"KADAVRANIN YERİNİ TUTABİLEN BİR MATERYAL YOK"
Ana bilim dalına gelen bir cenazenin, 5-10 yıl kadavra olarak kullanıldıktan sonra varsa ailesine teslim edildiğini, kimsesi yoksa belediye ile görüşülerek defin işlemlerinin yapıldığını anlatan Doç. Dr. Üzel, dini vecibelerin aileler tarafından cenazenin tesliminden önce ya da sonra yapabildiklerini ifade etti.
Kadavra temin edilememesi halinde yurt dışından da ücreti karşılığında getirilebildiğini aktaran Mehmet Üzel, bunun da sağlanamaması halinde maketler, üç boyutlu teknolojilerle bu eksiğin kapatılmaya çalışıldığını ancak bunların da kadavranın yerini tutmadığını dile getirdi.
Son yıllarda kimsesizlerin cesedinin de üniversiteye gelmediğini ifade eden Üzel, "Eskiden esas kadavra kaynağımız bu kimsesiz cenazeleriydi. Hastanelerde kimsesiz olan kişiler, hastane müdürlüklerinin inisiyatifiyle tıp fakültesine verilebiliyordu. Biz de belli bir süre saklamak, ondan sonra üzerinde çalışma yapmak durumundayız. Her gelen kimsesiz cenazeyi çalışma materyali olarak kullanamıyoruz." dedi.
Kampanyalarının, bağış oranını arttırdığını ancak yine de sayının yeterli olmadığını vurgulayan Mehmet Üzel, sağlıklı bir eğitimin verilebilmesi için Türkiye'de mevcut tıp öğrencilerinin onda biri kadar kadavraya ihtiyaç olduğunu söyledi.