31 yıl önce 26 Nisan 1986'da dünya tarihinin gördüğü en büyük felaketlerden biri meydana geldi. Bugün Ukrayna sınırları içerisinde kalan Sovyetler Birliği'ne ait Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktörü havaya uçtu Çernobil 1970'te açılmış bir nükleer santraldi. Ukrayna'nın kuzey bölgesinde, Kiev'e bağlı bir yerleşim biriminde bulunan bu santralde kaza günü dört reaktör aktifti. İkisinin inşaası ise sürüyordu. 25 Nisan günü, dördüncü reaktör rutin bir bakıma girdi. Teknisyenler olası bir güç kesintisine karşı bir deney yapmaya karar verdiler. Çok ağır sonuçları olacak bu deney için 23:00'da çalışmalar başladı. 26 Nisan 01:23'te, deney için şartların oluştuğuna karar verildi ve düğmeye basıldı. 01:24'te ise, ters giden bir şeyler vardı. Deney için devre dışı bırakılmış güvenlik sisteminden ötürü reaktörde önlenemeyen çekirdek tepkimeleri gerçekleşti, ısı ve enerji bir anda kat be kat yükseldi...Önü alınamıyordu. Artan buhar basıncı, reaktörün tonlarca ağırlıktaki çatısını havaya uçurdu. Reaktördeki zirkonyum ve grafit, yüksek sıcaklıktaki buharla karışınca, hidrojenler yanmaya başladı ve tüm santral alevler içinde kaldı. Dördüncü reaktörün patlamasıyla ortaya çıkan radyasyon, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından tam 200 kat daha etkiliydi. Patlamanın ilk anda bir kilometre yüksekliğe ulaştı. İlk anda ortaya çıkan etkinin, iki metre kalınlığındaki betonu eritecek güçte olduğu ifade edildi.Nükleer felaket, ilk anda santral çevresinde görevli 31 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştu. Ancak etkisi bununla sınırlı kalmadı. Türkiye'nin de dahil olduğu yakın coğrafyada hastalık getirdi, ölüm getirdi... Kazaya ilk müdahale eden itfaiye erlerinde radyasyon yanıkları oluştu ve bu erlerin çoğu ilk iki hafta içinde öldü. İnsan için ölümcül doz 10 milisivert iken, santraldeki enkaz kaldırma çalışmalarına katılan 830 bin tasfiye memurunun hepsi 165 milisivert radyasyona maruz kaldı. Bu memurların en az 730 bin ciddi şekilde hastalandı ve tahminlere göre 2005 yılına kadar 112 bin ila 125 bin tasfiye memuru yaşamını yitirdi. Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Birliği (IPPNW) Almanya Şubesine göre Rusya, Belarus ve Ukrayna´da 8 milyon 300 bin kişi yoğun radyasyona, Avrupa´da ise 600 milyon insan düşük yoğunluklu radyasyona maruz kaldı. Soğuk savaş psikolojisinin de etkisiyle, nükleer teknoloji alanında geride görünmeme refleksinden ötürü SSCB ilk günlerde kazayla ilgili bir açıklama yapmadı. Ta ki bir iki gün içinde, Avrupa'daki radyasyon düzeyindeki çok ciddi artış tespit edilene dek.28 Nisan 1986'da radyoaktif bulutlar İskandinavya'ya ulaştı. Yetkililer ölçülen değerlerin anormalliğinden ötürü büyük bir kaza meydana geldiğini tahmin etti. SSCB, meydana gelen felaketi tüm dünyaya açıkladı, diğer ülkelerden yardım istedi.Olayın açıklanması ve yardım talebinden ötürü Mihail Gorbaçov ülkesinde ciddi eleştirilere maruz kaldı. Çernobil faciası, dünya basınında bir numaralı gündem konusu oldu. -Radyasyondan yoğun oranda etkilenen 30 kilometre çapındaki alan belirlenerek bu bölgelerden 135.000 insan uzaklaştırıldı ve yaşam alanları boşaltıldı. Reaktör binası 410.000 m3 çimento ve 7.000 ton çelik kullanılarak gömüldü. -Binanın altı betonlandı. -Besin maddeleri başka bölgelerden getirildi ve kontamine (radyasyon bulaşı olan) yiyeceklerin tüketimi yasaklandı. Çeşitli tanı merkezleri kuruldu.