Ayça Okay Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret mi ?
HABERİ PAYLAŞ

Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret mi ?

Çin’in Wuhan bölgesinde ortaya çıkan nanometre boyutundaki corona virüs sebebiyle dünya olarak tehdit altındayız ve sürecin dramatik sonuçlarının sorumluluğunu almışken belki de tüm insanlık olarak uzun yıllardır hiç olmadığımız kadar birlik ve beraberlik halindeyiz.

Dünya ekonomisini oluşturan katmanları atmosferin katmanlarına benzetecek olursak; sağlık, ulaşım, sanat, eğitim, ticaret gibi katmanlardan sanat endüstrisi de troposfer kadar yara alarak, olumsuz etkilendi.

Peki tarih boyunca yaşanan salgın ve felaketler sebebiyle etkilenen sanat endüstrisi ve yapıtaşlarını oluşturan sanatçılar, sanat profesyonelleri, kurumlar, hatta sanat izleyicisi bu dönemlerde nasıl pozisyon aldı ve neler yaşadı; bir göz atalım.

Haberin Devamı

15'inci yüzyılda dünya nüfusunun büyük bir kısmının yok olmasına sebep olan veba salgınının sebebi, o dönemki sanatçıların üretimlerine de büyük ölçüde yansıdı ve konu oldu. Örnekler arasında 'The Triumph of Death with The Dance of Death' tablosu ile İtalyan ressam Giacomo Borlone de Burchis tarafından yaşayanlar ve ölüler arasındaki karşılaşma anlatılan tablosu, İspanyol gribine yakalanan ve bizlerin 'Çığlık' adlı yapıtı ile hafızalarımızda yer edinen Edward Munch’un hastalık esnasında ürettiği, Oslo National Gallery’de sergilenen otoportresi ve yakın geçmişteki HIV virüsü salgını döneminde kendisine AIDS ile ilgili teşhis konulduktan kısa süre tasarladığı poster ile gündeme gelen Keith Haring gibi isimler mevcut.

Sanatta olduğu kadar edebiyat alanında da yansımaları hissedilen salgın hastalıklar arasında yer alan 'Kara Ölüm', 60 bin kişinin öldüğü, Floransa’nın tarihte gördüğü en büyük yıkımı yaşayarak Boccacio’nun 'Decameron'unda betimleniyordu. Venedik ve Londra’da 100 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret mi

The Triumph of Death with The Dance of Death (1485), Giacomo Borlone de Burchis

Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret mi

Self Portrait (1919), Edvard Munch

Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret mi

İgnorance= Fear (1989), Keith Haring

Sanat tarihinde salgın dönemlerinde yaşanılan çaresizlik, felaket kitlesel bir cinnete yol açtı, ekonomik bunalımları beraberinde getirdi, ahlaki değerler yıkılarak azınlıklara karşı öfke ve nefrete dönüştü, kilise ve devlet gibi otoritelerin duruma çözüm getirememesi gözler önüne serildi.

Haberin Devamı

Günümüzde ise corona virüs salgını yerli ve yabancı sanatçıların üretimlerini geçmiş dönemlerdeki gibi etkilemiş durumda. Sanatçıların atölye ve evlerinde daha çok vakit geçirmesi, içsel yolculuklarına dikkat dağıtacak faktörler olmadan rahatlıkla odaklanabilmesi ve zaman konusundaki esneklikleri sebebiyle üretimlerinde daha deneysel bir yöntem izlediklerini söylemek mümkün. Kullanılan malzemelerin çoğunlukla ithal edilerek temin edilmesi ve ülkeler arası sınırların kapalı oluşuyla ticaretin zayıflaması sebebi ile alternatif malzeme arayışı, deyim yerindeyse 'elde ne var ise o' mantığıyla üretilen yapıtlar hem dikkat çekici oluyor hem de sürecin izini taşıyarak sanat tarihine not düşülmesini sağlıyor.

https://www.instagram.com/p/B_XvrG6B84P/

Michael James Schneider

https://www.instagram.com/p/B_qCHT1FKCN/

Shepard Fairey

https://www.instagram.com/p/B_Aqdh4Jd5x/

Banksy

https://www.instagram.com/p/B-gAVA-F-1A/

Takashi Murakami

Sanat tarihindeki salgın dönemlerinde henüz sosyal devlet kavramının ortaya çıkmamış olması nedeniyle krallar ve Medici gibi aristokrat aileler sanatçıları kendi yerleşkelerinde karantina altına alarak, yaşam maliyetlerini üstlenerek, sağlıklı şekilde üretime destek olmalarını sağlamışlardı.

Haberin Devamı

Günümüzde ise galeri ve müze gibi kurumların kara bulutları dağıtmak için hızlıca dijital ortama adapte olmaları ve evde kalınan süreci sanat izleyicisi için keyifli hale getirmelerinin yanı sıra, devlet kurumları da sanatsal yaklaşım ile evde kalma sürecini mizahi bir şekilde ele alıyorlar. Ukrayna Kültür Bakanlığı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı keyifli içerikli paylaşımlar evde kalan milyonlar tarafından oldukça beğenilmişti.

Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret mi

Ancak sanatçının üretime devam edebilmesi için elbette devlet kurum ve kuruluşlarının yalnızca mizahi sosyal medya paylaşımları yapması yeterli değil. Tıpkı tarihte toplumun önde gelen kesiminin sanatçıları koruma altına alması gibi Alman hükümeti, ülkenin sanatsal ve kültürel sektörleri için geniş kapsamlı bir yardım paketine imza attı. Yapılan açıklamada “Sanatçılar sadece vazgeçilmez değil, aynı zamanda hayati önem taşıyor” diyerek corona virüs tehdidi altındaki kültür kurumlarına ve sanatçılara hükümetin mali yardım yapacağını ve toplamda 50 milyar Euro destek verileceğini belirtti. İngiltere ise 190 milyon dolarlık destek içeren bir paket duyurdu. Son olarak New York’ta, Metropolitan Sanat Müzesi ise hükümeti, ABD müzelerine 4 milyar dolarlık yardım yapma çağrısında bulunmuştu.

Tüm bu bilgilerin ışığında ülkelerin gizliden gizliye karantina sürecini ve virüsün yayılma durumunu hızlıca atlatarak normale dönme yarışı içerisinde olduğu da gözlemleniyor. Karantina sürecinden en hızlı çıkan ve rutinine dönen ülke gündeminden salgın hastalık konusunu çıkartacak ve gelişime odaklanacak.

Geride kalan ülkeler ise hastalık ile boğuşurken kötü giden ekonomiye bağlı olarak eğitim ve sanat gibi toplumların gelişimine doğrudan etki eden konularda geri kalmaya mahkum olacak. Ülke olarak mevcuttaki süreci en hızlı şekilde, az kayıp ile atlatarak “Yeni normal düzene geçerek iyileşmeye başlayacak mıyız?” sorusu hepimizin aklına geliyor.

Peki bunu başarırsak sanat endüstrisi nasıl etkilenir? Tarihteki örneklere bakacak olursak; yaşanan kötü dönemler sonrasında kültür ve sanatın olumlu tetiklenerek adeta sıçrama yaptığını görebiliyoruz. Hiç şüphesiz İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da yaşanan bunalım ortamı ve sanatçıların özgür sanat arayışı sanatın merkezinin Paris’ten New York’a kaydığı bir model ile Amerikan ekonomisi ve kültüründe hatırı sayılır bir pozitif etki yaratmıştı.

Ülke olarak tek yürek olup son derece iyi mücadele verdiğimiz, dünyaya kıyasla daha az kayıp ile atlatmaya yakın olduğumuz corona virüs sürecinin belki de son aşamasındayız. Mücadeleyi önde bitiren ülkeler arasında olursak ve odak noktamızı gelişime verebilecek duruma erişirsek; Amerika ve Çin gibi sanat ekonomisinin önde gelen paydaşlarının yanında yer alabilir miyiz? Bekleyip göreceğiz…

Sıradaki haber yükleniyor...
holder