Ergin, Dörtyol Adliye Sarayı’nın açılışının ardından gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı açıklamada, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum hakkında soruşturma açılması için izin talebiyle ilgili olarak, soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verdiklerini belirterek, "Bu sözlerinden dolayı soruşturulmayacak" dedi.

Ergin, gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay cezaevi koşulları ile ilgili olarak da "Bununla ilgili açıklama ve değerlendirmeler yaptık. Bu cezaevleri hem yurt içi hem yurt dışı kurumlar tarafından denetlenmekte. Türkiye’deki tüm cezaevlerimizdeki standartlar oralarda da söz konusu. Kendilerine ayrı, özgü ne zorlaştırma ne kolaylaştırma söz konusu değil. Bu anlamda bizim ceza infaz kurumlarının standartlarını taşıyor orası da. Ayrı kalmayı kendi dilekçeleriyle kendileri talep etmişlerdir. 2’si dışında başka biri ile kalmak istemediklerini ifade etmişler. Dolayısıyla gerçekler bunlardır. Onun ötesindekiler maalesef bilgi kirliliğinden öteye geçmemektedir" diye konuştu.

Sadullah Ergin, basın yasasıyla ilgili bir soruya "Ayak üstü değerlendirilecek bir konu değil, değişik boyutları var. Yasadışı dinlemelerin cezasını artıran düzenlemeler var yasanın içinde. Basın mensuplarını çokça rahatsız eden, taciz eden ve en çok soruşturma gördükleri maddelerde iyileştirmeler yapılmak suretiyle basın çalışanlarını rahatlatacak düzenlemeler var" yanıtını verdi.

Ergin, NTV’nin canlı yayınında ise Nedim Şener ve diğer gazetecilerin tutukluluk halleriyle ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi:
"Ergenekon kapsamında şu anda 50-60 tutuklu ya vardır ya yoktur. Türkiye’de 55 bine yakın tutuklu var. Bunun yaklaşık 5’te de biri hükmen tutukludur. Nedir hükmen tutuklu; mahkemesi kararı vermiş ama temyizde bekleyen tutuklular. Bu çok önemli rakamdır. Eğer hükmen tutuklular olmasa Türkiye’deki tutuklu sayısı Avrupa standartlarına yaklaşmış durumda. Hükmen tutuklular, bizde tutuklu sayısını artırıyor. Bunun da tedbirlerini alıyoruz. Tutuklulukta uzun süreler de kısalacak."

İnsanların hürriyetlerinin ellerinden alınmasının hiç kimseyi mutlu etmeyeceğini ifade eden Ergin, şöyle devam etti:
"Bu gelişmelerden insanlık adına ben de üzüntü duyuyorum. Bir trafik kazasında tutuklanan kişi için de üzülürüm, hangi nedenle olursa olsun cezaevine düşenler için de üzülürüm, bu insanı reflekstir. Ancak, bir de kamu otoritesi açısından, adalet duygusunun tatmin edilmesi açısından yasaların suç olarak belirlediği faaliyetleri yapanların, yaptıklarının karşılığını görmesi de toplumsal barış açısından zorunluluktur. Gerçekten evrensel adaletin tesis etmesi için gayret sarf etmeliyiz. Yargılama sürelerinin kısaltılmasıyla birlikte bu şikayetler azalacaktır diye düşünüyorum."