Spor salonuna gitmek mi, evde spor yapmak mı?

Çoğumuz bu ikilemde kalıyoruz, evde spor yapmak mı yoksa spor salonuna gitmek mi? Özellikle pandemi döneminde evde spor yapmak, bir zorunluluk haline gelse de normalleşmeyle birlikte spor salonuna dönüşler yavaştan başladı. Peki siz hala arada kalanlardan mısınız? Bir yanda, evde hiç kimsenin bakışları olmadan pijamalarla istediğiniz müzikle spor yapmak; diğer yanda sayısız kasıntının bir arada bulunduğu ter kokulu salonlar. Evde spor alternatifini sizin için değerlendirdik. Dışarıda spor yaptığınızda, özellikle de park ve orman gibi doğayla iç içe olan mekânlarda; daha fazla temiz hava alabilirsiniz ki bu da spor salonlarının kirli havasından çok daha iyidir. Daha fazla oksijen almak, kendinizi daha iyi hissetmenizi ve spora karşı motive olmanızı sağlar. Evde spor yaptığınızda zaman tamamen size aittir; yani bu konuda herhangi bir kısıtlama yoktur. Dilediğiniz saat aralığında, dilediğiniz yerde bulunabilir; egzersiz sürenizi de istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Evde spor yapmak için herhangi bir bütçe hesabı yapmanıza gerek yoktur. Çünkü bunun için kimseye bir bedel ödemek zorunda değilsiniz. Tek yapmanız gereken kendiniz için doğru bir antrenman programı oluşturup; bunu belirli gün ve saatlerde uygulamaktır. Spor salonlarındaki ağırlıkları kullanıyorsanız, evinizde de dışarıda da kaslarınızı geliştirecek egzersizler yapmanın yollarını bulabilirsiniz. Bunun için birkaç ağırlığınızın olması yeterlidir. Ayrıca yürüyüşten koşuya kadar açık havada yapılan egzersizler daha sağlıklıdır. Antrenman için yatak odasından bile çıkmak istemeyenler için de pilates, yoga ve dans iyi fikirler olabilir. Açık havada spor yapmanın en iyi yanlarından biri, spor salonunda kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan kurtulabilmenizdir. Yanınızdaki kişinin yaptığı spora bakıp kendiniz ile kıyaslarken bşr bakmışsınız kendi antremanınıza odaklanamamışsınız. Açık havada ya da evde spor yaparken tek odak noktanız kendiniz olursunuz. Sabah çok erken kalkmayı veya gece çok geç saatlerde yatmayı istemiyorsanız mutlaka spor salonlarının kalabalıklığına maruz kalmışsınızdır. Hatta ekipmanları kullanmak için sıra bile bekleyebilirsiniz. Evinizde veya açık havada spor yaparken ise böyle bir sıkıntıyla karşılaşmazsınız. Spor salonuna yakın oturuyor olsanız bile spor çantası hazırlarken, eşyalarınızı değiştirirken dahi vakit kaybedersiniz. Eğer kendi kendinizin spor eğitmeniyseniz bu işlerden kurtulup zaman kazanırsınız. Spor salonlarındaki ekipmanlar düzenli olarak temizleniyor olsa bile birçok kişi devamlı kullandığı için oldukça mikropludur. Ayrıca, spor salonlarında kullanılan kilitli dolaplar ve duşlar da yine aynı sebepten sağlınız için riskli olabilecek mikropların yaygın olduğu yerlerdir. Yalnız olduğunuzda, kendi uygunluğunuza göre uyarlanmış bir egzersiz programı düzenlemek daha kolaydır. Çiftler ya da gruplar halinde antrenman yaparken, programa uyulmaması motivasyonu düşürür ve yavaş yavaş gerilemeye yol açar. Ayrıca spor seçiminin bireyselleştirilmesi gerektiği göz önüne alındığında, tek başına eğitimin daha verimli olduğu söylenebilir. Her hareket, başkalarının performansını aşma çıkarına değil, kişisel ihtiyaçlara ve yeteneklere bağlı olacaktır. Başkalarının karar vermesini, günlerinin karesini almasını ya da gerekli ekipmanı hazırlamasını beklemek zorunda kalmadan zaman kazanılır. Bir eğitimin başarısı için önemli bir faktör organizasyondur; kendi planlamamızı yapmak ve yerine getirmek bizim için başkalarını beklemekten daha kolaydır. Kendi inisiyatifinize göre zamanlamanızı ya da egzersiz türünüzü değiştirmek tek başına eğitimin bir başka avantajıdır. İstediğiniz zaman ve yerde yoğunluğu ve hızı değiştirme olasılığından bahsetmiyoruz bile.