Gündem Ümit Kurt, daha önce de gaz kapsülüyle yaralanmış

Ümit Kurt, daha önce de gaz kapsülüyle yaralanmış

Paylaş
Ümit Kurt, daha önce de gaz kapsülüyle yaralanmış

Cizre'de 6 Ocak 2015'te kalbinden vurularak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Ümit Kurt'un ekim ayında da polisin attığı gaz kapsülüyle sırtından vurulduğu ve bu olaydan üç gün sonra mağdur olarak ifade verdiği ortaya çıktı

Şırnak’ın Cizre ilçesinde boyacılık yaptığı inşaattan sokağa çıktığı esnada kalbine isabet eden kurşunla can veren 14 yaşındaki Ümit Kurt’un, 8 Ekim 2014 günü de polisin kullandığı biber gazının kapsülüyle sırtından vurulduğu ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Radikal'den İdris Emen'in haberine göre; Kurt, bu olaydan üç gün sonra Cizre Çocuk Büro Amirliği’ne ‘mağdur’ sıfatıyla ifade verdi ve kendisini vuran polislerden şikâyetçi de oldu.

‘YARALANMAMA SEBEP OLAN KİŞİLERDEN ŞİKÂYETÇİYİM’

6-7 Ekim 2014 tarihlerinde tüm yurtta yaşanan ve 50’ye yakın kişinin can vermesiyle sonuçlanan Kobani eylemleri Cizre’de de etkili olmuştu. 8 Ekim 2014 günü de Kobani ile dayanışma amacıyla ilçede yapılan eyleme polis biber gazıyla müdahale etti. O gün saat 15.00 civarında polisin gaz kapsülüyle sırtından vurulan ve hastaneye kaldırılan Ümit Kurt tedavisinin ardından gaz kapsülüyle yaralandıktan üç gün sonra Cizre Emniyeti’ne giderek şikayetçi olan Kurt’un, Çocuk Büro Amirliği’ne ‘mağdur’ sıfatıyla verdiği ifadesi şöyle:

Haberin Devamı

“8 Ekim 2014 günü saat 15.00 sıralarında Tadım Simit Sarayı isimli iş yerinin önünden yürürken bir grup şahıs yol üzerinde duran Akrep isimli plakasını bilmediğim polis aracına taş atıyordu. Ben polisle taş arasında kaldığımda bir anda akrep içerisinden polisler üzerimize doğru gaz atmaya başladı. Ben mısır yiyordum. Ve bir anda polisin attığı gaz kapsülü sırtıma değdi. Ben orada yaralandım. Ve oradan geçen motosikletli şahıs beni alarak en yakın Botan Hastanesi’ne götürdü. Burada yapılan tedavinin ardından eve gittim. Dün, yani 10 Ekim 2014 günü polis memurları beni arayarak doktor raporlarının elinde olduğu ve ifade için Ş.M.A. Polis Merkezi Amirliği’ne müracaata gelmemi söylediler. Ben de bugün , yani 11 Ekim 2014 günü Çocuk Büro Amirliği’ne müracaata geldim. Konuyla ilgili olarak benim yaralanmama sebep olan kişi ya da kişilerden şikayetçiyim.”

‘1 HAFTA EVDEN ÇIKAMADI’

8 Ekim'de sırtından vurulan Ümit Kurt’un olaydan sonra bir hafta evden çıkamadığını söyleyen baba Abdullah Kurt, olayla ilgili olarak şunları söyledi:

“Oğlum gaz kapsülüyle sırtından vurulduğu gün şehir dışındaydım. Geldiğimde ifadesini vermiş ve kendisini vuranlardan şikayetçi olmuştu. O olaydan sonra bir hafta boyunca evden çıkamadı. Uzun bir süre boyunca sırtının üzerinde uyumadı. Gaz kapsülüyle vurulma olayı aydınlatılmadan hayatını kaybetti. Her iki olayın da aydınlatılmasını istiyorum.”

Haberin Devamı

ÖLÜ MUAYENE RAPORUNDA ‘ÇATIŞMA’ İDDİASI

Bu arada Ümit Kurt’la ilgili olarak, öldürüldüğü gün olan 6 Ocak 2014’te Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ‘ölü muayene tutanağı’nda dikkat çekici ifadeler yer aldı. Tutanakta, olay günü saat 19.30’da Cizre Emniyet Müdürlüğü’ne gelen ihbar üzerine olay yerine intikal eden polis ekipleri ile yüzü kapalı bir grup arasında çatışma yaşandığı ve Ümit Kurt’un da bu çatışma sonucunda vurulduğu iddialarına yer verildi.

Ümit Kurt’un gaz kapsülüyle vurulduğu sırada Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında görevli olduğunu belirten avukat Filiz Ölmez ise rapordaki bu iddiaya itiraz ederken, Kurt’un daha önce yaralanmış olmasına da dikkat çekiyor:

“Ümit Kurt’un daha önce polisler tarafından gaz kapsülüyle vurulması, Kurt’un polis tarafından öldürüldüğüne dair şüpheleri güçlendiriyor. Ayrıca ölü muayene tutanağında Kurt’un çatışma sonucu öldüğü yer alıyor. Olay sonrasında yaptığımız araştırmalar sonucunda elinde silah olmadan ve boyacı kıyafetiyle, arkadaşlarına yardım ettiği bir esnada vurulduğunu tespit ettik. Kurt öldüğü sırada bir çatışma varmış gibi göstermek gerçeği çarpıtmaktır. Merak ettiğimiz soru şu; 8 Ekim tarihinde Ümit Kurt gaz kapsülüyle ölseydi o zaman da çatışma sonucu öldüğü mü iddia edilecekti? Burada amacımız polisi hedef göstermek değil, cinayeti işleyenlerin bulunmasını sağlamaktır.”

Haberin Devamı