Merkez Tarihi Su Kültürü ve Yapıları Sempozyumu başladı

Tarihi Su Kültürü ve Yapıları Sempozyumu başladı

Paylaş
Tarihi Su Kültürü ve Yapıları Sempozyumu başladı

Tarihi Su Kültürü ve Yapıları Sempozyumu başladı

İSTANBUL (DHA) - Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen Tarihi Su Kültürü ve Yapıları Sempozyumu başladı. Yarın sona erecek sempozyumda; Mimar Sinan’ın su yapılarından İstanbul çeşmelerine, suyu müzeleştirmekten güç unsuru olarak su kültürü ve yapılarına, sebil kitabelerinden önemli sebil ve çeşme örneklerine, sarnıçlardan çukurbostanlara kadar geçmişten günümüze su kültürü ele alınacak.

Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen ve tarihi su yapılarının; şehir, kültür, mimari, edebiyat, din ve toplum açısından değeri, günümüzdeki kullanım durumları ve işlevlendirmeleri, mevcut sorunlar ve koruma önerileri gibi çeşitli konuların ele alınacağı sempozyum dört oturumdan oluşuyor. 18- 19 Kasım tarihlerinde Fatih Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen sempozyumun oturum başkanlıklarını Prof. Dr. Mehmet Hüsrev Subaşı, Prof. Dr. Suphi Saatçi, Prof. Dr. Ahmet Kala ve Dr. Öğretim Üyesi Olcay Aydemir üstlendi. Sempozyumda Mimar Sinan’ın su yapılarından İstanbul çeşmelerine, suyu müzeleştirmekten güç unsuru olarak su kültürü ve yapılarına, sebil kitabelerinden önemli sebil ve çeşme örneklerine, sarnıçlardan çukurbostanlara kadar geçmişten günümüze su kültürü ele alınacak.

“DÜNYADA BAZI ŞEHİRLER VARDIR, ONLAR DA İNSANLAR GİBİ SUYU ARARLAR”

Sempozyumda konuşan Fatih Belediyesi Başkanvekili Mehmet Özçelik, “Allah-ı zü’l-celâl, Kur’an-ı Kerimin Enbiya suresi 30. ayetinde, 'Her canlı şeyi sudan yarattık' buyuruyor. Bu ayet-i kerimeye Suriçi’nde rastlamayacağımız bir mahalle, bir sokak neredeyse hiç yoktur. Çoğumuz ezbere biliriz, zira bu ayeti ecdat yaptırdığı çeşmelere nakış gibi işlemiş. İnsanın yaratılışı suyla başlıyor, canlılığımız suyla sürüyor. Bu sebeple insanın inancın merkezinde hep su var. Tıpkı bedenin canlılığı, temizliği gibi, ruhun, maneviyatın yaşaması için de suya ihtiyaç duyuyoruz. Tarih sahnesine çıktığımız ilk andan beri, daima suyun peşinden gidiyor, medeniyetimizi suyla inşa ediyoruz. Dünyada bazı şehirler vardır, onlar da insanlar gibi suyu ararlar, bütün güzelliklerine, cazibesine rağmen İstanbul o şehirlerden biri. Altı yöndeki kıyıları, iki denizin mavi ve tuzlu sularıyla yıkansa da kaderin bir tecellisi, İstanbul hep suya kavuşmanın özlemiyle kavrulmuş. Gerçekten de İstanbul; Yarımada üzerinde suyu biriktirmeye, depolamaya izin vermeyen jeolojik yapısı yüzünden, tarihte her zaman bir mühendislik zekâsına ve insan emeğine ihtiyaç duymuştur” dedi.

“ŞEHRİMİZİN TARİHİNİ AYDINLATAN BELGE NİTELİĞİNDE”

“Şehri suya kavuşturmak, o zamanın en ileri teknolojisinde, dev sistemler kurmayı gerektirmiştir. Nitekim şehrin bilinen en eski tarihinden bu tarafa, özellikle Roma döneminden başlayıp, Osmanlı’yla zirveye çıkan su mühendisliği ve mimarisi, İstanbul’u, su medeniyetinin en şahane yapılarıyla; kemerler, sarnıçlar, maksem, sebil ve çeşmelerle donatmıştır" diyen Özçelik sözlerine şöyle devam etti:

"Kimi gösterişli kimi nakışlı irili ufaklı bu yapıların her biri, tarih boyunca, suya kavuşmak için verilmiş büyük bir mücadelenin, billurlaştığı anıt yapılardır aslında. Mimar Sinan’ın dehasıyla zirveyi gören Türk su mühendisliğinde suyu getirmek bentlerin, kemerlerin ve maksemlerin, suyu biriktirmek açık ve kapalı sarnıçların, suyu dağıtmaksa çeşme ve sebillerin görevi olmuştur. Suriçi’ni suya kavuşturan bu yapıların hepsi bize, suyu aziz gören, aziz tutan ecdadımızdan yadigâr. Bu yapıların hepsi aynı zamanda şehrimizin tarihini aydınlatan belge niteliğinde ve mimarimizin en sanatkârane örnekleri arasındalar. Hayır ve hasenat için yaptırılan çeşmeler, Hüsnü hat ve süsleme sanatlarımızın, edebiyatımızın en şahane örnekleriyle bezenmiş durumdadırlar."

“İLÇEMİZDE 540 ADET ÇEŞME, 46 ADET SEBİL VE 23 ADET SU TERAZİSİ BULUNMAKTA”

İlçedeki tarihî su yapılarını koruma altına aldıklarını söyleyen Özçelik, “İlçemizde 540 adet çeşme, 46 adet sebil ve 23 adet su terazisi bulunmakta. Kültürel Miras Koruma Müdürlüğümüzün sorumluluk sahasında 137 tarihî çeşme mevcut. 31 çeşmenin projelerini çizdirdik, bunlardan 4’ü onaylandı. 35 çeşmemiz de 2022 yılı içinde projelendirilecek. 10 ay içinde 50 küsur çeşmede temizlik ve bakım onarım çalışmaları yaptık. 10 çeşmemizde ise kapsamlı bir restorasyon yürüttük. Kültürel Miras Koruma Müdürlüğümüzün çalışmalarıyla Fatih’teki su yapılarını titizlikle tek tek elden geçirip restore ederken, bu önemli konuyu akademik bir düzlemde kayda almayı da arzu ettik. Bu çerçevede tertiplediğimiz Tarihî Su Kültürü ve Yapıları Sempozyumu’nun kültürel mirasımıza sahip çıkmayı amaçlayan daha başka araştırmalara kaynak teşkil edecek verimde geçmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

Haberin Devamı