Ahmet Anıl Demirhan Şu ana kadar 2020’de öne çıkan 14 yabancı şarkı
HABERİ PAYLAŞ

Şu ana kadar 2020’de öne çıkan 14 yabancı şarkı

Haberin Devamı

1- Foster The People - Lamb’s Wool

Sudden changes make the air uncomfortable

Oh, hold me so I'm not alone, no

2011’de Pumped Up Kicks eşliğinde yaptıkları çıkışla, bir anda "Indie-pop’un geleceği" olarak aday gösterilmeye başlanmışlardı. Aradan geçen 9 senede iki albüm çıkaran Los Angeles’lı grup, sevenlerini maalesef mutlu etmeyi başaramamış, Spotify’da en çok dinlenen 10 şarkısı arasına bu iki albümden sadece bir şarkı sokabilmişti. “Tek albümlük grup" olma yolunda ilerleyen Foster the People'ın imdadına ise bir mayıs günü çıkardıkları bu şarkı yetişti.

Daha ilk saniyelerden geri dönüşlerini simgelercesine melodik ve güçlü bir girişle karşılaşıyoruz. Bu şarkıyla sanki sevenlerinden özür diliyor gibiler. Havada son yüzyılın en kötü virüsü dolaşırken Foster The People belki de yılın parçasıyla, bizi bu zor zamanlarda sımsıkı tutup bırakmamakta kararlı.

2- Elliott Moss – Bodyintheshapes

My arms and legs are crossed

The way you taught me to sit

James Blake’in küçük kardeşi olarak niteleyebiliriz Elliot Moss’u. 'Closedloop' şarkısıyla çalma listelerinin en çok aranan isimlerinden olarak müzik dünyasına giriş yapan New Yorklu müzisyen, ikinci stüdyo albümüyle indie-pop dünyasındaki yerini sağlamlaştırıyor. Albümün öne çıkan parçası 'Bodyintheshapes' ise, her an masal anlatmaya hazır bir sese sahip olan Moss’un elektronik altyapısı ve ritmik tınılarıya kendi müzik dilini en iyi yansıtan eseri.

3- My Morning Jacket - Feel You

In a past life, feeling loved

But now in the present, seeing blood

İlk albümlerinden bu yana 21 sene geçse de, ilk günkü kadar belli bir kalıba sokulamayan, kendilerine has Americana tınıları ile artık alanında usta olarak gösterilen grup, son albümü The Waterfall II'yi karantina günlerinin etkisinde bitirdi. Albümün açık ara en iyi şarkısı “Feel You” için söylenecek en güzel sözü bir YouTube yorumunda bulabilirsiniz: Pink Floyd kokusu alıyorum.

4- The Strokes - Not The Same Anymore

And now it's time to show up

Late again, I can't grow up

And now, it's on me they've given up

21'inci yüzyılın en önemli albümlerinden biri olarak görülen “Is This It” ile müzik hayatına başlamak her grup için tehlike arz eder. 19 sene önce çıkardıkları ilk albümle "Indie-rock’ın poster çocukları" olarak görülen The Strokes, üst üste hayal kırıklarıyla dolu eserler yayınlayarak, bir nevi kayıp çocuk sendromuna yakalanmıştı. Son albümlerinin öne çıkan şarkısı “Not The Same Anymore” ile belki de kendi çocukluklarıyla yüzleşiyor, gerçeği kabulleniyorlar. Eleştirmenler tarafından yere göğe sığdırılamayan son albümleri dinleyici tarafından da sevildi. Kayıp çocuklar için hala umudumuz var.

5- Four Tet - Insect Near Piha Beach

Böyle bir isme sahip olan bir şarkının kötü çıkma olasılığı ne kadar olabilir ki? Elektronik müziğin en büyük üstatlarından Kieran Hebden, 2017’de çıkardığı albümünden sonra tekrardan otantik öğelerin olduğu, bol yaylı tınıların yer aldığı bir eserle daha karşımızda. Uyarı: Bağımlılık yapabilir!

6- Midwife - S.W.I.M

You know I can't swim forever

Treading water my whole life

Multi-enstrümentalist Madeline Jackson, “Heaven Metal” olarak adlandırdığı müziğini, senenin en güzel şarkılarından biri S.W.I.M ile adeta tüm dünyaya haykırarak duyuruyor. Sadece penceremizden dünyaya bakabildiğimiz böyle bir senede, içinde var olduğumuz bütün zorluklara rağmen, Denver’da tek başına bir müzisyen içimizi umutla doldurmaya hazır.

7- Dua Lipa - Pretty Please

Somewhere in the middle, I

Think I lied a little, I

İngiliz süperstar uzun zamandır beklenen albümünü daha birkaç gün önce dinleyicileriyle buluşturdu. Eleştirmenler tarafından şimdiden 'yılın en iyi pop albümü' olarak lanse edilmeye başlanan çalışmanın benim için öne çıkan parçası ise bir modern-pop klasiği olabilecek 'Pretty Please'. Baştan sona bir saniyeyi bile boşa harcamadan, bir pop şarkısının bütün gerekliliklerini harfiyen yerine getiren tam bir 'sürekli çalsın' şarkısıyla karşımızda Dua Lipa.

8- Jessie Ware - Spotlight

Can't keep the sun from rising

Can't keep the heart from beating

Geldik bir başka İngiliz pop starına... 2012’de çıkardığı 'Devotion' albümüyle Mercury ödülüne aday olan ve yıllar geçtikçe yerini sağlama alan Jessie Ware, Dua Lipa’nın aksine İngiltere’de klasik popun kraliçesi olarak öne çıkıyor diyebiliriz. 'Spotlight' ise yapıtlarının arasında şu ana kadar öne çıkan eserlerden biri. Evde olduğumuz bugünlerde ilaç gibi geleceğine eminim.

9- Nick Hakim - QADIR

In their temple

In their mind

There seems to be a complexity

To being kind

2014’ten beri sessiz sedasız, atmosferik müziğiyle hayatımıza girmeyi başardı Nick Hakim. Yankılanan efkarlı sesi, şarkılarında ona eşlik ederken adeta mini bir Thom Yorke’a bürünmüyor değil. Son albümünün çıkış parçası “QADIR” ise vefat eden yakın arkadaşına adanmış ve harika tasarlanmış bir eser. Adım adım yükselen vokali ve iç sızlatan sözleri ile 2020’nin arka planına cuk oturuyor.

10- Other Lives - All Eyes (For Their Love)

Don't you think they'll be amused

Ah, by your love?

My Morning Jacket’tan sonra bir başka Americana temsilcisinin bu listede olması normalde az bir ihtimaldi. 2008’den beri müzik dünyasında var olan ve Elbow’u andıran sinematik müzikleriyle ünlenen grup, popülerliğini zamanın ünlü dizilerinde yayınlanan şarkılarıyla sağlamış, kendilerini bir anda Radiohead ile tur yaparken bulmuşlardı.

5 yıl aradan sonra 4. stüdyo albümleriyle 2020’ye ayak uydurmaya çalışan grup, bildiğimiz ve sevdiğimiz müziklerine kaldıkları yerden devam ediyor. Albümün öne çıkan parçası ise, içinde adeta 3 ayrı şarkıyı barındıran ve albüme de adını veren tam bir Other Lives klasiği.

11- 1010 Benja SL – Woodrow

Dahm boodlee-boodlee woop ba-ma-ne-ma pah pah

Humm zeema-neema badeeba-deeba

Spotify profilindeki Twitter linkine tıkladığınızda "Böyle bir hesap yoktur" uyarısıyla karşılaşıyorsunuz. Instagram linkine tıkladığınızda ise hiçbir fotoğraf paylaşmadığını fark ediyorsunuz. İşte ancak böyle bir müzisyenin müziği de kendisi kadar öznel ve ilginç olabilirdi.

Gerçek ismini de maalesef bilmediğim 1010 Benja SL, piyano eşliğinde bu zamana kadar pek görmediğim bir enerjiyle kendinden geçiyor, eseriyle beraber notadan notaya atlıyor, uçuyor-kaçıyor, ama ilginç bir şekilde sizi bunları yaparken mest ediyor.

Yılın en ilginç ve kendine has şarkısı...

12- Jayda G - Both Of Us

I can love enough for the both of us

I can

Milenyumun ilk yıllarındaki disco-pop zamanlarına nostaljik ama bir o kadar da yenilikçi bir yaklaşımla muhteşem bir denge sağlayan Jayda G, “Both Of Us” ile senenin en iyi şarkılarından biriyle karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda üstün DJ performansıyla dünyayı da dolaşan müzisyen, yeni nesil dans müziğinin en önemli figürlerinden biri olabilir.

13- Run The Jewels - goonies vs. E.T.

If I make another wish, I would wish for a wish for you

But the brass on the magic lamp's damn near rubbed through

Bir varmış bir yokmuş…

40’lı yaşlarına gelmiş, solo kariyerlerinde hak ettikleri yere ulaşamamış iki kafadar buluşmuş. 2014’te rap müziğin geldiği noktada artık yeni, güçlü ve olabildiğince keskin bir sese ihtiyaç varmış. Ve müzik dünyasının Alaaddin’in sihirli lambasında diledikleri şey Run The Jewels ismiyle hayata bürünmüş.

Bir proje olarak başlayan ikili, daha ikinci albümleriyle “yılın en iyi albümü” ödüllerini silip süpürmüş, ırk ayrımcılığı, çarpık ülke politikaları, eşitsizlik üzerine yazdıkları sözlerle jenerasyonun adeta sözcüsü haline gelmiş…

Rap müziğinin en güçlü ve en sert ikilisi, 4. albümleri RTJ4 ile içinde bulunduğumuz kaotik zamanın sözcüleri olarak görevlerine devam ediyor. Atlanta’lı Killer Mike’ın konser alanlarından daha çok siyaset arenalarında Trump karşıtı tutumuyla birçok müzisyene öncülük ettiğini, siyahilerin polis şiddetine karşı ayaklanmasındaki en önemli figürlerden biri olduğunu düşünürsek, Run The Jewels belki de hiç olmadığı kadar hayati bir konumda…

14- The Killers - Dying Breed

From the coveted touch of a girl in love

I was lifted by the sound of a spirit in need

Baby, we're a dying breed

Americana’dan bahsetmişken yılın en “Amerikan” albümünü yapan The Killers’ı bu listeye eklememek olmazdı. Grup son albümleri “Imploding The Mirage” ile yılın belki de en romantik albümüyle karşımızda. Baştan sona 80’lerin Hollywood filmlerini andıran ve ABD nostaljizmiyle dolup taşan tınıların olduğu albümün en iyi şarkısı ise, grubun solisti Brandon Flowers’ın eşine ilan-ı aşk ettiği muhteşem bir stadyum şarkısı Dying Breed.

Şarkının tam ortasında gerçekleşen arşa yükseliş ise umarım bu zor zamanları atlatmamız için gereken inancı bir nebze de olsa içimizde yaşatır diyor, hepinize müzikli günler diliyorum.

Şu albümlere de göz atabilirsiniz

  • Disclosure – ENERGY
  • Widowspeak – Plum
  • Kelly Lee Owens – Inner Song
  • Zelma Stone – Dreamland
  • EOB – Earth
  • Thundercat – It Is What It Is
  • Hilary Woods – Birthmarks
  • Mac Miller – Circles

Sıradaki haber yükleniyor...
holder