Cumartesi Postası Yaşı küçük ödülleri büyük

Yaşı küçük ödülleri büyük

Paylaş
Yaşı küçük ödülleri büyük

Emir Koçak 12 yaşında. O, Türk Milli Takımı'na seçilen en küçük binici. Pek çok ödülü var. Son olarak geçen ay İspanya'da yapılan Binicilik Yıldız Avrupa Şampiyonası'nda 98 sporcu arasından 10. oldu...

Adeta aşık olduğu iki atı olan Emir Koçak, her gün antrenman yapıyor onlarla. Dersleri mi? Şaşırabilirsiniz ama mükemmel...

Haberin Devamı

Haber: Nehir Çağrı

16-21 Temmuz tarihlerinde İspanya’da düzenlenen Binicilik Yıldız Avrupa Şampiyonası’nın Gençler ve Genç Yetişkinler Kategorisi’nde Türk çocuğu Emir Koçak yaşından büyük bir başarı kazandı.

Yıldız binicilerde hafta boyunca gösterdiği başarılı performans ile övgü toplayan Emir Koçak ‘Florenitne 62’ isimli atıyla ülkemizi temsil etti. Önce birbirinden güçlü rakiplerini yenerek ve 98 sporcu arasından öne çıkarak finalde yarışmaya hak kazanan 37 kişiden biri oldu.

Sonra da Danimarka, İrlanda, Fransa, Polonya, İngiltere, Yunanistan gibi ülkelerden gelen binicilerle şampiyonluk mücadelesine girişti. Finalde Emir Koçak, 37 sporcu arasından 10. olarak yarışı tamamladı.

Hemen belirtelim; Emir henüz 12 yaşında. Ve Milli Takım binicisi. Şöyle bir düzeltme yapmalıyız: Emir Koçak, Milli Takım’a seçilen en küçük binici.

Haberin Devamı

Bir yılda işi kapmış

Emir, at binmeye üç yıl önce başlamış. Yani 9 yaşındayken. Asla korkmamış yaşına göre fazla iri olan hayvanlardan. Hocaları ne derse ikiletmemiş, yapmış. Söylediklerinin asla azını ya da çoğunu uygulama hevesini duymamış, başına buyruk davranmamış.

Hızlı ilerleme kaydedince hocalarının dikkatini çekmesi uzun sürmemiş elbette. Bir yılın sonunda engelleri, yani manileri atlamaya başlamış. Başlangıçta ikide bir düşüyormuş. Korkuyormuş da aslında.

Ama her defasında yeniden ve yeniden at üstüne çıkmasını sağlayan, 19 yaşındaki yaşlı ama çılgın atı olmuş. Derken Emir, lisansını almış. 1.5 yıldır da lisanslı sporcu olarak engel atlıyor.

Sezon boyunca katıldığı yarışlardan dereceler almış ama ilk büyük başarısı, bu yılın mayıs ayında İstanbul İl Kupası ikinciliği olmuş. Geçtiğimiz haziran ayında da Almanya’da milli takım kampına katılmış.

Orada katıldığı yarışmada beşincilik almayı başarmış. Yazının başında belirttiğimiz gibi, geçen ay da İspanya’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda onuncu olmuş. Bir süre önce yapılan Türkiye Kupası Yarışması’nda da üçüncülüğü elde etmiş.

Karda-kışta antrenman

Elektrik mühendisi bir anne ile tekstilci bir babanın oğlu olan Emir, ilkokul 7. sınıf öğrencisi. İlginçtir; bu yoğun temposuna rağmen derslerinde çok başarılı. Hem de her gün at bindiği halde.

Haberin Devamı

Çoğu zaman arkadaşları okuldan sonra sinemaya veya dışarı çıkmak için onu arıyor, Emir kabul etmiyor. Okuldan geldiği gibi bir şeyler yiyip soluğu atlarının yanında alıyor. Evet, bir değil, iki atı var.

Birinin adı Csillag (Şilak diye okunuyormuş), diğerininki Florentine 62. Her gün çiftliğe gidiyor, çünkü biliyor ki at her gün düzenli çalıştırılmazsa körlenir. Hafta sonları genelde yarış olduğunda da kitaplarını, defterlerini alarak gidiyor, orada yapıyor derslerini.

“Atlarınla ilişkin nasıl? Onlara nasıl davranıyorsun?” diye soruyoruz, Emir şöyle cevap veriyor; “Yanlarına gider gitmez onları öpüyor, sarılıyorum. Ardından elma ve havuç veriyorum.

Ama Csillag havuç yemiyor, ona fazla veremiyorum.” Yarış öncesi heyecanlandığını gizlemeyen küçük sporcu “Yarıştan önce nazar değmesin diye kendime nazar boncuğu takıyorum.

Şu ana kadar nazar boncuğu taktığım her yarışta büyük koştum. Heyecanlanıyorum ama kendime güvendiğim için korkmuyorum” diye konuşuyor. Hedefini soracak oluyoruz, hiç düşünmeden “Büyüyünce olimpiyatı koşmak” cevabını veriyor.

Haberin Devamı

Kazada öldü sandılar

Emir, at ile engelli atlamaya başladığı günden itibaren sıkça düşmüş. Hatta geçtiğimiz yılın mayıs ayında, hem de doğum gününde büyük bir kaza geçirmiş. Hatası olmamış aslında, at ile arasında bir uyumsuzluk yaşamış:

Emir, atının engeli atlayacağını düşünmüş ama at atlamayıp aniden durmuş. Emir havada iki takla atarak yere düşmüş. O anda “Sakın yerden kalkma” diye anons yapıldığı için parmağını bile kımıldatmadan öylece yatıp yardım gelmesini beklemiş.

Emir hareketsiz yatarken herkes onun öldüğünden neredeyse eminmiş. Neyse ki bu büyük kaza çok ucuz atlatılmış.

(24.08.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)