Yaşam Genç yaşta görülen tehlike: Meme kanseri

Genç yaşta görülen tehlike: Meme kanseri

Paylaş
Genç yaşta görülen tehlike: Meme kanseri

Meme kanseri dünyada sıklıkla görülen kanserlerden. Genellikle menopoz sonrası ortaya çıkan meme kanseri günümüzde artık genç kadınlarda da görülmeye başladı.

Meme kanseri dünyada en sık görülen kanserlerden. Genellikle orta yaş ve üzeri olan kadınların risk taşıdığı düşünülürken, ülkemizde durum bambaşka!

Son yapılan araştırmalar, Türkiye’de genç yaşta görülen meme kanseri hastası sayısının ABD’nin iki katı olduğunu ortaya koyuyor. Uzun yıllardır ABD’de yaşayan ve ekibiyle meme kanseri ile ilgili çok değerli araştırmalara imza atan Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Atilla Soran, "Ülkemizde genç yaşta görülen meme kanseri hastası sayısı ABD’nin iki kati. Meme kanseri kadın kanserleri arasında 151 ülkede en sık görülen kanser türü. 2015 yılında dünyada 1 milyon 700 bin kadında meme kanseri teşhis edildi. 500 binin üzerinde kadının yaşamını meme kanseri nedeniyle yitirdiği tahmin ediliyor" dedi.

"MEME KANSERİ GÖRÜLEN KADINLARDA YAŞ ORTALAMASI…”

ABD Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi Cerrahi Onkoloji Departmanı Meme Hastalıkları Ünitesi Meme Hastalıkları Klinik Araştırmalar Direktörü ve Amerikan Ulusal Meme Merkezi Konsorsiyum Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Atilla Soran, "Ülkemizde Sağlık Bakanlığı verilerine göre, kanser tanısı konulan her 4 kadından 1’i meme kanseri. Son yıllarda meme kanseri görülen kadınlarda yaş ortalamasının gençlere doğru kaydığını görüyoruz. ABD’de 50 yaşın altında meme kanseri görülme oranı yüzde 19 iken, ülkemizde bu oran yüzde 40’ın üzerindedir. Yani iki katıdır. Meme kanseri dünyadaki kadınlar arasında en sık rastlanan kanser türüdür ve kansere bağlı kadın ölümlerinin de bir numaralı nedenidir. Son 50 yılda dünyada meme kanseri görülme sıklığı iki mislinden fazla artmıştır. Türkiye’de her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmaktadır" dedi.

"ÜLKEMİZDE GENÇ YAŞTA MEME KANSERİ GÖRÜLMESİNİN NEDENLERİ ARAŞTIRMALI"

Prof. Dr. Atilla Soran, özellikle 1.derece akrabalarından birinde (anne-baba, çocuk, kardeş) meme kanseri olanlarda, riskin 2 katı arttığını, birden fazla 1.derece akrabasında meme kanseri olanlarda ise bu riskin 3-4 kat arttığını vurguladı. Soran, "Özellikle akrabasında genç yasta kansere yakalanan varsa, (iki taraflı meme kanseri, yumurtalık kanseri ya da ailede erkek meme kanseri geçmişi gibi) bu risk daha da artıyor. Günümüzde artık kanser riskini önceden tespit edebilmek için 15-20 gene bakılarak genetik paneller belirlenebiliyor. Bunlardan BRCA1 ve BRCA2 genleri yüzde 5 ile yüzde 10 oranında meme kanserinden sorumlu. Ancak aile hikayesi olanlarda bu oran yüzde 15- yüzde 20’ye kadar çıkabiliyor.

Gen testi sonucu pozitif olanlarda meme kanserine yakalanma oranı yüzde 70‘lere kadar çıkabiliyor" dedi.

"OBEZİTE VE HAREKETSİZ YAŞAM MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTTIRIYOR"

Genlerimiz ailesel hikayemiz, yaş, menopoz, ilk regl yaşı gibi değiştirilemez bazı faktörler meme kanseri için önemli. Ancak yine de hareketli bir yaşam, düzenli kilo kontrolü, sağlıklı beslenme ve pozitif bir bakış açısı ile riski kontrol edebilmek mümkün. Özellikle menopoz sonrası şişmanlığın meme kanseri riskini yaklaşık 2 kat arttırdığına dikkat çeken Soran, "Ayrıca menopoz sonrası şişmanlık diyabet hastalığına da neden oluyor. Diyabetin de meme kanseri ile ilişkisi bulunuyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki menopoz sonrası alınan her 5 kilo, meme kanseri riskini yüzde 11 oranında arttırıyor. Günlük egzersiz yapan kadınlarda meme kanseri yüzde 10-20 oranında azalıyor, çok ve ağır egzersiz ise riski daha da azaltıyor. Ancak yalnızca tempolu yürüyüş bile riski düşürmede çok daha etkili oluyor. Amerikan Kanser Derneği’nin önerisi haftada 7 saat yürümek. Ayrıca düzenli olarak meyve/sebze tüketenlerde meme kanseri riski azalıyor. Alkol tüketimi günde 1 bardaktan çok olan kişilerde ise risk yüzde 7-yüzde 10 oranında artıyor. Uzun yıllar sigara kullananlarda meme kanseri riski yüksek" dedi.

EN ÖNEMLİSİ MEME KANSERİ FARKINDALIĞINI ARTIRMAK

Gelişmiş ülkelerde meme kanserinde farkındalık ve düzenli kontrol en önemli korunma yöntemi. Erken teşhis, aile hikayesi olanlarda önceden yapılan genetik konsültasyon ve güncel kanıta dayalı tedavi yöntemleri 5 yıllık ortalama yaşam süresini yüzde 90’ın üzerine çıkartıyor. Soran, "Buna karşılık gelişmemiş ülkelerde meme kanseri ölüm oranı yüksek seyrediyor. Meme kanseri farkındalığını artırmak için çok çaba göstermeliyiz. Kişiye özel korunma, tarama ve tedavi planlamaları yaparken, toplumun genelini ilgilendiren ve meme kanserine neden olan yaşam tarzı değişikliklerini anlatmalı ve genetik testlerin kullanımını yaygın hale getirmeliyiz" dedi.

Soran, meme kanserinin 50 yaş altında da görülmeye başlamasının sebeplerini şöyle sıraladı:

"Gereksiz ve kontrolsüz hormon, ilaç ve benzer ürünlerin kullanılması
Genç kadınların stresli iş yaşamları
Doğum yapmama; 35 yaşında sonra doğum yapma, emzirmeme
Erken adet görme (12 yaşından önce)
Geç menopoza girme (55 yaşından sonra)
Yoğun meme dokusunda sahip olmak
Genç yaşta göğüs duvarına radyoterapi görmüş olmak
Gece vardiyasında çalışıyor olmak
Alkol kullanımının artması".

(İHA)

Haberin Devamı