-5.300.000 insana, tiroid bezini iyot açısından doygunluğa ulaştırarak radyoaktif iyodun tiroid bezi tarafından alımını mümkün olduğunca engellemek için potasyum iyodür tabletleri dağıtıldı. Normal değerlerin katları cinsinden ifade edilmiştir. Çernobil'in dördüncü reaktörünün patlamasının ardından bölgeye itfaiye birlikleri çok kısa bir süre içinde sevk edilmişti. Ancak birçoğunun radyoaktif bir tehditle burun buruna olacaklarından haberi yoktu. Mide bulantısı ve kusma ile, itfaiye erlerinin çoğu görevini yapamaz hale geldi. Önemli bir kısmı hayatını kaybetti.Aynı şekilde, Santral'e sevk edilen ve temizlik faaliyetlerinde bulunanların da büyük bir çoğunluğu, maalesef hayatını kaybetti. 3 dakika çalışarak 'hayatlarında alabilecekleri radyasyon miktarı'nı aldılarReaktör enkazına aynı zamanda Ordu'nun bir kısmı gönderilmişti. Ortalama olarak bir kişi 3 dakika çalışıyordu. Ve bu süre içinde hayatı boyunca alabileceği radyasyon miktarına maruz kalıyor, ciddi bir risk altına giriyordu.Çatıdaki iş belki de hepsi içinde en kısa süreniydi, sadece üç dakika. Bir çok askere ordudan emekli olabilmeleri için gereken süreyi dolduracak iki seçenek sunulmuştu. Biri cehennemvari bir kurşun, roket ve bomba yağmurunda, Afganistan'da iki yıldı; diğeri ise sakin, sessiz ve görünmez bir gama ışını yağmurunda, Ünite 3'ün çatısında üç dakika.Planlandığı gibi 15 gün içerisinde temizlenen enkaz, özellikle en ağır radyasyonun bulunduğu çatı kısmı 3'er dakikalık çalışma süreleriyle temizlendi. Ancak basit bir gaz maskesiyle, kendilerine verilen kurşun plakalar ile elbise yapmaları istenen o görevliler, o andan itibaren radyasyonun pençesindeydiler. Çoğu hayatını kaybetti. 300 metreden 12 mikroröntgen olan doğal ortam radyasyonunun, kazanın yaşandığı santrale 300 metre mesafede bu değerin oldukça üstünde ölçüldüğü ifade ediliyor.Bu değer bir ölçüde azalsa da, bölgenin tamamen sağlıklı bir şekilde yaşanabilir bir ortama dönüşmesi için yüzlerce, binlerce seneye ihtiyaç var. 600 bin kişinin (aralarında itfaiye erleri, ordu mensupları, siviller bulunmaktadır) bulunduğu bu çalışmalarda kullanılan askeri ve sivil araçlar günümüzde terk edilmiş bir şekilde bir aradadır. Taşıdıkları radyoaktif kalıntılar, bozulmuş yapıları onları kullanılamaz hale getirmiştir. Felaketin Türkiye’ye etkisi tam olarak ölçülemedi. Buna karşın 1986 sonrası Marmara’da ve Karadeniz Bölgesi’nde kansere yakalanma oranının 3 kat arttığı saptandı. Ancak kanser vakalarındaki artış ile Çernobil arasında bir bağ resmi olarak kurulamadı. Felaket sonrası batılı ülkeler Türkiye’de üretilen Çay’da yoğun olarak radyasyon tespit ettiklerini duyurdu. Buna karşın eski Enerji Bakanı Cahit Aral, çayda bir tehlike olmadığını göstermek için basın mensuplarının karşısında bir bardak çay içti ve iddiaları “batı tezgahı” olarak nitelendirdi. Ancak batılı ülkeler tonlarca tarım ürünlerini Türkiye’ye iade etti. Radyoaktif bulutların Trakya'ya ve ardından Doğu Karadeniz'e ulaşması Türkiye için 'Çernobil' felaketini başlatıyordu.Tarım ürünleri çeşitliliği ile öne çıkan bu bölgelerde, o günlerde sağanak yağışların yaşanmasıyla birlikte önlemler alınmaya çalışılmıştır. Ancak ne kadar yeterli olduğu meçhuldür.Trakya ve Karadeniz kıyılarında normal koşullarda 8–10 microröntgen/saat olan radyasyon düzeyi; kazadan 10 gün sonra 30–40 microröntgen/saat düzeyinde ölçülmüştür. Günümüzde Trakya'da 'Ergene kanser saçıyor' tartışmaları, 'Ergene tehlikeli mi?' tartışmaları arka planında hala Çernobil'i barındırıyor. Nitekim verilere bakarsak; 1986'daki kanser görülme oranı, 1987'de Marmara Bölgesi'nde iki katına çıkmıştır. Marmara Bölgesi'nde 1986-1987 arası yaklaşık iki kat, Karadeniz'de ise 1995'ten sonra yaklaşık üç kat artış görünmektedir. Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser, Türk Tabipler Birliği raporu Ukrayna’da, tarihin en büyük nükleer kazası olan Çernobil’deki nükleer reaktörün patlamasının 31’inci yıl dönümünde başkent Kiev’de anma töreni düzenlendi. Felakette hayatını kaybeden kurbanların anısına, 31 defa çan çalındı. Düzenlenen dini törenle dualar edildi.