamı bulursun ve evlenirsin. Bu arada kariyerimi bırakmış değilim. Hala orada ajansım var ve gidip geliyorum. Yurtdışındaki ajansımla çalışmaya devam ediyorum. Hatta geçenlerde Kanada’daki ajansımdan bir teklif aldım. Bir dizi teklifi. Bir hastanenin acil bölümünde yaşananlar anlatılıyor. Biraz medikal içerikli. Malesef teklifi kabul edemedim. Çünkü çok uzun süre devam edecek bir dizi. Kabul etseydim eşimle ilişkimi çok olumsuz etkileyecekti. Yurtdışında sinema filmi tekliflerine açığım. Sonuç olarak 2-3 ayda bitiyor.

Haberin Devamı

Türkiye’den gelen teklifler var mı?

Şu anda Türkçe öğreniyorum. Burada çok popüler bir film endüstrisi var. Tümay Özokur’la anlaştım. Menajerliğimi Tümay Hanım yapıyor.

Türk dizilerini takip ediyor musunuz?

‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ ve ‘Kuzey-Güney’ dizisini izledim. Hepsi de çok güzel ve başarılı diziler. Film olarak da Fetih 1453’ü izledim. Tarihi dizi ve filmleri seviyorum. Çok ilgimi çekiyor. Hepimiz tarihten çok şey öğrenebiliriz. Çok büyüleyici. Seni alıp başka bir zamana götürüyor. Türkler özellikle çok zengin bir tarihe sahip. Kanada ile karşılaştırdığımızda Kanada’nın çok daha yeni bir tarihi var. Çok güzel bir ülke ama Türkiye gibi zengin bir tarihe sahip değil.

Türkiye’ye daha önce gelmiş miydiniz?

Türkiye’ye geçen yıl hem tatil yapmak hem de eşimin ailesiyle tanışmak için gelmiştim. Bir yıl sonunda buraya taşınmaya karar verdik. Eşim beni İstanbul’da yaşamaya ikna etti. İstanbul’un tadını çıkartıyorum. 3 aydır da Türkçe dersleri alıyorum.

Haberin Devamı

İstanbul’a yerleşirken zorlanmadınız mı?

Aile benim için çok önemli. Evlendim ve mutluydum. Kalbimin sesini dinledim. Hiç pişman değilim. Aslan’ın ailesi beni o kadar güleryüzle ve sevgiyle karşıladı ki hiç yabancılık çekmedim. Ve Aslan o kadar sevgi dolu biri ki; bana o zorluğu hissettirmiyor.

Aileniz nerede yaşıyor?

Bir kısmı hala Kanada’da, bir kısmı da Slovakya’da yaşıyor.

Modellikten, oyunculuğa geçmişsiniz. Modellikte de bir kariyer yapabilirmişsiniz oysa...

Modellik yapmak aslında hiç aklımda yoktu. Modelliğe de başlarken ailem biraz tedirgin oldu. Çünkü eğitimim konusunda çok hassaslardı. Ailemi ikna edip izin alarak modelliğe başladım. 16 yaşındaydım ajansım beni Paris’e götürmek istedi. Annem eğitimimin daha önemli olduğunu söyleyerek gitmeme izin vermedi. Ben de gitmedim. Modelliği çok seviyorum. Modellik size bedeninizi daha da sevdiren bir meslek. Modellikten önce uzun bacaklarımın olmasının bir önemi yok gibiydi. Modelliğe başladıktan sonra uzun bacakları sevdim. Ama oyunculuk benim iç dünyam. İçimdeki birçok kadını oyunculukla sergiliyorum. Bu iş benim ruhumu yansıtıyor. Modellikten çok daha derin bir deneyim. Bu işi yapabilmek için Los Angeles’ta uzun süre oyunculuk eğitimi aldım.

Haberin Devamı

Peki asıl eğitiminiz nedir?

İç mimarlık okudum.

‘Very Bad Men’ dizisiyle oyunculuğa başlamışsınız...

Evet. Onun da çok ilginç bir hikayesi var. Reklam çekimlerine gittiğim bir cast çekiminde bu teklif geldi. Dünya çapında izlenen bir dizide rol aldığım için mutluyum.

Türkiye’de takip edilen dizilerde de rol almışsınız?

Evet takip ediyorlarmış. Buradaki arkadaşlarım söyledi. Mesela ‘Battlestar Galactica’, ‘The Guard’, ‘Smalville’ gibi diziler burada çok izleniyormuş.

Aslan Bey’le tanışmadan önce hayatınıza nasıl birinin girmesini hayal ediyordunuz?

Açık fikirli ve anlayışlı, beni destekleyen birinin girmesini istiyordum. Çünkü yaptığım iş kolay bir iş değil gerçekten. Arkadaşlarımız Aslan’la iyi bir ikili olacağımızı düşünüyorlardı. Ben de onu tanıdıktan sonra buna emin oldum. Aslan dünyayı dolaşmış. Birçok dil konuşuyor. Bana yaşam alanı veriyor ve benim bu işe devam etmemin benim mutluluğum için olduğunu biliyor. Onu tanıyana kadar hiç Türk arkadaşım olmamıştı.

