Gündem Suriye'de El Bab'da savaşıyorlar, Türkiye'de FETÖ'den yargılanıyorlar

Suriye'de El Bab'da savaşıyorlar, Türkiye'de FETÖ'den yargılanıyorlar

Paylaş
Suriye'de El Bab'da savaşıyorlar, Türkiye'de FETÖ'den yargılanıyorlar

15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Anadolu Yakası'ndaki Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri gerekçesiyle haklarında üçer kez ömür boyu hapis istenen 28'i tutuklu 34'ü tutuksuz toplam 62 asker hakkında açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Bazı tutuksuz sanık erlerin halen TSK'nın Suriye'deki El Bab Operasyonu'nda görev yaptığı öğrenildi!

Darbe girişimi gecesi İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri gerekçesiyle 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan 28'i tutuklu 34'ü tutuksuz toplam 62 askerin yargılanmasına başlandı. Mahkeme Başkanı, tutuksuz yargılanan ve duruşmada hazır bulunmayan bazı erlerin El Bab Operasyonu'na katıldıklarından yurt dışında bulunduklarını, bu nedenle onlara tebligat yapılamadığını belirtti.

KİMLİK TESPİTİ 1 SAAT SÜRDÜ


Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin ise tutuksuz yargılandığı 62 sanıklı davaya Silivri Cezaevi Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda başladı. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu yargılanan 28 rütbeli asker ile tutuksuz yargılanan 34 erden 15'i katıldı. Sanıkların kimlik tespiti yaklaşık 1 saat sürdü.



HER İKİ SAATTE BİR ARA VERİLDİ


Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, kimlik tespitinin ardından iddianamenin özetleneceğini, ardından da tutuklu sanıkların sorgusuna geçileceğini belirterek, duruşmaya da 2 saatte bir 15'er dakikalık ara verdi.

TUTUKSUZ ERLERİN BAZILARI EL BAB OPERASYONU'NDA


Mahkeme Başkanı Öztürk, tutuksuz yargılanan erler için görev yaptıkları Nurettin Baransel Kışlası 2. Zırhlı Tugayı'na tebligat çıkardıklarını, gelen yanıtta tebligat çıkarılan erlerin bazılarının El Bab Operasyonu'na katıldıkları için yurt dışına gittikleri, sınır dışına tebligat yapılamayacağı için duruşmaya gelmeyen tutuksuz sanıklara ikinci tebligatın yapılmadığını söyledi.

Başkan Ali Öztürk, iddianameyi okumaya başladı. İddianamenin okunmasının ardından sanıkların sorgusuna geçilmesi bekleniyor.

5 SANIĞIN SORGUSU YAPILDI

28 rütbeli askerin tutuklu, 34 erin ise tutuksuz yargılandığı davanın ilk gününde tutuklu yargılanan 5 sanığın sorgusu yapıldı. Sorgusu yapılan tutuklu sanıklar, terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen’e götürüldüklerini, darbe girişiminden haberdar olmadıklarını söyleyerek suçlamaları kabul etmediler. Tutuklu Uzman Erbaş Selami Göktürk, aynı tankta görev yaptığı Fatih Daş’ın silahını istediğini belirterek, "Silahımı şakağına dayadı ve intihar etti" dedi.

Suçlamayı kabul etmediğini belirten tutuklu sanık Uzman Erbaş Yüksel Özdemir, 15 Temmuz’da saat 16.00’da tabur komutanın geldiğini, kışlaya terör saldırısı olacağını ve kışlayı terk etmenin yasak olduğunu söylediğini belirterek, "O şekilde beklemeye başladık" dedi.

'TERÖR SALDIRISI VAR DEDİLER'


Özdemir sorgusunda şunları söyledi:

"Akşam Sinan Astsubay Sabiha Gökçen’e terör saldırısı olacağını, oraya gidileceğini söyledi. Cephanelikten cephe alıp 22.00 sularında zırhlı araçlarla bölükten çıktık. Ben zırhlı muhabere aracındaydım. Araçta kimin olacağını sabah saatlerinde araç komutanı seçmiş. Sabiha Gökçen’in yakınlaştığımızda halkın biriktiğini gördük. ’Ne yapıyorsunuz, darbe mi yapıyorsunuz’ dediler. Terör saldırısı nedeniyle geldiğimizi söyledik. Tepki gösterdiler, biraz geriye gittik. Ateş açmadık. Polisi bekleyeceksiniz dediler, saat 03-04 gibi polis geldi. Kimseye silah çekmedik, kimseye silah doğrultmadık. Pazarlık yapmadık, direnmedik. Polisler gelince silahlarımızı verdik, teslim olduk. Daha önce hiç böyle bir terör operasyonuna iştirak etmedik."


