Ulusal Obezite Kongresi başladı

Kongre kapsamında obezite, beslenme yöntemleri, yeme bozuklukları, gıda güvenliği gibi konularda birçok oturum düzenlenecek. Türkiye’nin farklı yerlerinden katılan uzmanlar, obezite ile ilgili birçok güncel yaklaşımı masaya yatıracak.

Kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları vb. pek çok sağlık sorunlarının oluşmasına zemin hazırlayan, bireylerin yaşam kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkileyen “obezite” ile mücadele açısından büyük önem teşkil eden kongreye 100’e yakın uzman destek veriyor.

Obezitenin önlenmesinde üretilecek ürünler açısından gıda sanayi ile işbirliğinin sağlanmasının yanı sıra, obezitenin farmakolojik ve cerrahi yöntemlerle çözümünde yeni bilgilerin sunulacağı 7. Ulusal Obezite Kongresi kapsamında 22 farklı oturum yapılacak. 50’ye yakın poster sunumunun gerçekleşeceği etkinlikte, ülkemizin önde gelen uzmanları obeziteye dair yaklaşımlarını sözel sunumlar eşliğinde de katılımcılarla paylaşacak.

4 gün sürecek olan 7. Ulusal Obezite Kongresi’nde ayrıca Multi Disipliner Tedavi Kursu ve Bariyatrik Cerrahi Diyetisyenliği Kursu düzenlenecek.

Tüm dünyada ve ülkemizde beslenme, sağlıksız yönde değişirken, yüksek enerji yoğunluklu beslenme modeli günlük yaşantımıza giriyor. Son yıllarda küresel bir sorun haline gelen Obezite, beraberinde getirdiği tip II diyabet, dislipidemi, hipertansiyon gibi önemli sağlık problemleriyle artık hastalık olarak tanımlanıyor. Obezitenin kökeninde beslenmeye, çevresel faktörlerle yaşam biçimine ve genetik yatkınlığa dikkat çekiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü 2015 yılı verilerine göre dünya nüfusunun 700 milyonu obez, 1.6 milyarı kilolu olup günümüzde 2.3 milyar insan obezite sorunu ile yaşıyor. Obezitenin kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri ve kas iskelet sistemi hastalıklarının oluşumuna da zemin hazırladığı dikkate alındığında, obezitenin önlenmesi ve tedavisinde, hekim, diyetisyen, klinik psikolog, fizyoterapist gibi sağlık meslek mensubları ve spor bilimcilerin katılımı ile multidisipliner bir çalışma anlayışıyla sonuç alınabileceği belirtiliyor.