Magazin Yabancılar Türk dizilerine tutkun

Yabancılar Türk dizilerine tutkun

Paylaş
Yabancılar Türk dizilerine tutkun

Türk dizileri 140’tan fazla ülkede seyirciyle buluşuyor ve yıllık ihracat rakamı 350 milyon dolara yaklaşıyor. Dizilerin yurtdışında izlenmesi ülke tanıtımına da büyük katkı sağlıyor. Türk dizilerinin yabancı hayranları ise “Kimse Türkler gibi drama yapamıyor. Tarihi diziler de harika” diyor

Türkiye, dizi ihracatında, kazandığı 350 milyon doları aşkın gelirle, Amerika’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Özellikle online platformların telif haklarını satın almasıyla Türk dizileri birkaç yıl içinde dünyaya yayıldı. Hürriyet'ten Kardelen Koldaş, Amerika’dan Kore’ye Türk dizisi tutkunları yabancılarla konuştu ve hayranlıklarının sebebini araştırdı.

16’NCI YÜZYIL TARİHİ




Aram Chung, 31, Güney Kore’nin Seul kentinden. Amerika’da özel bir şirkette veri haberleri yapan Chung, tarihe ilgi duyuyor. Bir Fransız belgeselinde Muhteşem Yüzyıl’ın klibini gördükten sonra diziye başlayan Chung, neredeyse her bölümü izlediğini söyledi. Hatta, Chung’ın bilgisayarının arka planını, Muhteşem Yüzyıl oyuncularının resmi süslüyor. Chung, “16’ncı yüzyıl tarihini, Türk bakış açısıyla görmeyi çok seviyorum. Türk kostümleri, özellikle o dönemden, bana çok yabancıydı. Bu yüzden bunların ekranda portre edilmesi çok ilgi çekiciydi. Muhteşem Yüzyıl’ın bölümlerini YouTube’dan izliyorum. İlerleyen bölümlerde altyazı yok ama, neyse ki, İngilizce bir blogda özetleri buldum. Önce diziyi izliyordum, sonra özetleri okuyarak ne olduğunu öğreniyordum” dedi.

ETKİSİNDEN KURTULAMIYOR




Çalıkuşu, Ezel, Bir Çocuk Sevdim, Binbir Gece, Karadayı, Fazilet Hanım ve Kızları, Yer Gök Aşk, Kördüğüm, Kış Güneşi... Bunlar Amerikalı Christie Bowman’ın izlediği dizler. Michigan eyaletinde fotoğrafçılık yapan Bowman (60), Türk dizilerine ilk olarak Netflix’te gördüğü Çalıkuşu ile başladı. Bowman, “Aşık oldum... Türk dizilerini çok sürükleyici buluyorum, daha önce izlediğim hiçbir şeye benzemiyor. Bütün bölümleri iki defa izledim. Türk dizileri benim için bir eğlenceden çok, bir tecrübe oluyor” diyor. Kendini ümitsiz bir romantik olarak tarif eden Bowman, Kurt Seyit ve Şura’nın kendisini bir hafta gözü yaşlı bıraktığını söyledi. Netflix’teki Türk dizilerinin genelde yarım olduğunu aktaran Bowman, sonraki bölümleri YouTube’dan izliyor. “Kimse Türkler gibi drama yapamıyor” diyen Bowman, Türkçe’nin kulağa çok melodik geldiğini söyledi.

FATMAGÜL İLHAM VERİCİ




Apoorv Saxena, 26, Delhi’de yaşayan bir Hintli. Ne Türk arkadaşı var, ne Türkiye’ye geldi, ne de dili biliyor. Ancak annesiyle beraber Türk dizileri izliyor, arkadaşlarına bile öneriyor. Hayatını bir haber aplikasyonu için editörlük yaparak kazanan Saxena, Türk dizilerine Hint kanalında dublajlı olarak yayımlanan Fatmagül ile başladı. “3-4 dizi izledim. Fatmagül, Feriha, Küçük Ağa, Kuzey Güney. Ama bütün bölümlerini izlemedim. Favorim Fatmagül. Çok ilham verici ve düşündürücü bir hikâye. Ara hikâyeler de çok zekice.” Bazen Fatmagül’ün bir sonraki bölümünü televizyon yayınını bekleyemeden YouTube’dan izlediğini söyleyen Saxena, bu dizinin hikâyesinin, kadınlara karşı cinsel suçların çok konuşulduğu bir dönemde hala çok geçerli olduğunu aktardı. Saxena, dizileri yayımlayan kanalın televizyon sağlayıcısında olmadığı için, Türk dizilerini yeniden izleyebilmenin yolunu arıyor.

ANNESİ İLE ORTAK KONULARI




Boutheına Ben Sedrine, 26, Tunuslu bir inşaat mühendisi. Türk dizilerine annesi sayesinde başladı. “Bu annemin fikriydi. O Türk dizilerini düzenli olarak izliyor. Bu, onunla beraber bir şeyleri konuşmak için bir fırsat oldu. Kiralık Aşk’a bayılıyordu, ben de onunla başladım. Bu 3 yıl önceydi, hala farklı Türk dizileri ve filmlerini izliyorum” dedi. Çoğu Türk dizilerin ulusal televizyonlarında yayımlandığını anlatan Sedrine, şimdilerde Kösem Sultan’ı izliyor. Sedrine, geçen yaz, Türkiye’ye bile geldi. Ankara, Konya ve İstanbul’u gezdi. Hatta dönerken yanında ufak bir şişede toprak bile götürdü.

ÖNYARGILARI DİZİLER YIKTI




BAHJA Sofiane, 23, Montreal, Kanada’da yaşayan bir Tunuslu. Satış mühendisi olan Sofiane, Türk dizileriyle anneannesi izlerken tanıştı ve uzun süre bu dizileri izleyenlerin sadece anneannesi gibi insanların olabileceğini düşündü. Keşfini şöyle anlatıyor: “İşten eve yorgun döndüğüm bir gün, Friends dizisini üçüncü kez izlemeyi bitirdikten sonra, Netflix’te yeni ve hafif bir televizyon dizisi arıyordum. Tarihi romantizmden keyif alan biri olarak Kurt Seyit ve Şura hızlıca gözüme takıldı.” Başta, diziyi iki aşığın bütün zorlukları geride bırakarak beraber olacakları klasik bir hikâye zanneden Sofiane, dizinin gidişatıyla fikrinin değiştiğini anlattı: “Ana karakter Kurt Seyit’in ailesi öldüğü zaman diziyi durdurduğumu hatırlıyorum ve dizinin bu noktaya gidebileceğine inanamadım. Söylemeliyim ki bu noktada benim bütün önyargılarım tamamen yok oldu.”

Haberin Devamı