'KARŞIMIZDA FETÖ’YÜ BULACAĞIMIZI SANIYORDUK'


O gün İstanbul’un çeşitli yerlerinde terör eylemi nedeniyle kışlada bekletildiklerini öne süren tutuklu Astsubay Yusuf Yaylaz, "Piyade Yarbay Fatih Karakaya bizi bölüğümüzde topladı. Orada cephaneliğe gidip mühimmat almamızı istedi. Mühimmatları aldık. Fatih Karakaya, terör saldırısı olacağını söylemişti. ZMA (Zırhlı Muhabere Aracı) ile kışladan çıkış yaptık. Sabiha Gökçen’e vardık. Sabiha Gökçen’in ana nizamiyesinin orada halk durdurdu bizi. Ne olduğunu anlayamadık. Bu sırada eşimden mesaj geldi, boğazların kapatıldığını yazıyordu. ’Kimin yaptığını’ sordum, ’FETÖ yaptı’ dedi. Biz de karşımızda FETÖ’yü bulacağımızı sanıyorduk, halk çıktı. Burada ne işiniz var diye sorular sormaya başladılar. Terör saldırısı olacağını söyledik. Tepki gösterdiler. O durumdan kurtulmak için polisi aradık, teslim olacağımızı söyledik. Polisi beklerken şarjörlerimizi çıkardık. O şekilde teslim olduk."

15 Temmuz günü kışlada olduklarını, saat 21.30 sıralarında Fatih Kaya’nın kendisini aradığını, bunun üzerine garaja gittiğini söyleyen tutuklu Uzman Erbaş Yavuz Türk, "Tüm bölük komutanları oradaydı. Silah ve mühimmat almamız istendi. Kesinlikle kafamıza göre gidip silah aldığımız yok. Sabiha Gökçen’e terör saldırısı olacağını, malzememizi almamızı istediler" dedi.


'SABİHA GÖKÇEN'E GİDENE KADAR KİMSE BİR ŞEY DEMEDİ'


Mühimmatı aldıktan sonra LAND aracına binerek ana nizamiyeye doğru hareket ettiklerini söyleyen Yavuz Türk, "Sabiha Gökçen’e gidene kadar kimse bir şey demedi. Telefonla arayarak da kimse bir şey demedi. Havaalanına 1 km kala trafik tıkandı. Halk birikmişti. Hiçbir olay görmedik. Halk bize soruyor, biz de terör saldırısı olduğu için geldiğimizi söylüyoruz. Böyle bir hain darbe girişimi içinde olmayacağımı söyledim. Terör saldırısı olduğundan dolayı geldiğimizi söyledik" dedi.

"KIŞLAYA DÖNMEYİN"


Sonra Sabiha Gökçen’e gitmeden geri döndüklerini söyleyen Türk, "Orhanlı fidanlığa geldik. Mahallemizde bulunan fidan satan işyerine gittik, 03.00’a kadar burada bekledik. Fidanlıkta televizyonda açıklama gördük. Alt yazıda terör saldırısı olmadığını gördük. Komutanımıza söyledik, bunun içinde olmayacağımızı söyledik. Bize, kışlaya halkın geldiğini, emniyetinizi sağlayın birliğe dönmeyin dedi. Serkan Bozkurt ve Fatih Uzman’ın akrabaları yakındı. Aradılar. Fatih Uzman’ın akrabaları geldi, oraya gittik. İki aracı fidanlığın orada emniyetli bir yere park ettik. Sabah 10-11 gibi kışlayı aradık, ’kışlaya geri dönün’ dediler. Durumu anlattık, silahları teslim ettik" dedi.

Tutuklu Uzman Erbaş Selami Göktürk’e, sanık olmasının tek nedeninin bölük içindeki en iyi nişancı olması olduğunu, Sabiha Gökçen’e giden tanka da nişancı olarak bindiğini belirterek suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, sanık Göktürk’e, olay günü intihar eden Fatih Daş’ın, Yarbay Şakir Çınar ile tartışıp tartışmadığını sordu. Fatih Daş ve Şakir Çınar arasında bir tartışma görmediğini söyleyen Göktürk, Fatih Daş’ın tankın içinde iken silahını istediğini, "Fatih Daş’ın silahları topladığını düşünerek silahımı verdim. Şakağına dayadı ve intihar etti" dedi. Göktürk, Daş’ın kanının üzerine akması ile bayıldığını kaydetti.

Başkan Ali Öztürk, 52 tonluk bir tankın yerleşim yerlerinde yürütülmesinin normal olup olmadığını sorduğu Selami Göktürk, "Değil ama o anki psikoloji ile öyle düşünemiyorsun" yanıtını verdi.

Tutuklu Uzman Erbaş Serkan Bozkurt, sorgusunda suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Mahkeme, duruşmaya yarın sabah 09.00’a kadar ara verdi.

İDDİANAMEDEN...


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı'nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri belirtiliyor.

Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıkların tümü için 4 ayrı suçtan ceza isteniyor. Tüm sanıkların, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye oylak", "Üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlarından 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Yüksel KOÇ / İSTANBUL (DHA)