Haberin Devamı

İlk buluşma nasıl geçti? Heyecanlı mıydınız?

Yemeğe gelmedi. Çok moralim bozuldu. Bir daha Aslan’ın adını duymak istemediğimi söyledim.

Sonra?

Ertesi gün arayıp özür diledi. O kadar kibardı ki. Acilen Almanya’da gitmek zorunda kaldığını söyledi. İşin aciliyetinden buluşacağımızı unutmuş. Sonra uzun telefon konuşmalarımız başladı. Sabahlara kadar telefonda konuşuyorduk. Flört dönemimizin büyük bir bölümünü telefonda geçirdik. Çünkü sürekli iş için seyahat ediyordu.

Telefonda aşk başladı yani?

Evet. Bir gün “Yanıma gel. Burada olmanı istiyorum” dedi. O sırada Jeff Bridges’in oynadığı ‘Tron Legacy’ filminden teklif gelmişti. Tron Legacy filminin çekimleri başlayacaktı. İlk uçakla Aslan’ın yanında buldum kendimi.

İnanılmaz!

Gerçekten öyle... Aslan işleri yüzünden o kadar yoğundu ki; uzun süre oradan oraya birlikte seyahat ettik.

Türk erkekleri kıskançtır. Oyunculuğunuza yasaklar getirmedi mi?

Ben zaten oyunculuğumda öyle çok ileri gidecek rollerde oynamam. Mesela bir öpüşme sahnesi olduğu zaman eşim o sahneyi izlemek istemediğini söyledi. Bundan daha ileri de gitmeyi düşünmem zaten. Bu işi yapan çok insan var ve bunun bir iş olduğunu biliyor. O benim işime çok saygı duyuyor. Ben de onu üzecek bir şey yapmak istemem.

Eşinizin oynamanızı istediği roller var mı?

Benim prenses gibi tatlı rollerde oynamamı ister. Beni öyle görüyor çünkü. Belki de masum görüntümdendir. Ama bir aktrist için ters köşe rollerde oynamak daha eğlenceli.

Türk aktörlerden kimleri beğeniyorsunuz?

Kıvanç Tatlıtuğ ve Halit Ergenç bana göre büyük karizmaya sahipler. İkisi de yurtdışında kesinlikle şanslarını denemeliler. Bunu aynı şekilde Demet Evgar için de söyleyebilirim. O da çok iyi oyuncu.

Artık yurtdışından gelen oyuncular burada şansını deniyor gibi...

Evet doğru. Meryem Uzerli ve Wilma Elles mesela Türkiye’de çok şöhret oldular. Meryem Uzerli çok tatlı. Sultanlık ona çok yakışmış. Sanki o yüzyıldan fırlayıp karşımıza gelmiş gibi. Oynadığı rolün hakkını veriyor. Wilma Elles’le Türkiye’de tanıştık. O da çok başarılı. Hatta bazen onu izlerken korkuyorum. İyi rolünü herkes çok rahat oynar. İkisinin de kötü karakteri oynuyor olması onların oyunculuklarını daha ön plana çıkartıyor. Türkiye’de yabancı oyuncu olmak avantaj.

Hiç estetik yaptırdınız mı?

Tamamen orijinalim!

Sosyetik davetlerin vazgeçilmezleri arasına girdiniz. Bu oyunculuğunuzu olumsuz etkilemez mi?

Türkiye’de yeniyiz. Birçok insanla tanışıyoruz, sosyalleşiyoruz. Amacım sadece sosyete dediğiniz sınıftan biriymiş gibi görünmek değil. Ben bir aktristim. Aileme ve kariyerime odaklı yaşıyorum. Eşimin işinden dolayı onun yanında olmam gerekiyor. Onu desteklemem gerekiyor. Onunla davetlere tabii ki gitmem gerekiyor. Aynı zamanda hızlı bir şekilde Türkçe dersleri alıyorum.

Zamanınız nasıl geçiyor burada?

Geçen sene Türkiye’ye tatile geldiğimizde Aslan hemen hemen her yeri gezdirdi bana. Ama İstanbul’a geldiğimizden beri çok çalışıyor. Kendisini takdir ediyor ve destekliyorum. Ama aynı zamanda da özlüyorum. Şu anda sabırlı davranıyorum. İleride benim işim olduğunda o da bana aynı anlayışı gösterecektir diye düşünüyorum.

Eşiniz sizi kıskanıyor mu?

Her ilişkide kıskançlık vardır. Ben de onu kıskanıyorum o da beni. Ama birbirimizi kısıtlamaya başladığımız noktaya gelirsek durum ikimiz için de zorlaşır. Bizim kıskançlıklarımız tatlı kıskançlıklar.

Türk yemekleriyle aranız nasıl? Alışabildiniz mi?

Muhteşem yemekler var. İkimiz de geçen yıl tatil için geldiğimizde kilo aldık. Seçenekler çok fazla. Farklı mezeler. Her biri muhteşem. Yememek için kendimi tutmaya çalışıyorum. Bu aralar mantıya takmış durumdayım. Eşimin annesi inanılmaz bir aşçı. Bizim için her gün 5-6 çeşit yemek yapıyordu. Döner dönmez egzersiz yapmaya başladık.

( 15.07.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır )