Av. Hakan TOKBAŞ Acunkent Mağdurları'nın hakları - 2
HABERİ PAYLAŞ

Acunkent Mağdurları'nın hakları - 2

Haberin Devamı

Bir önceki yazımda,

Acunkent Mağdurlarını 3 kategoride toplamıştım;

1- Ellerinde adi yazılı sözleşme olup henüz kat irtifakı tapusunu almamış olanlar

2- Kat irtifakı tapusunu alıp, konutu henüz fiilen teslim alamayanlar

3- Kat irtifakı tapusunu alıp, inşaatı tamamlatmak ve bir şekilde “iskân” alınmasını sağlamaya çalışanlar

İlk grubun ne yapması gerektiğine kısaca değinmiştim,

Şimdi ikinci ve üçüncü gruplara bakalım:

Kat irtifakı tapusunu alıp, konutu henüz fiilen teslim alamayanlar:

Bu grup, uygulamada “gecikmiş kira tazminatı” denilen zararı talep etmek için dava açabilirler.

Bu taleple birlikte, konutun taahhüt edildiği gibi tamamlanmamasından ötürü, eksik kısım için zararı karşılayacak bir tazminat da (bedelden indirim) talep edebilirler.

Elbette, bu davayı açarken “ihtiyati haciz” talep ederlerse ve bu talepleri (alacağın likit olmamasından kaynaklı düşük bir ihtimal ama) kabul görürse, dava sonu sürpriz yaşamaktan veya tahsil edememe korkusundan kurtulmuş olurlar.

“Nasılsa tahsil edemeyeceğim, bir de üstüne boşuna masraf yaptığımla kalırım” diyenler, yanlış düşünürler. İnşaat sektöründe malın nasıl ve hangi yollarla kaçırılacağı tahmin edilebilir. Dava sonunda, eğer tahsil imkânı kalmamış ise, şirketin tapu devrettiği üçüncü kişi ve şirketler incelenerek, hileli olduğu düşünülen durumlarda “tasarrufun iptali” davası açılarak, önce mal şirkete geri döndürülür, sonra o döndürülen mal üzerinden tahsilât yapılır.

İskân almaya çalışanlar:

Bitmemiş bir inşaatı sonradan tamamlattırıp iskân almak çok da kolay bir olay değil aslında.

Önce etraftaki leş yiyicilerden, çakallardan bir kurtulmak gerekir.

Akabinde adamakıllı “BİR” olmak gerekir. Bunun için de, organize olmak lazım. Mağdurlar önce kendi içerisinde bir ihtiyar heyeti oluşturmalı. Akıllı, zeki ve iyi niyetli insanlardan oluşan bir heyet. Bu heyet ise yine mağdurlar içerisinden, iyi niyetli, sağa sola direksiyon kırmayacak, mağdurların hakkını gasp ettirmeyecek, genç, kendi işinden vakit ayırabilecek birisini lider olarak seçecekler. İhtiyar heyeti, yanlışını gördüğü zaman lideri değiştirebilecek. Elbette bu lider, en çok konuşan kişi değil, en dinamik ve iyi niyetli kişi olmalı.

Böyle kalabalıklarda genellikle en çok konuşanlar lidermiş gibi davranır, yüzlerce kişinin elinde olduğunu sanarak, o kalabalığı bir ona bir buna yamamaya çalışır ki, onu da beceremez zaten. Beceremeyince de bir türlü harekete geçemeyen kuru bir kalabalık çıkar ortaya ve herkese karşı güvensizlik başlar. O sebeple doğru yerden ve kişilerden başlamak çok önemlidir.

Sanıyorum, organizasyon şemasını çizdik. Artık gerisi, mağdurların bileceği iştir. Ya harekete geçerler yahut atalet içerisinde mağduriyetleri ile baş başa kalırlar.

Bu organizasyon şemasını gerçekleştirmeden ne yazık ki iskân falan alamazsınız; onu net bir şekilde ifade edebilirim.

Organize oldunuz mu, gerisi gayet basit; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun çeşitli durumlar karşısında aradığı nisap vardır. Kanunda açıkça yazar zaten. Mesela, yönetici seçmek için ayrı bir nisap, yönetim planını değiştirmek için ayrı bir nisap aranır. Hepsi için ortak nokta, sizin “BİR” olmanızdır aslında.

Artık yeterli çoğunluğu kolayca sağlayabileceğinize göre, önce yönetim planını değiştirmek, akabinde yöneticileri atamak ve Belediye ile görüşüp proje eksikliklerini tamamlatıp iskânınızı almak an meselesidir.

Acunkent mağdurlarına, ayırabildiğim köşe bu kadardan ibaretti. Umarım, bu yazı ile birlikte toplam 3 yazıdan oluşan yazı dizisi, mağdurları biraz hareketlendirir, daha mantıklı düşünmeye sevk eder ve hak arama mücadelesine bir katkı sunar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder